İlahi Aşk Sözleri
İçeriğimiz ilahi aşk sözleri, etkileyici ilahi aşk sözleri, ilahi aşk mesajları ve bu konularla ilgili başka yazılardan oluşmaktadır.
Konumuz böyle bir şey olunca da Türk tarihi açısından aklımıza hemen iki isim gelmektedir. Bunlardan en önemlisi Hz. Mevlana diğer birisi ise herkesin bildiği isim Şems olmasıdır. Bu kişilerin söyledikleri yanında başka ünlü ismini bildiklerimizi bu yazıda yayınlayacağız.
Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.
Otunu, suyunu bilmediğin gönüllerde koyun gütme! Yoksa ‘kaçıracağın keçilere’ çobanlık yapamazsın…
Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bendeymişsin bilememişim. Oyalanmışım. Kalakalmışım.
Sanmayasın ki; aşk akıl işidir. Gül ki her gönlün mürşididir. Kimini kokusuyla şad eder. Kimini de dikeniyle irşat eder.
Eğer Allah(c.c) seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.
Aşık odur ki, Allah(c.c)’tan aldığı aşk emanetini Allah(c.c)’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşka kurbandır.
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.
Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de.
Aşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar. Cevaplamış Şems: Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, sevgin…
Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim bu yüreğe ben söz verdim, hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Olurda bir gün mesafeleri aşıp bana gelirsen, yüreğinde rengarenk açan aşk ile gel.
Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
“Her şeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir aşk.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?
Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.
Minareden düşenin parçası bulunur da, gönülden düşenin parçası bulunmaz.
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yarimden de…
Ve ben; dilek tutmadım hiç. Hep dua ettim: ‘ömrün ömrüme nasip olsun’ diye.
Birini seviyorsanız, onu Allah(c.c)’tan isteyin. Kalpler Allah(c.c)’ın elindedir.
Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.
Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.
Gözyaşının bile görevi varmış; ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
Gönül, han değil dergahtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.
Bana göre aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.
Allah(c.c)’a ulaşacak birçok yol var. Ben aşkı seçtim.
Dediler ki “gözden ırak olan gönülden de ırak olur” dedim ki “gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.”
Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez.
Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim, azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin.
Aşk, altın değildir, saklanmaz. Aşkın bütün sırları meydandadır.
Sen sadece sen değilsin; bensin, benimsin, bendesin.
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.
Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla.
Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil. Ne zaman? Bilmem. Yeter ki o kapıda durmayı bil.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak…
Odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur…
Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
Hiçbir hayale sığdıramadığım tek gerçeğimsin. Sevdim işte! Ötesi de yok gerisi de.
Mevlana’ya sormuşlar “sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.
Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.
Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun için sevgiliye “yar” denilir.
Aah” kelimesinde, üst üste iki “a” harfi mevcuttur. Bunlar ebced hesabına göre; bir+bir= iki eder.”h” harfi de yine aynı hesaba göre beş nazlim.net rakamını gösterir o halde;”aah” = yedi yapar ki, aşıkların derinden çektikleri “aah” gönlün yedi kat semasından gelmektedir. İşte bu yüzdendir yakıcılığı.
Ey gönül. Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.
Ey gönül. Ateş için rüzgar ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin.
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma. Onlar Aşk’tan gel-git’im. Beni mecnundan Leyla’dan sorma. Ben yalnız Mevla’dan bir izim.
Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır.
Yağmurların da ıslandığı bir yağmur vardır. Adı aşk. Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır. Adı aşk. Kelebekleri intihara sürükleyen, yıldızları da kaydıran aslında aşk. Gölgelerin gölgede kaldığı bir durumdur, sırların sır verdiği bir haldir aşk. Ve aslında aşkın da aşık olduğu bir aşk vardır ilahi aşk.