Lafı Gediğine Koyan Sözler

Lafı Gediğine Koyan Sözlerİçeriğimiz lafı gediğine koyan sözler, lafı gediğine oturtan sözler, taşı gediğine koyan sözler ve bu konularla ilgili başka yazılardan oluşmaktadır.

Sözlerimizi yazmadan önce bu bir deyimde olduğu için açıklamasını yapıp o şekilde yazımıza geçmek istiyorum. Direk sözlükten alıntı yaparak anlamını yazıyorum: Gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söyleyerek karşısındaki kimseyi susturmak, zekice davranmak.

Burada yazdıklarımızı her yerde söyleyemezsiniz çünkü öyle anlarda pat diye yüzüne karşı vurmalısınız ki neye uğradığını şaşırıp belli bir süre o şekilde kalmalı. O yüzden söyleyeceğiniz zamanı çok iyi ayarlamalı ve yerinde davranmalısınız.

Biz alıştık artık gidene yol vermeye, arkasından ‘yapıştır’ deyip kahkahalarla gülmeye.

Eğer bana koysaydı gidişin, sence bu kadar güzel olur muydu gülüşlerim?

Benim koyduğum noktadan sonra kuracağın cümleyi ancak kendin okursun!

Ne yarım kaldım senden sonra, ne de yaralı, beni ne sen yıkabilirsin, ne de en kralı

Hak edene, masadan öyle bir kalkıp gideceksin ki; kendisini garsona bahşiş olarak bırakılan bozuk para gibi hissedecek.

Ne diyordu şair; yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir.

Gidene asfalt bile dökeriz maksat rahat yol alsın.

Besmelesiz sevdin galiba beni; yüzün bir yana kaymış, şerefin ayrı bir yana.

İlgili Makaleler

Önüne gelenle aşk yaşayan doyumsuz yaratıklar! Bırakın bu Nasrettin Hocanın ‘ya tutarsa’ stratejisini. Sütü bozuk olanın, mayası tutmaz!

Adam yerine koyduğum insanları neden koyduğum yerde bulamıyorum.

Bana ayrı dünyaların insanıyız dediğinde anlamıştım canının cehenneme ait olduğunu.

Benim için artık; eskicinin bile almayacağı bir ‘eşya’ gibisin. Artık gidebilirsin.

Boşuna kimseyi suçlamayın dostlarım! Kullanıcı hatası değil, bazılarının doğuştan defoludur yüreği.

Gel bu gece kaybettiklerimize içelim; ben sana, sen şerefine!

Kendini beğenmiş insanları severim. Hiç kimsenin beğenmediği bir şeyi beğenmek ayrıcalıktır.

Beni sevmeyen varmış! Bak kalbim kırıldı, ritmi bile değişti… Tın tın tın…

Bir defa aldatan kişiyi affedersen, seni yine kullanır. Çünkü ihanet bir ruh hali değil; karakterin dökülüş biçimidir.

Çok fazla konuşmaya gerek yok aslında. Sen, benden daha kötülerine layıksın.

Beni tanımadan hakkımda ileri geri konuşanlara artık hiç kızmıyorum… Bilirsiniz; köpekler tanımadıklarına havlarlar.

Benim koyduğum noktadan sonra kuracağın cümleyi ancak kendin okursun!

Eğer bana koysaydı gidişin, sence bu kadar güzel olur muydu gülüşlerim?

Oyun oynamaya gerek yok hayat. Ne sen çocuksun, ne benim dünyam lunapark.

İnsanlar da fotoğraf gibi; ne kadar büyütürsen, o kadar düşüyor kalitesi!

Umutlara kanma, umutlar bir gün imkansızlaşır, hayatı tozpembe yaşıyorum sanma, her renk bir gün siyahlaşır.

Yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda. Bir dilde adam gibi söyleyemedikten sonra…

Hak edene, masadan öyle bir kalkıp gideceksin ki; kendisini garsona bahşiş olarak bırakılan bozuk para gibi hissedecek.

Hani derler ya; bir konuşursam derinden, aklın oynar yerinden.

Ben huzur aradım sen kusur. Şimdi bensiz kudur!

Ne diyordu şair; yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir.

Zamanında çok şerefsiz gördüm ama tacı sana veriyorum!

Bazı insanlar kitap gibidir; yok satar, bazı insanlar da öyle kitapsızdır ki; sizi yok yere satar.

Kuruşu kuruşuna hesapladım seni. İnan 5 para bile etmedin.

Şarap gibi kadın olsan kaç yazar, yanındaki adam turşu olduktan sonra.

Bu sıralar herkes havalarda. Hayırdır uçak biletleri mi bedava?

Küfür benim ağzıma yakışmıyor olabilir ama beni kızdıranların nazlim.net üzerinde çok şık duruyor!

Bana iyi gelenler hep benden gidenler oldu.

Hayatımdan gidenler, ya hoşuma giderler ya da boşuna.

Gidene asfalt bile dökeriz maksat rahat yol alsın.

Besmelesiz sevdin galiba beni; yüzün bir yana kaymış, şerefin ayrı bir yana.

Bağlanmaktan korkuyorum dedi. Tasmasını çıkardım gitti!

Kendini özel hissettirdiysem özür dilerim, yaparım böyle hatalar!

Bilirsin ben belâ okuyamam, Allah selânı versin!

Kaç promil eder şerefin? Söyle ona göre kaldırayım kadehimi!

Konuşursam derinden, kimse kalkamaz yerinden…

Yaptıklarıyla küçülenler, laflarıyla büyüdüklerini sanmasınlar.

Nazlim

Universiteit Gent üniversitesinden 2003 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Okuyucuların dikkatini çekecek haberleri 2004 yılından beri Nazlim.NET sitesinde yazmaktayım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir