Gurur Verici Sözler

Gurur verici sözler kısa 2024 sayfamızda gurur duyduğunuz bir anı ölümsüzleştirmek için yazılmış en güzel gurur sözleri bulabilirsiniz. Türkler ve atalarımız için yazılmış gurur verici sözlerde yine bu sayfamızda olacaktır. Buyurun gurur veren sözler:

Sevgi için gururu ayaklar altına alacaksın bırak sevme, seveceksen gururunu ezdirme!

Gururun en büyük düşmanı sevgidir. Bir zaman sonra ya gurur galip gelir yada sevgi.

Gururumu senin için ayaklar altına aldım! Aldım da ne oldu? Yeniden gururum ve ben kaldım!

Kalbimi aldın ruhumu sana adadım bedenimi seninle paylaştım ama gururumu ezdirmedim!

Bir insanın doğduktan sonra öleceği son ana kadar sahip olduğu tek şey gururdur!

Ben kendimi seviyorum hayatın beni sevdiği gibi. Seviyorum ben onurumu seviyorum asaletli gururum gibi seviyorum!

Ben en güzel silahım gururum ne ayaklar altına alınır nede aciz insan gibi ayaklar altına aldırırım!

Beni seveceksen gururunu bırakacaksın bendeki gurur yeter ikimize..

Gururumla değil kalbimle sevdim seni şiddetimle değil gururumla korurum seni.

Dünyada en kıymetli 2 şeyi çıkaramam içimden. Biri gururum biride kalbim yani sen. .

Gururum ayaklarının altına alınmayacak kadar büyük aşkından geçemeyecek kadar küçük artık!

Gururla gidiyorum inandığım yolda çıkamaz kimse yoluma. Benim adım artık gurur oldu. Şimdi herkes kendi yoluna.

Gururumu senin için ezdim sevgin için mecnun oldum yollarda. Şimdi elimde yerlerde gezen gururum içimde parçalanan kalbim kaldı.

Yeniden Seni Sevdim Diyebilmek Seninle yeniden Geleceğe Doğru Yürümek isterdim Ama Gururum Engel Oluyor.

Ben hayatı kendimden karakterimi asil ve büyük gururumdan örnek alarak hayata başladım.

İnsanın en önemli kişisel değeri gururdur.

Her insan Gururu için Yaşar Gururu için Savaşır.

Kibirli Olma Bana Karşı Gururumla Ezerim Seni.

Biz Sosyetik Mekanların Havalı Artistlerinden Olmasakta Hayat Sokaklarının Gururlu gençleriyiz!

Bizim Gururumuz Sizin 7 Ceddinizde Yoktur!

Benimle Yarışma Gururumla Yarış benimle Savaşma Gururumla Savaş…

Ben Ve Gururum Süper ikiliyiz.

Hayattaki En Gurur Verici En Sevdiğim Şey Türk Olmam Ne Mutlu Türküm Diyene.

Gururluyum Çünkü Türküm.

Seni Kirlenmiş Sokakların Çamurlu Caddelerin kenarında Bıraktım Gururunla Başbaşa..

Sanırım unutuyorum seni sevgilim. Yıkılası bir gurur yüzünden geçtim senden, benden, bizden, herkesten.

Kurunun yanında yaş da yanar mı bilmem ama gururun yanında aşk da yanıyor.

Bir insanın yaşayıp yaşamadığını atan nabzından değil, onurlu duruşundan anlarsınız.

Fazla gururlanma çocuk. Hayatı tek elimde tutar sıkarım diyen bakışların, henüz aşka denk gelmediğindendir!

Gitme! diyebilecek kadar güçlü olmalı insan çünkü, hiç kimse kaybettiklerini unutabilecek kadar güçlü değildir!

Gururdan değil de artık canım yanmasın diye sana gelmiyorum..

Kolay mi sanıyorsun? Başkasıyla gözümün içine baka baka mutlu olduğunu görmek.

Sensiz yaşayabilirim ama onursuz yaşayamam.

Birbirimize birkaç adımlık mesafelerdeyiz ve aramızda kilometrelerce gurur var.

Gitme diyebilecek kadar güçlü olmalı insan çünkü hiç kimse kaybettiklerini unutabilecek kadar güçlü değildir!

Aşkı avuçlarına bıraktım! İster üfle alev alsın, ister bırak köz kalsın. İstersen savur küllerini avuçların boş kalsın.

