En Güzel Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
Bu sayfada
Sevgili hanımlar kız bebeğinize isim arıyorsanız yazımız tam size göre. İsimleri ve anlamlarını bir arada bulabileceğiniz en güzel kız bebek isimleri ve anlamları
A
AÇELYA: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki
AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel
AHU: Ceylan, karaca 2.Çok güzel,ince,zarif kadın.
AJDA: Filiz,sürgün. Çok genç.
AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı
AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi
AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün
AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan
ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş
ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime
ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun
ANDAÇ: Anılar, hatıralar
ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin
ARMAĞAN: Hediye, ödül
ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek
ARZUM: İsteğim,dileğim,hevesim.
ASENA: Dişi kurt, güzel kız
ASLI: Temelli,köklü. Bir şeyin benzeri.
ASU: Azgın, huysuz, isyan eden. Afacan.
ASUMAN: Gökyüzü
AYBEN: Ben ayım anlamında
AYBİKE: Ay gibi güzel kız
AYCAN:Ay gibi sevilen,aydınlık can.
AYÇA: Yay biçimindeki ay,Hilal.
AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki
AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel
AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz
AYGÜN: Hem ay, hem gün
AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi
AYLİN: AYLA ile aynı anlamdadır
AYNUR:Ay ışığı
AYSEL:Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan
AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.
AYSUN:Ay gibi ışıltılı ve güzel.
AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan
AYŞEGÜL:Güller içinde mutlu yaşayan.
AYŞEN:Neşeli,gülen,aydınlık.
AYŞİM,AYŞİN:Parlak ışık saçan.
AYTEN:Güzel bir tene sahip olan.
AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız
B
BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı.
BALIN: Yar, sevgili
BANU: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.
BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı
BEGÜM: Hanım; Kadın hükümdar.
BELDE: Memleket, şehir, kasaba
BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen
BELKIS: Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı.
BELMA: Uysal, sakin.
BENAN: Parmak uçları
BENAY: Ben ayım, ay gibiyim
BENGİ, BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz
BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç
BERİL: Zümrüt
BERİN,BERRİN: En yüksek, en ulu anlamında
BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı
BERRAK: Duru
BERRAN: Keskin, kesici
BETÜL, BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri
BEYZA: Çok beyaz, lekesiz
BİHTER: Daha iyi, en iyi
BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi
BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz
BİNGÜL: Gülü bol; Gül bahçesi
BİNNAZ: Çok nazlı,cilveli,kaprisli.
BİNNUR:Çok ışıklı, ışığı gür
BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz
BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül.
BİRSEN: Yalnız sen
BUKET: Çiçek demeti
BURCU: Güzel koku, ıtır
BURÇAK: Bir bitki
BURÇİN: Dişi geyik
C
CANAN: Gönülden sevilmiş, yar.
CANAY: Ay gibi temiz.
CANDAN: İçten, gönülden
CANDAŞ: Candan, değerli dost
CANSEL: Hayat veren su.
CANSIN: İçten, gönüldensin.
CANSU: Can suyu. Hayat veren su.
CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan
CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel
CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif,ince bacaklı memeli.
Ç
ÇAĞLA: Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali
ÇAĞRI: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz.
ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü
ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi
ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan
D
DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası
DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki
DEMET: Çiçek bağlamı, deste
DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su
DERYA: Büyük deniz anlamında
DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzenini , köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme.
DİCLE: Bir nehir adı. Ulu ırmak.
DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim
DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan.
DİLEK: İstek, rica, arzu.
DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan
DİLŞAH: Gönül şahı, sevgili, sultan.
DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat
DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali
DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim
DUYGUN: Duygulu, hassas, hisli kişi.
E
EBRU: 1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı
ECE: Kraliçe. Güzel kız,kadın.
ECESU: Su gibi berrak ve güzel.
EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup.
ELANAZ: Ela gözlü, nazlı güzel.
ELANUR: Ela gözleriyle nur saçan.
ELÇİN: Deste, tutam
ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.
ELVAN: Renkler,çeşitler.
EMEL: Arzu, özlem.
EMİNE: İnanılır, güvenilir.
ESEN: Sağlıklı, salim
ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça
ESİN: Sabah rüzgarı
ESMA: İsimler, adlar. Çok yüksek olan.
ESNA: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.
ESRA: En çabuk, çok çabuk
EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü
EZGİ: Melodi, şarkı, türkü
F
FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın.
FERAH: Aydınlık, iç açıcı
FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet
FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş
FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci.
FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
FİGEN: Yaralayan, kıran
FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahçeleri.
FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı
FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek
FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik
FÜSUN: Büyü
G
GAMZE: Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur
GAYE: Amaç, erek
GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek
GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey
GONCA: Tam açılmamış çiçek
GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında
GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel
GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi.
GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
GÜHER: Cevher
GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül
GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer.
GÜLCE: Gül gibi.
GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven.
GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında
GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel
GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan
GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen
GÜLİN: Güzel,zarif.
GÜLİZ: Gül yetiştiren
GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam
GÜLNİHAL: Gül fidanı.
GÜLRİZ: Gül saçan
GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı
GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında
GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan
GÜLŞEN: Gül bahçesi
GÜLÜM: Bana ait olan gül. Canım.
GÜNAY: Hem gün, hem ay
GÜNNAZ: Nazlı kişi.
GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan.
GÜZİN: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen.
GÜZÜN: Güz mevsiminde olan
H
HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası.
HANDAN: Güleç, sevinçli, şen şakrak.
HANDE: Gülüş,gülme. Açılma. Eğlenme.
HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
HAZAR: Barış
HEVES: Bir şeye duyulan istek
HELİN: Yuva
HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş; Sevda
HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik
I
ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum,akın.
ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık
IRMAK: Akarsuların en büyüğü
IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık, nur.
IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık
IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi
İ
İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler’in verdiği ad
İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim
İLKAY: Ayın ilk hali.
İLKE: Temel alınan düşünce, kural
İLKİM: İlk çocuğum anlamında
İLKNUR: İlk ışık
İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım
İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde
İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar, zarif.
İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti
İZEL: El izi anlamında
İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında
J
JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları
JÜLİDE: Dağınık, karmakarışık
L
LALE: Çan biçiminde bir çiçek
LAMİA: Parlayan, parlak.
LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.
M
MAHPERİ: Güzeller güzeli.
MANOLYA: Bir süs bitkisi
MELDA: İnce ve taze bedenli
MELEK: Allah(c.c) katında bulunan ruhani varlıkların her biri
MELİKE: Kadın hükümdar,padişah eşi.
MELİS: Bal, bal arısı
MELİSA: Oğul otu
MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel
MERVE: Mekke’de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı
MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası
MÜGE: İnci çiçeği
MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış
N
NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış
NAZAN: Cilve yapan, nazlanan, nazenin.
NAZLI: Naz yapan; İşveli, edalı
NECLA: Evlat, çocuk. Soylu.
NERGİS: Bir süs bitkisi
NERMİN: Yumuşak, narin, ince.
NESLİ: Soylu.
NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden.
NEVAL: Talih,kader,kısmet.
NEVRA: Beyaz çiçek. Işıklı olma, parlaklık.
NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan, taze sürgün.
NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır
NİL: Çivit. Mısır’da bir nehir
NİLAY: Işıklı mavi, ışıklı lacivert.
NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde
NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi
NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık
NURAN: Nurlu, ışıklı.
NURAY: Işık saçan.
NURCAN: Aydınlık insan.
NÜKHET: Güzel koku
O
OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel
OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı
Ö
ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında
ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
ÖZGE: Yabancı. İyi,güzel. Cana yakın,şakacı. Yürekli,gözü pek
ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret
ÖZNUR: Özü ışıklı, aydınlık.
ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay
P
PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi
PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki
PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları
PINAR: Büyük su kaynağı
R
RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı.
RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel
REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen
REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu
RUHŞEN: Neşeli,canlı.
S
SANEM: Çok güzel kadın; Put
SEBLA: Uzun kirpikli göz
SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen
SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit
SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı
SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz madde SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak
SEHER: Tan ağartısı
SELDA: Bir söğüt cinsi
SELEN: Haber, müjde
SELİN: Gür akan su
SELMA: Barış içinde,huzur,erinç.
SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan
SEMA: Gökyüzü; Göç
SEMEN: Yasemin çiçeği. Semizlik.
SEMRA: Esmer kadın.
SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça’da put; Arapça’da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel
SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı
SERAY: Ay gibi güzel
SERMA: Kış soğuğu
SERPİL: Gelişmek, büyümek.
SERPİN: Yağmur
SERRA: Rahatlık, kolaylık
SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında
SEVAL: Severek al anlamında
SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek
SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
SEVİL: Her zaman sevilen biri ol
SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik
SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku
SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen.
SEYLAN: Sel, akma, akış
SEZEN: Hisseden, sezgili
SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar
SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği
SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu,anlayışlı.
SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası
SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler
SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim
SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi
SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.
SUZAN: Yakan, yakıcı.
Ş
ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık
ŞEBNEM: Çiğ, gece nemi, jale
ŞENAY: Mutlu geçen ay
ŞEYDA: Çılgın, deli divane
ŞİRİN: Cana yakın, sevimli
ŞULE: Alev, ateş alevi
ŞÜKRAN: İyilik bilme, minnettarlık
T
TANSU : Göğüsle ilgili
TAYYİBE : 1.İyi davranış. 2.Yatıştırıcı, hoşa giden söz
TİJEN : Taç, taçlar
TİLBE : Put – Güzel kadın
TUBA : 1.Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. 2.Güzellik, iyilik. 3.Rahat
TUĞÇE : Küçük tuğ
TÜLAY : Ayın ince ışığı
TÜLİN : Ayın çevresinde görülen ışık halkası
TÜRKAN : 1.Kraliçe. 2.Güzel kız
Ü
ÜLKÜ : Amaç, ideal
V
VİLDAN : Yeni doğmuş çocuklar
Y
YASEMİN : Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki
YELİZ : Ferah yer, aydınlık, havadar
YEŞİM : Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş
YILDIZ : Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri.
YONCA: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı
Z
ZEHRA : Çok beyaz, parlak yüzlü
ZELİHA : Züleyha, su perisi
ZERRİN : Altından yapılmış.
ZEYNEP : Süs, bezek.
ZUHAL : Satürn gezegeninin adı.
ZULAL : Hafif, güzel, soğuk su.
ZÜMRÜT : Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.
SON DÖNEMLERDE POPÜLER OLAN KIZ İSİMLERİ
A
AHENK: Uyum
ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş
ALEYNA: Bizim üzerimize olsun
ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni
ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı
ASYA: Dünyanın en büyük kıtası
AŞKIN: Aşmış, ileri
AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal
AYŞIL: Ay ışığı
B
BADE: Aşk, kutsal sevgi
BERFU: Kar tanesi
BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol
BELİZ: İşaret, iz; alamet
BENGİSU: Ölümsüzlük suyu
BENNUR:Işık saçan.
BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü
BİGE:Evlenmemiş,çocuk doğurmamış olan. Sultan.
BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın
BUSE: Öpücük
BÜGE:Bent,su benti.
BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber
C
CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET: Çok güzel yer. İyilik yapanların,günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer.
Ç
ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur
ÇİLEN:Hafif yağan yağmur,çisenti.
ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi
D
DEMRE: Noel Baba’nın doğduğu sanılan tarihi yer
DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren
DERİN: Sığ olmayan
DESTE:Bağlam,demet.
DİDE: Göz, göz bebeği
DİLA:Gönlümü çalan.
DİLAN:Gönüllerce olan,yürekler dolusu.
DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel
DORA: Doruk, zirve
DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön
DOLUNAY:Ayın tam yuvarlak olduğu an
E
ECMEL: Çok güzel
EGE: Türkiye’nin batısında yer alan deniz
ELİZ:El izi.
EREM: Cennet
ERÇİL: Doğru,inanılır,güvenilir kişi.
EYLÜL: Sonbaharda bir ay adı
ESİM: Rüzgar gibi olan.
F
FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması.
FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay
FİDAN: Yeni yetişen ağaç
FERİ: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
G
GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan
GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi
GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön
GÜZ: Sonbahar
H
HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü
HAYAT: Ömür, yaşam
HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği
HAZAN: Sonbahar
I
ITIR: Güzel koku; El ve yüze sürülen çiçek özü, esans
ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık
ILGIM: Serap
İ
İCLAL: Ağırlama,ikram. Büyüklük,ululuk.
İLAYDA: Su perisi
İLGİN: Yabancı,gurbette yaşayan.
İLKİN: İlk çocuklar için kullanılan adlardan. Önce,öncelikle.
İREN: Özgür, serbest
İRİS: Mitolojide Tanrıların elçisi
İZGİ: Güzel, adaletli, zeki
J
JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi)
K
KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi.
KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi
KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası
KUZEY: Bir yön
KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme
L
LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan
M
MAYIS: Bir bahar ayı
MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler.
MİNA: Mine. Liman. Şişe,cam,billur. Şarap şişesi.
MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan
N
NEHİR: Akarsu, ırmak
NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim
NİRAN: Nurlar,aydınlıklar,ışıklar. Ateşler. Cehennem.
NİSA: Kadın,kadınlar.
NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı
Ö
ÖDÜL: Armağan
ÖZÜN: Şiir. Hak edilmiş ün.
P
PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse
R
RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş
ROSA: Gül rengi,pembe kırmızı arası bir renk.
RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut
S
SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek
SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olmayan sıvı
SİTARE: Yıldız
SİMA: Yüz, çehre
SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği
SEREN: Gemi direği
SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam
SAHRA: Kır,ova,çöl
SARA: Halis, saf, katkısız
SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adi
SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç
T
TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
TÜRKÜ : Yankı, ses
U
UMAY : Devlet kuşu
V
VERDA : Gül.
Y
YAĞMUR : Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları.
YAREN : Dost, arkadaş
YELDA : 1.Uzun. 2.Yılın en uzun gecesi
YUDUM : Bir içimlik sıvı
Z
ZEREN : Anlayışlı, kavrayışlı.
ZÜMRA : Akıllı, çabuk kavrayan kadın.
EN NADİR KIZ İSİMLERİ
A
AKSEV:Aydınlığı sev,ışık saç
AKŞIN: Beyaz tenli kadın
ALEDA: Nazlı, kaprisli
ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli
AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse
AMİNE:Yüreğinde korku olmayan.
B
BEHİN: İyinin iyisi
BELGİ: İşaret
BELUR:Billur,billurdan olan.
BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili
BİNAY:Öylesine güzel ki bin ay eder.
BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz
C
CANEDA: İçten, sevimli kişi
CEVZA: İkizler burcunun eski adı
D
DEVİN: Hareket, kımıldanış
DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri
DİDAR:Güzel yüz. Görme.
DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse
E
EFİL:Rüzgar,dalgalanma.
EFSUN: Büyü, sihir
ERDA: Beyaz karınca.
ERNA: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili.
EVA: Havva. Yaratılan ilk kadın.
F
FERZİN: Kraliçe
FERİS: Şık,zarif.
G
GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume
GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre
GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
GÜZAY: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay
H
HENNA: Kına ağacı.
HESNA: Güzel,hanımefendi kadın.
HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça
HEVİN: Aşk, sevda
HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek
I
IĞIL: Çok yavaş akan su
İ
İYEM: Güzellik,iyilik.
İLMA: Parlatma. Belirleme,işaret etme.
İLSU: Ülkenin suyu,bereketi.
İMER: Zengin,varlıklı.
İPAR: Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen çiçek
İZEM: Büyüklük, ululuk
J
JEYAN: Kızan, kükreyen
K
KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf
L
LEMA: Parıltı,parlayış.
LEMİS: Dokunma,elleme.
LEYAN: Parlayan,parlayıcı. Konfor. Lüks hayat.
LİNET: Sürgün
LİLA: Açık eflatun
M
MEHİR: Ay parçası
MARAL: Dişi geyik
MERZE: Mercan
P
PAMİRA: Orta Asya’da bir yayla
PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın
R
RİMA: Dişi ceylan yavrusu
RUHAN: Güzel kokulu
S
SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk
SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma
SEL: Taşkın su
SELİS: Akıcı söz
SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik
SEYYAL: Akıcı, akışkan
SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen
Ş
ŞEVVAL: Arap takviminin onuncu ayı
T
TALHA : Güzellik
TALİA : Güzel, şirin
TAMAY : Dolunay, ayın on dördüncü
V
VİRA : Durmadan, aralıksız, sürekli.
Z
ZEHRE : Çiçek.
ZİŞAN : Şanlı, şerefli – Bir tür lale
elif ismi hiç güzel değil elif diye arkadaşım var onu sevmiyom