Albert Schweitzer Sözleri
En Güzel Albert Schweitzer Sözleri Kısa
14 Ocak 1875 yılında Alman İmparatorluğuna bağlı Kaysersberg’de doğan Albert Schweitzer, tıp doktorudur. Bu mesleğinin yanında humaniter doktor, filozof, müzisyen, teolog, hayvansever ve anti-nükleer aktivist kimliği de vardır. 4 Eylül 1965’de 90 yaşında iken Afrika ülkesi Gabon’a bağlı Lambaréné şehrinde ölmüştür. 1952 yılında Nobel Barış Ödülünü alan ve gerçek bir hayvansever olan Albert Schweitzer, hayvanlara olan sevgisini sözleriyle de göstermiştir. Aşağıda Albert Schweitzer’in söylediği en güzel sözler yazılmıştır. İşte Albert Schweitzer sözleri.
Bir insanın sahip olabileceği en güzel anıt, insanların kalbindedir.
İnsanlar arasında çok soğukluk var, çünkü kendimizi aslında olduğumuz kadar sıcak kanlı göstermiyoruz.
Büyük olmak iyidir ama insan olmak daha iyidir.
Biz bilgi edindikçe etrafımızdakiler anlaşılır bir hal almaktan ziyade daha da gizemli olur.
Vazife duygusu, en büyük terbiyeci güçtür.
Birçok insan mutsuz olduklarını bilirler; ama daha fazla sayıdaki insan mutlu olduklarını bilmezler.
Gelişme iyi şeydir, yeter ki her yönünden anlaşmaya varılsın.
Etik, yasayan her şeye karşı hissettiğimiz sonsuz sorumluluktur.
Ahlak, kelimenin en geniş anlamıyla, canı olan her şeye karşı duyulan sorumluluk demektir.
Uygarlık maddi ve manevi ilerlemedir. Bu ilerleme gerek kişilere, gerekse topluluklara hayat uğraşısının yarattığı zorlukları azaltmakla olur.
Mutluluğu sadece insanlarla “bölersen”, onu “çarpabilirsin”.
Her insanın bizi insan olarak ilgilendirdiği bilinci azalırsa kültür ve etik sarsılmaya başlar.
Bütün dâhiler göklere uzanır, Mozart ise gökten inmiştir.
Kimi vakit sönen hayat ateşimiz rüzgar gibi bir başkası tarafından körüklenerek alevlenir; ve her birimiz bu ateşi tekrar canlandıran dostlarımıza en içten teşekkürlerimizi borçluyuz.
İnsan yaşamının amacı başkalarına hizmet etmek, şefkat göstermek ve yardımcı olmayı istemektir.
İnsanın ahlakı insanla bitmemeli, evrene yayılmalıdır. Bir parçası olduğu büyük hayat zincirinin yeniden farkına varmalıdır. Tüm varlığın bir değeri olduğunu anlamalıdır.
Mutluluk, paylaşınca iki katına çıkan tek şeydir.
Sonsuzluktan bize ulaşan ruhani ışının “aşk” olduğunu fark eden, dinin, kendisine doğaüstü gerçekler hakkında eksiksiz bilgiler sunmasını istemekten vazgeçecektir.
Kimse yıllarca yaşadığı için ihtiyarlamaz. İnsanlar ideallerine ihanet ettikleri zaman yaşlanırlar.
Tehlikeli bir dönemde yaşıyoruz, insan kendine hükmetmeyi öğrenmeden doğaya hükmetmeyi öğrendi.
Ahlaklılığın en büyük düşmanı duygusuzlaşmaktır.
Hayat, bencil veya düşüncesizce hareketler nedeniyle yok edilemeyeceği gibi, daha yüce bir değer veya amaç için de feda edilemez.
Biz hepimiz o denli çok birlikte olduğumuz halde hepimiz yalnızlıktan ölüyoruz.
Ben daima şuna inanmışımdır ki, her birimiz hiç olmazsa yoksulluğun bir parçasını sona erdirebilmek için ufak bir şey yapabilir.
Mutluluk iyi bir sağlık ve kötü bir hafızadan başka bir şey değildir.
İnsan ruhu ölmedi. Gizlenerek yaşamaya devam ediyor. İnsan ahlâkının kökü olması gereken merhametin, gerçek genişliğine ve derinliğine, ancak kendini insan türüyle sınırlamayıp bütün yaşayan canlıları kucaklaması sayesinde ulaşabileceğine inanıyorum.
Mutluluk bizde olmadığı halde, başkalarına verebileceğimiz tek şeydir.