Gururumu senin için ezdim, sevgin için mecnun oldum yollarda. Şimdi elimde yerlerde gezen gururum, içimde parçalanan kalbim kaldı.

Ben hayatı kendimden karakterimi asil ve büyük gururumdan örnek alarak hayata başladım.

Gururumla Değil Kalbimle Sevdim Seni Şiddetimle Değil Gururumla Korurum Seni.

Çocuklar önce kavga eder sonra tekrar beraber oynar çünkü mutluluk onlar için gururdan daha değerlidir.

Şükreden ol sabreden ol ama hiç bir zaman onursuz gurursuz olma. İnsanlığını asla unutma, dönüp baktığında arkana, başının dik olduğunu görmen yetecek sana.

Düştüğüm kuyudan tırmanarak çıktım ben. Ne bir ip sallayan oldu, ne de bir el uzatan. Bu yüzdendir o herkesi kıskandıran gururum ve dik başlı asi durum!

Seni kirlenmiş sokakların, çamurlu caddelerin kenarında bıraktım gururunla baş başa.

Varsın hayat yalakalara şans tanısın. Ben onuruma fiyat biçmem. Yaşadığım kadar daha yaşasam, asla tüküreceğim eli öpmem!

Yeniden seni sevdim diyebilmek, seninle yeniden geleceğe doğru yürümek isterdim ama gururum engel oluyor.

Son derece gururlu insanlar, susmayı ve yalnızlığı severler.

Bir insanın doğduktan sonra öleceği son ana kadar sahip olduğu tek şey gururdur!

Gururluyum diye havalanma, sendeki gurur olduğu yerde durur. Bendeki gurur seni yerden yere vurur.

Genellikle bütün büyük yanlışların altında gurur yatar.

Aşkı avuçlarına bıraktım! İster üfle alev alsın, ister bırak köz kalsın. İstersen savur küllerini avuçların boş kalsın.

Gururumun kapısını utançla sürgülemiştim Aşkın baltası, ne kapı bıraktı ne süngü.

Birine ne kadar dürüst ne kadar samimi davrandıysam, incinen hep ben oldum. Ben yine de dürüstlüğümden asla vazgeçmedim ve bununla gurur duyuyorum.

Beni unuttuğun kadar sevmedim seni çünkü namusun kadar genişlemez gurur çemberim.

İnsanın en önemli kişisel değeri gururdur.

Hiç kimseye gururla bakma, o da kendisine göre görkemlidir.

Thiers: “Eğer bir Türk devleti olmasaydı yaratmak gerekirdi.”

Semame İbni Eşreş: “Her Türk kendini aslan, düşmanını av, atını ceylan bilir. Türk korkmaz korkutur, bir şey isterse onu yapmadıkça vazgeçmez. Hangi işe el atarsa başarır.”

Charles MacFarlane: “Türklerin doğruluklarıyla, namusları ne kadar övülse yeridir.”

Alphonse de Lamartine: “Bence insanlığa şeref veren Türk Milleti’nin düşmanı olmak insanlığın düşmanı olmaktan farksızdır.”

Plano Carpini: “Dünya’da Türk kadar saygı bilir bir kavim daha yoktur. Türklerde inzibat, büyüklere karşı itaat o derecedir ki, bizim keşiş (dini) sınıfımız bile onlardan örnek alabilir… Türkler bir tek büyük ailenin bireyleri gibi yaşarlar ve dar şartlar içinde olsalar dahi yiyeceklerini kardeşçe paylaşırlar.”

Tasse: “Türk’ten bahsediyorum. Düşmana saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir deniz ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk, dost yanında ve silahsız kalmış düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli, kasırgayı, göz kamaştıran bu gölü çoşkun bir denize, ıtrında asalet uçan bu gülü yıldırıma çevirmek tabiatı da inciten bri gaflet olur.”

Demirbaş Şarl: “Poltava’da esir oluyordum. Bu, benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi gene kurtuldum. Fakat bugün esirim. Türklerin esiriyim. Denizin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar yaptılar, beni esir ettiler. Ayağımda zincir yok. Zindan da değilim. Hürüm, istediğimi yapıyorum. Lakin gene esirim; şefkatin, ülüvvü cenabın, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar.”

