Kısa Atatürk Özdeyişleri
Mustafa Kemal Atatürkün özdeyişlerinin anlamları ile birlikte bu yazımızda sizlerle arkadaşlar. Çok çeşitli sözler bizlerin kulaklarına küpe olacak cümleler etmiş ama hepsini burada yayınlamayacağız sadece size yetecek kadar olanlar ve işinizi de görecek bence.
sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler
kazanmaya devam edeceğiz.
– Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise,
“Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım”
diyebilenindir.
– Egemenlik verilmez, alınır.
– Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
– Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
– Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır.
– Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
– Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının
yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır.
Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz
ve yaşamayacaktır.
– Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
– Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir
bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.
– Ne mutlu “Türküm” diyene.
– Geldikleri gibi giderler.
– Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
– Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı
bir türlü öğretemedim.
– Yurtta sulh, cihanda sulh.
– Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum.
– Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür.
– Doğruyu söylemekten korkmayınız.
– Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir.
Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve
hissediyorsanız bu yeterlidir.
– Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.
– Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
– Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri !
– Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine
ve refaha ulaştırmaktır.
– Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.
Atatürkün özdeyişleri ve anlamları açıklamaları
– Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.
Türkiye devletinin yapısının ruhu millî egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir.
Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla millî egemenliği sağlamış bulunması ile devamlılık kazanır. Bundan dolayı; hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir.
Ne mutlu “Türküm” diyene.
Atatürk milliyetçiliği, Türk toplumunun en eski kaynaklarına dek, bütün tarihine uzanmakla birlikte asla bir ırk milliyetçiliği, bir şovenlik değildir. Akıp giden zaman içinde Türk ulusunun, çok eski bir ulus olduğu bilincini uyandırarak ulusal bağları besleyen, geliştiren bir kültür milliyetçiliğidir. Bu milliyetçilikte yurt, Atatürk’ün daha ulusal Kurtuluş Savaşı’na başlarken ulusal antlaşma (Misak-ı Milli) ile sınırları çizilmiş bugünkü Türk yurdudur. O’nun ‘’Ne mutlu Türküm diyene’’ sözü de zaten böyle bir anlama gelir. Kendini Türk bilen, Türk duyan, Türk olmakta övünen ve tarihimize, yurdumuza, ulusumuzun yarınlarına inanan her yurttaşı, Türk kabul eden gerçekçi, insancı bir milliyetçiliktir bu. Amacı da, ulusal sınırlarımız içinde yaşayan Türk halkının kendi öz değerlerini, temel kültürünü, çağdaş uygarlık ilkelerine göre işleyip geliştirmek, onu iç-dış bütün bağlayıcı, engelleyeci öğelerden kurtararak ilerletmek, refaha, mutluluğa, kavuşturmaktır.