Özdemir Asaf sözleri kısa sayfamızda, benim en sevdiğim yazar ve şairlerden birisi olan Özdemir Asaf’ın geleceğe ve günümüze damga vurmuş resimli sözlerini hazırladık.
1923 Yılında Ankara’da doğan ve 1981 yılında İstanbul’da vefat eden o dönemin en büyük gazeteci, şair ve yazarlarından birisi idi. Özellikle şiirlerinde verdiği aşka dair mesajlar ile herkesin dilindedir. Özdemir Asaf aşk, özlem gibi konularda şiirler ve sözleri ile bu duyguyu yaşayanlara ince mesajlar vermiştir.
Asıl adı Halit Özdemir Arun olan Özdemir Asaf’ın ilk yazısı Servet-i Fünundur. Oscar Wilde’nin Reading Zindanı Balladı isimli eserini Türkçeye çevirmiştir. Bir kız üç erkek olmak üzere 4 tane çocuğu vardır. R harfini söyleyememesi ile bilinir.
ÖZDEMİR ASAF SÖZLERİ
Sana bir şiirler olmuş sevgilim. Yüzün gözün söz içinde. Hangi imla kitabına baksam ben den ayrı yazılıyorsun.
Bekle deseydin, gelmeyeceğini bilsem bile beklerdim.
Ben sevmekten hiç borçlu çıkmadım.
Bakarken kıyamamak mı, yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?
Ölebilirim bu genç yaşımda, en güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim. Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda, sevgilim, seni bir akşamüstü düşündürebilirim.
Seni bulmaktan önce aramak isterim. Seni sevmekten önce anlamak isterim. Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep yeniden başlamak isterim.
Dün sabaha karşı kendimle konuştum. Ben hep kendime çıkan bir yokuştum. Yokuşun başında bir düşman vardı. Onu vurmaya gittim ve kendimle vuruştum.
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Ağlamak unutmak kadar kolaydır inan… Sevin ağlayabiliyorsan. Sevin ağlıyorsan… Gül ağlayabiliyorum diye, gül ağlıyorum ağlıyorum diye sana bir şey yapamam ağlayamıyorsan!
Sus be yüreğim, bende biliyorum özlediğimi; susta bilmesin özlendiğini.
Tutkuların evinde savaş kırıkları var; kül olmuş bir bütünün yonga yanıkları var. Eski özlemlilerin yeni bahçelerinde, anı kuyularının suskun çığlıkları var.
Biri yükseğe çıkmaya görsün. Herkes de bir analık duygusu belirir. Çok çıkma, düşersin dercesine bakarlar. Bunu acınma sanarak inmiş çok kimseler vardır.
Yaşamak, ilkin sevgi ile sevmek ile başlar, doğumla, doğmakla değil. Yaşam da sevgisizlikle biter, ölümle, ölmekle değil…
Aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi. Ve aşk öyle haindir ki; nerde imkansız varsa gider onu sever.
Kolay mıdır bir anda her şeyden vazgeçip gitmek, yoksa her şeye rağmen gitmekten vazgeçip sevmek mi gerek.
Gelecekse beklenen, beklemek güzeldir. Özleyecekse özlenen, özlemek güzeldir. Ve sevecekse sevilen; o hayat her şeye bedeldir.
Seni büyük buldum, anladım, seni güzel buldum, korudum, seni küçük buldum, uyardım, seni yakın buldum, uyudum, biri yanlış idi, unuttum.
Küçükken hayvanlarla konuşabilsem ne ilginç olurdu diye düşünürdüm. Meğer yıllardır iletişim kurabildiğim bir sürü hayvan varmış.
Son isteğin nedir? Sorusu çok çok kolaydır, ilk isteğin nedir? Sorusundan. Çünkü o soruyu kimse kimseye soramadı korkusundan.
Sevmeyi bilmiyorsan kullanma o iki kelimeyi ! ‘Yani ne sen kirlet ağzını o sözle. Ne de o söz ağlasın kimin eline düştüm diye.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu… Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.
Ne an yaklaştımsa ittiniz ve ne zaman geldimse gittiniz. Siz hep büyük ve önce idiniz gerçekten öyle oldu önce siz bittiniz.
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç. Başka şehirleri özleyelim orada seninle. Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar ikimize yetmez…
Konuşmak susmanın kokusudur. Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma. Yalan korkaklığın tortusudur. Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.