Edmondo De Amicis: “Türkün şefkat ve insaniyet duygusunu inkar mümkün değildir. Bu duygu insanı atalete sevk edip sefaleti artırmakla beraber, teşkilatı düzensiz bir toplumun bir derdine tek çare demektir. Türk ırkının soyluluğunu gösteren diğer duygular, yani en küçük iyiliklere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu… Büyük bir nezaketle yapılan konukseverlik adeti ve hayvanlara saygı alışkanlığı gibi faziletlerin inkarı da mümkün değildir.”

Humbaracı Ahmed Paşa: “Türkleri seviyorum. Onlar, cennetten bir köşe olan bu eşsiz memlekete yakışan, eşsiz insanlar. Yaradılışlarında göksel bir azamet, gönül alışlarında ise meleklerde bulunmayan bir mahviyet var. Bu büyük ruhlu milletin arasında vatanımı unutmaktan korkuyorum. Vatan aziz, pek aziz. Lakin Türk’te aziz ve çok aziz.”

Hun Hükümdarı Mete HAN: “Nerede bir Türk varsa, orayı kalbinden seveceksin.”

Feldmareşal Helmuth von Moltke: “Müsellah milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadının etek tutuşundan silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır… O doğduğu günden beri müsellahtır, bundan dolayı da hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir.”

İbn Hassûl: “Bütün milletler içinde cesaret ve şecaatte Türklerden daha ileride olan ve büyük amaçları elde etmek uğrunda daha ileri gidebilen bir millet yoktur. Allahu Teala onları arslan suretinde yaratmıştır… Türk, bağı çözüldükten sonra, askere başbuğ olmak veya perdedarlık etmek veya bir topluma emir vermek ve yasak koymaktan başka bir işe razı olmaz.”

Ogier Ghislain de Busbecq: “(Türkler) Hayvanlara bakanlar da onlara gayet iyi muamele ederler. Onları durmadan okşayarak muhabbetlerini kazanırlar. Son derece zorda kalmadıkça kızgınlıklarını çıkarmak için değnekle hayvana vurmazlar. Bunun sonucu olarak da atlar insanlara karşı gayet muhabbetli oluyorlar.”

Pierre Loti: “Türk asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüksek soyluluk ona, tabiatın hediyesidir. Sadelik içinde balagatı, zarif bir durgunluk içinde duygulu bir hayatiyeti ve parıltılı bir hayat içinde kibar bir hakikat hissettiren tek varlık Türklerdir. Şark hülya ve efsaneler alemidir. Türk, o rengarenk alemin gözüdür, dilidir, ışığıdır ve yaşayan gerçeğidir.”

Komutan Savoia Prensi Eugène: “Şimdi, Theisis uyu, büyük zaferimizin şanlı hikayesini Donue’a (Tuna) götürüyor. Fakat Haşmetpenah! itiraf etmeye mecburum: Türkler, taşıdıkları parlak şöhrete layık bir biçimde döğüştüler. Türk’e yakışır bir feragatle ve celâdetle çarpışa çarpışa öldüler. Onların sönüşü, pırıltılarda göz kamaştırdıktan sonra sönen şimşekleri andırıyor. Karşımızdan, ağır ağır kaybolan bir ışık kütlesi gibi, beyaz bir eriyişle çekildiler, görünmez oldular. Onların galibiyetleri gibi mağlubiyetleri de şanlı ve ibretli.”

Postel: “Yeryüzündeki en ilahi disiplin Türk askerlerindedir.”

Léon Cahun: “Türk hakanının gece uyumaması ve gündüz dinlenmemesi yalnız fakir tebaasını besleyip giydirmek için değildir; O, Türkün şöhreti ve milletinin şanı ve şerefi için gece gündüz çalışmış ve çarpışmıştır. Mısır firavunu, İran şahı ve yahut Asur hükümdarı kendi şahısları uğruna yahut ilahlarının kudretini göstermek amacıyla milletlerini yok ettiği halde, Türk hakanı milletinin hüsn-i şöhretinden başka bir şey düşünmemiştir.”

Cahiz: “Türkler yaltaklanma, yaldızlı sözler, münafıklık, kovuculuk, yapmacık, yerme, riya, dostlarına karşı kibir, arkadaşlarına karşı fenalık, bidat nedir bilmezler. Çeşitli fikirler onları bozmamıştır. Türkler pek namuslu insanlardır.”

