Yazımız içerisinde Oruç tutmanın Allah(c.c) katındaki ve indindeki değerini bir makale ile sizlere yazmaya çalışacağız. Belkide diğer yaptığımız bütün ibadetleri kendimiz için yaparız ama Orucu Allah(c.c) için tutarız. Bunun bilincinde olarak mutlaka tutmak gerekiyor orucumuzu arkadaşlar.
Oruç çok önemli bir ibadettir. Allah-u Teàlâ Hazretleri insanın arzularını, yeme içme arzusunu, şehvetini kendi rızası için, hakkı olduğu halde, yâni meşru olduğu halde, haram olmadığı halde bırakmasından çok çok razı oluyor, hoşnut oluyor. Buhàrî ve Müslim’in rivayet ettiği hadis-i şerifte buyruluyor ki:
(Vellezî nefsî biyedihî lehalûfu femis-sàimi atyebu indallàhi min rîhil-misk. Yeklüllàhu azze ve celle innemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû ve şerâbehû lieclî, fesavmu li ve ene eczî bihî)
Yeminle başlıyor Peygamber SAS Efendimiz. (Vellezî nefsî biyedih) “Canım kudreti elinde olan Rabbime, Allah-u Teàlâ Hazretlerine yemin olsun ki…” Allah(c.c)’a böyle yemin ediyor. “Nefsim elinde olan Allah(c.c)’a” demenin mânâsı ne?.. Yâni, “Dilerse hayatımı sürdürür, dilerse sona erdirir. İsterse yaşatır, isterse öldürür, isterse hayra sevkeder. Her şey Cenàb-ı Hakk’ın kudretinin elinde olduğu için, (vellezî nefsî biyedihi) diye böyle bu tarzda yemini çok yapardı.
“Şu canımın, nefsimin elinde olduğu Allah(c.c)’a, olan rabbıma yemin ederim ki, (ve halûfu femis-saim) oruçlunun ağzının okusu…” Çirkin bir kokudur o. Ağzı aç kalınca insanın tabii biraz koku yapar. (Atyebu indallàhi min rîhil-misk) “Ama bu ağız kokusu, Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin nazarında, ind-i ilâhisinde, misk kokusundan bile daha hoştur.”
Evet dünya gözüyle, maddi gözle insanın keyfine, zevkine, bakışına göre kokladığı zaman hoşuna gitmeyen bir kokudur oruçlunun, aç bir insanın nefesinin kokması, ağzının kokması… Ama Allah(c.c) indinde misk kokusundan daha makbuldür. Çünkü Allah(c.c) için yemeğini yemedi. Açlığı Allah(c.c) için…
(Yekulullàhu azze ve celle) “Çok aziz ve pek celil olan Allah-u Teàlâ Hazretleri der ki: (İnnemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû şerâbehû) “Bu kulun şehvetini, yemek yemesini ve su içmesini terkediyor; (lieclî) benim rızam için, benim için terkediyor.” Onun için Allah(c.c) seviyor.
(Fesavmu lî) “Binàen aleyh benim için terkettiğinden; bu yemesini, içmesini ve şehvetini benim için bıraktığından, oruç benim içindir, benimdir. (Ve ene eczî bihî) Ve orucu ben mükâfatlandıracağım!”
İnsan Allah(c.c) rızası için aç durduğu için, Rabbımız Tebâreke ve Teàlâ oruçluyu seviyor. Bu hadis-i şerifte de, beyan olunmuş oldu bu durum.
Demek ki; ibadetin kapısı, girişi oruçtur, Cenâb-ı Hakk’a güzel kul olmanın yolu budur. Onun için, orucu bir ay Cenâb-ı Hak mü’minlere farz kılmıştır. Çok güzel bir mevsim oluyor bu. Bir ay oruç tutarak bu değişik havaya girmek; insanın nefsinin islâhı ve ibadetlerinin makbul olması ve büyük sevaplar kazanması; mânevî bakımdan terakkî etmesi, ıslâh olması, şöyle kendisini süzmesi, sâfileştirmesi bakımından çok güzel, uzun bir eğitim zamanı oluyor. 29 veya 30 gün.
Arabî ayların tabii bazen 29, bazen 30 olmasına göre, bir hilalin görünmesinden başlanıyor; o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıyor. Bir ay devam ediliyor. Akşam güneş battıktan sonra tekrar nev hilâlin, yeni hilâlin görünmesi üzerine artık Ramazanın bittiği anlaşılıyor, ondan sonraki ayın, Şevval ayının başladığı anlaşılıyor. Böyle iki hilalin görünmesi arasındaki zaman bazen 29 olur, bazen 30 olur. Çünkü ayın dünya etrafındaki dönüşü 29.5 gündür. Bu buçuk bazen bir tarafa eklenir, bazen öbür tarafa eklenir. Öbür tarafa eklendiği zaman bu taraf 29 kalır, eklenen kısım 30 olur, mesele bu. İntizamsızlık gibi görünen bu durum, ayın dünyanın etrafındaki dönüşünün tam 30 günde olmayıp 29.5 gün olmasındandır.
Bir aylık, güzel bir ciddi eğitim. İbadetin kapısından içeriye giriyoruz oruçla. Tabii ibadet, ondan sonra da Ramazanın günlerinin geçiriliş şekli ile ilgili oluyor. Yâni sen oruç tutuyorsun, kapıdan girdin… Tamam Cenâb-ı Hakk’ın rızası alemine kapıdan girdin; ibadet, güzel kulluk başladı. O zaman güzel kulluk yapacaksın. Sabahdan akşama sözüne, hareketine dikkat edeceksin, neyle meşgul olduğunu gözleyeceksin, azalarını günahlardan koruyacaksın. Haramlardan kendini şiddetli bir şekilde hıfzedeceksin ki, o zaman içine girdiğin ibadet aleminde yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin ve senin afv u mağfiretine sebep olsun.
Biliyorsunuz oruç güzel tutulursa, Ramazan ayı Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin sevdiği vech ile ifa edilir, başarılırsa; bunun mükâfâtı çok büyük… Kulun cennetlik olmasına, bütün günahlarının afv u mağfiret olmasına sebep olur.