Bir kadının alnı dudaklarından daha değerlidir. Çünkü dudaklarından dökülecek olan ‘seni seviyorum’ sözü, önceden alnına yazılmıştır…
Yanına kadar koştuktan sonra, Bir adım daha atamayacaksan eğer; oraya kadar sakın koşma. Sana değil, bekleyene yazık olur.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın. Bu yılan doğadaki yılandır, toplumdaki değil. Yanlış anlaşılıyor.
Kendini bir şeye bölmesini bil, bilmezsen, bir şeyi bilmesini bil, onu da bilmezsen, anlatıyorum, olan oluvermez, ölmesini bil.
Madem yalandı her şey, bıraksaydın öyle kalsaydı. Bana son yalanın bende sevdim olsaydı.
Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor. Yarısı sen oluyorsun, yarısı ben. Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz, kimseye sezdirmeden…
Beni benden çıkardınız beni benden aldınız. Göz görmeye görmeye bir uzağa bıraktınız. Kendime dönmeye artık çok geç.
Kadınları sevmek bir kadına haksızlık etmek demektir. Bir kadını sevmek kadınlara haksızlık etmek demektir.
Sana bir şiirler olmuş sevgilim. Yüzün gözün söz içinde. Hangi imla kitabına baksam, ben den ayrı yazılıyorsun.
Önce büyük büyük düşündüm sonra büyük büyük yaşadım ne varsa onlar aldı şimdi bana küçük bir ölüm kaldı.
Vurdun, acısı daha geçmedi, biliyorum, geçecek.Ama öyle ağır konuştun ki ardından. O, gittikçe gerçek.
Sırtımızı yaslayıp uyuduğumuz taşları mı atacaklar kafamıza; taş kalpleri taç yaptık diye başımıza.
Kime sorsam, Ben senin mutluluğunu istiyorum dedi. Ne kastınız vardı mutluluğuma, anlamadım gitti.
Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş, sersem. Ben seni beklerken ölmem ki. Beklersem.
Benimle ömür geçer mi ki dedim. Senle geçirmeye ömür yeter mi? Dedi. İşte bu bana bir ömür yetti.
Geleceğim bekle dedi gitti. Ben beklemedim, O da gelmedi. Ölüm gibi bir şeydi ama kimse ölmedi.
İnsan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş.
Kaçmak istedikçe sana yakalanıyorum. Söndürmek istedikçe sana yanıyorum. Yenildim işte! Yine de seviyorum.
Unutsun beni demişsin, bu bana imkansız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor.
Adının üstüne anılar koyma sen mezar değilsin. Anılar adının ardından gelsin sen duvar değilsin…
Ne cenneti merak ediyorum ne de cehennemi. Çünkü ben annemi gülerken de gördüm ağlarken de…
Artık benim mutluluk denen bir kavramım olmayacak. Daha mutsuz olmamak için…
İnsansız adalet olmaz… Adaletsiz insan olur mu? Olur , olmaz olur mu! Ama , olmaz olsun.
Gelmesen önemli değil, gelsen önemli olurdu! Gelmemen büyük yalnızlığımı doldurdu.
İki tür nokta var; biri önüne ve ardına bakar, biri ardına bakmaz ardını noktalar.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok, canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde.
Dost gerçekleri. Düşman işine geleni. Deli ağzına geleni. Aşık içinden geçeni söylermiş.
Yaşamak için bırakılmış bir yön baktım, yoktu: ben direnmek için elimden gelin yaptım.
İmkansızları yaşamak mıdır sevmek, yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek?
Kendi bahçesinde dal olamayan biri, gelmiş benim bahçemde bana ağaçlık taslıyor.
Gece midir seni bana düşündüren, yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen.
Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim.
Ne para istiyorum ne de pul. Tek bir isteğim var, o da yalansız bir kul.
Kirli ellerimiz daha temiz, temiz elli kirli gönüllerden. Ne dersiniz?
Aşk; iki kişinin sokak kavgasına benzer, çünkü ayıran hep bir yabancıdır.
Herkes fazlasıyla sevmiş, ben eksikleriyle de sevdim oysa.
Gelmeyecek bir gideni olmayacak bir nedeni beklediniz mi hiç?
Ben gülüşüne öldüm, o ölüşüme güldü. Farklıydık işte.
İnsanı bedenen ameliyat etmek için bayıltmak gerekir, ruhen ameliyat etmek içinse ayıltmak.
İnsanlar gelmeleriyle boşluk dolduranları severler, gitmeleriyle boşluk yaratanlara aşık olurlar.
Açlık insanı öldüren, partileri yaşatan bir olaydır.
Bazen dayanmaktır sevmek hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek. Bazen yaşamaktır sevmek soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek. Bazen ağırdır nazlim.net sevmek sevdiğine layık olabilmek. Ve bazen hayattır sevmek birini çok uzaktayken bile yüreğinde.
Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.
İyi geceler canım derdin. Gecenin iyiliğinden çok canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde. Ben yürümeye başlayınca denizlerin üstünde karalarda koşanlar durup bana baktılar. Ben de gittim sığınacağım adaları birer birer batırdım.
İnsanlar gelmeleriyle boşluk dolduranları severler gitmeleriyle boşluk yaratanlara aşık olurlar. Dün sabaha karşı kendimle konuştum. Ben hep kendime çıkan bir yokuştum. Yokuşun başında bir düşman vardı. Onu vurmaya gittim ve kendimle vuruştum.
Yazarın dilini sevmesi yeter. Şairin dilini sevmesi yetmez, ona saygılı olmalıdır ve de tutkun.
Uykunun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, gecede ben. Bir yere gidiyorum, delice. Aklımda sen.
Mutluluğun gözü kördür, yalnızlık sağır. Ondandır biri tökezleyerek yürür, öbürü uykusunda bile bağırır.
Benim sevdam ulu çam gibidir. Ne güzde yaprak döker, nede kışta boyun büker.
Doğdu, sevinçten ağladılar. Öldü, acıdan ağladılar. O, bu ara yaşadı, hiç düşünmediler.
Büyük işlerin içinde namus aramak yanlıştır. Namusun içinde büyük işler aramak kadar.
Rüzgar yelkensiz de olsa yine rüzgardır. Ama rüzgarsız yelken bir bez parçasıdır.
Öğüt zamanında taze yenmemiş bir ekmeği başkasına bayat yedirme denemesidir.
Benim en sevdiğim söz, senden duyduğum bendir.
Gelmen bir iyiliktir diyecektim… Kapıyı hep başkaları açtı.
Bir sevgiyi anlamak, bir yaşam harcamaktır. Harcayacaksın!
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.
Bakarken kıyamamak mı, yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?
Şu hayvan o kadar vahşi ki. Onun üstesinden ancak insan gelebilir.
Ben ölseydim , o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı; Ben ölürdüm…
Beni öyle bir yalana inandır ki, ömrümce sürsün doğruluğu.
Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda, birbirine sarılarak uyuyordur.
Güçlü olmanın türlü yolları vardır, dürüst olmanın bir tek.
Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor.
İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı? Bu, insana bağlı.
Tek kişilik miydi ki bu şehir, sen gidince bomboş kaldı.
Oysa ne çok ağladım ben bir damla yaş dökmeden…
Bekle deseydin, gelmeyeceğini bilsem bile beklerdim…
Sil ağzının kenarını, yine gülüşünden cennet akıyor…
İnsanlar insanların içinde, İnsanlara hasret yaşarlar.
Sen bana bakma ben senin baktığın yerde olurum.
Mutlu edemeyeceksen, meşgul de etmeyeceksin.
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.
En umutsuz pilot ileriye bakar. Umuda bakmaz.
Özgürlüğü elinden alınan çocuğa büyük derler.
Dünüyle ünlü insanlar bugün gün yüzü görmezler.
Bir gün benden şikayet ettiğin ne varsa, özleyeceksin!
Beni yokluğunla savaştırma, kaybederim!
Ben sevmekten hiç borçlu çıkmadım.
Ağzında yalan varken konuşma!
Boşuna yorulma gönül, sadece sevmek yetmiyor…
Ağzında yalan varken konuşma.
Makyajı akıyor farkının; herkesleşiyorsun…
İyi bir gazete , kendisiyle konuşan ulustur.
Ölüm; ben seni utanç ve titrerken gördüm.
Seni, sensiz de sevebiliyorum.
Anı bahçesinde üşümek sıcaktı.
Söylenemiyor çok şey, susmadan.
İki seçeneğin var; ya kal, ya gitme!
Kendine gel! Seni orada bekliyorum.