Charles Royan (Plevne’de Gazi Osman Paşa emrinde hizmet görmüş ve sonradan general hutbesine kadar yükselmiş Avustralyalı bir Dr. General): “Allah – Allah! nidalarıyla ve yiğit yüreklerindeki imanın kudreti ile Rus süngüleri üzerine öyle atılışları vardı ki, İngiltere tarihinde gördüğümüz kahramanlardan hiçbiri bu Türk askerlerinden fazla şecaat göstermiş olamazdı. Silah arkadaşım olmuş bu insanların sahip bulundukları yüksek namus ve şeref duygularını, engin şecaat ve sadakatlerini, üstün vatanseverliklerini gönlümde gururla muhafaza etmekteyim.”

Charles Townshend (Birinci Dünya Savaşında Irak Cephesi komutanı iken Türk ordusuna yenilerek esir düşmüş İngiliz Generali): “Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, (Bu sözlerimin altını çiziyorum), savunmakta Türklerle kıyaslanabilsin. Örnek olarak Çanakkale’yi göstermek isterim. Orada, bizim gemi ateşlerimizle büyük kayıplara uğramış olan kıtalar Türk olmasalardı yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirirlerdi. Oysa Türkler tüm savaş boyunca siperlerinden ayrılmadılar.”

General Hamilton (Çanakkale’ye taarruz eden müttefik orduların Başkomutanı): “Çok cesur savaşan ve iyi sevk ve idare edilen Türk Ordusu karşısında bulunuyoruz…”

Lord Casey (1967-71 arasında Avustralya Genel Valisi ve Çanakkale’de savaşmış bir Anzak): “… Bizler o Yarımada’dan kahraman Türk Milletine duyduğumuz takdirle ayrılmışızdır… Sonuç olarak belirtmek isterim ki, sizler kahraman olduğu kadar insan ve uygar bir milletin evlatlarısınız…

General Otto Liman von Sanders (Çanakkale’de 5’nci Türk Ordusuna komuta etmiş Alman Generali):

Çanakkale’yi bir asker olarak anlatmak imkansızdır.

Çelikten, mânevi güçten, vatan aşkından bir insan yapısı ne demektir? Bu sorunun cevabı işte şu gösterişten uzak, mütevekkil ve sakin Anadolu çocuğunun kendisi idi!…

Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olanlar, hatta onlarla savaşanların anlattıkları gerçekleri ifadeden acizdir. Mutluluk Türklerle aynı safta savaşmaktır. Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım.

Taş üzerinde yatıyor, Güneşe, fırtınalara, soğuğa, yağmura karşı korunmasız siperlerde çamur ve toz içinde günler geçiriyor, fakat dünyanın bütün vasıta ve imkanlarına sahip düşmanlarıyla arslanlar gibi dövüşüyorlardı. Bu ne sessiz, gösterişsiz bir yurt sevgisi idi!…

Allah(c.c) adını yürekten tekrarlayarak saldırganın üzerine atılıyorlardı.

Düşmanları da onlara hayrandı.

Yıllar süren silah arkadaşlığımız döneminde, kendisini öldürmeye, yurdunu elinden almaya gelenlere karşı hiçbir gaddarlıklarını görmedim. Yaralı düşmanlarını sırtlarında siperlerine getiriyor, sargı bezi olmadığı zaman, yedeği bulunmayan gömleklerini yırtarak onları sarıyorlardı…

Alman tarihçi Hammer: “Tarih, Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler var ki bunlar Medeniyetin birer ziynetidir.”

Martin Luther Almanlara hitap ediyor: “Ey Almanlar, bırakınız Türkler Almanya’yı istila etsinler, hakkın, adaletin ne olduğunu Türkler size öğreteceklerdir.”

Albert Sorel: “Türkler, Asya’nın güçlü ulusudur.”

Baron de Büsbek: “Türkler, bilime saygılı ve ince duygulu bir ulustur.”

Lord Byron: “Kılıcı insafsız bir ustalıkla kullanan Türkün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır.”

Hamilton: “Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker yoktur.”

Charles Townshend: “Savaşın zevkini almak isteyenler Türklerle savaşsınlar.”

Wiliam Pitt: “Türklerin tek sevdikleri şey haktır, gerçektir ve hiçbir haksızlık yapamadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.”

Evet sıra sizde: Sizde buradakilerden farklı ve yeni gurur verici sözünüzü yazmak için aşağıdaki yorum bölümünü kullanabilirsiniz. www.Nazlim.net

Exit mobile version