Berat Kandili ile ilgili bilgiler

Berat Kandili ile ilgili bilgilerBerat Kandili ile ilgili kısa bilgiler

Camide bu gece hakkında çok daha fazlasını İmamın vaazında dinleyebilirsiniz ama gitme durumu olmayanlar için ise bizler biraz bilgilendirme yapalım. Berat Kandili hakkında bilgiler yayınlayacağımız bu sayfamız da sizlerde kendi düşüncelerinizi bu yazımıza aktarabileceksiniz arkadaşlar.

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde Berat Gecesinin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde nazara vermektedir.

“Şaban’ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah(c.c) rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir:

“İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. “Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim. Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder.”

Çünkü o gece İlahi rahmet coşmuştur. Berat Gecesi beşer mukadderatının programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Cenab-ı Hakka iletip isteklerini Ondan talep eden ve belalardan Ona sığınan bir insan ne kadar bahtiyardır. Buna karşılık, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan ne kadar bedbahttır.”

Berat Gecesi Namazı

Şaban ayının on beşinci gecesi kılınacak olan namaz yüz rekattır. Bu namazın her rekatında, Fatiha’dan sonra on kere ihlas süresi okunur. Yüz rekat kılan kişi bin defa ihlas süresini okumuş olur.

Hasan-ı Basri Rahmetullahı Aleyh’den gelen rivayete göre:

“Otuz sahabeden dinledim, bu namaz için şöyle dediler: “Her kim bu namazı, berat gecesi kılar ise Allah-u Teala’nın yetmiş rahmet nazarı ona ulaşır. Her nazarda, kendisinin yetmiş ihtiyacı yerine gelir. Bunların en küçüğü, Allah-u Tealanın mağfiretidir.

Berat Gecesi kılınan namazlardan biri de Peygamber Efendimiz’in kıldığı, Hz. Aişe(r.a)’nin naklettiği şekildedir:

İlgili Makaleler

– Rasulullah kalkıp namaza durdu. Ayakta durması hafif oldu. Fatiha suresini okudu; sonra da küçük bir sure okudu. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekata kalktı. Ayakta iken, birinci rekatta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu secdede dahi, tan yeri ağarıncaya kadar kaldı. Secdede o kadar kaldı ki, bunun için Yüce Allah(c.c) ruhunu aldı sandım. Bana gelmesi uzayınca, kendisine yaklaştım. Hatta ayaklarına elimi sürdüm. Hareket ettiğini görünce rahatladım. Secdesinde şöyle dediğini işittim:

“Azabından affına sığınırım. Dargınlığından rızana sığınırım. Senden sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, seni övemem.”

Sonra kendisine sordum: “Ya Rasulullah(s.a.v), bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım.

Böyle demem üzerine, bana sordu: “Sen onları öğrenebildin mi”?

Bu sorusuna karşılık: “Evet” deyince, şöyle buyurdu:

“Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret.”

Nazlim

Universiteit Gent üniversitesinden 2003 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Okuyucuların dikkatini çekecek haberleri 2004 yılından beri Nazlim.NET sitesinde yazmaktayım.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. bu site eh iştelik. asında pek beyenmedim ama şaba ayı ne

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir