Bayanlarda olmadığı için kesmek zorunda kalmadıkları ama son zamanlarda ülkemizde uzun olması moda olduğu için bizlerinde kesmek zorunda olmadığımız sakallarımız hakkında bakalım ne gibi sözler okuyacaksınız.
Bir zamanlar fakirlikten kestiremediğim sakallarım şimdi zengin züppelerine moda olmuş.
Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin.
Sırrıma sakalımın bir tek telinin vakıf olduğunu bilsem, sakalımı kökünden keserim.
Kıla tüye endeksledim aşkımı, saldım senin için saçı sakalı, kör oldu gözlerim sana baktım bakalı, veresiye birikti peşimi bırakmıyor gavurun bakkalı…
Sakallarından çocuk kokusu akıyor genzime…
Sakalla Müslümanlık ölçümü yapılmaz, paranın önünde, kadının önünde, gözlerin görmediği yerlerde ne durumdayız? İşte gerçek ölçü bu.
Her sakallıyı deden sanma, kim vurduya gidersin sonunda.
Sakalı bırak, namazı bırakma…
Adam sakal bıraktı başka kadın dokunmasın diye, kadın saçlarını kestirdi başka adam öpmesin diye
Sakallarından öptüğümden beridir içimdeki bu aşk…
Bizim fakirlikten kesemediğimiz kirli sakallarımız şimdi zengin çocuklarına imaj olmuş…
Dedik ya; biz sakalları şiirle karışık, kalbi Allah(c.c) sevgisiyle barışık adamları.
Her sakalı olana şiir yazılmaz adamım. Lakin söz konusu sakal ‘senin’ ise, değil bir tane vurgun olduğum o sakallarına binlerce şiir yazarım.
Ben sana sakalların kadar bağlıyım, ta ki sen kesmeyene kadar…
Sen çok severdin diye o günden beri, ekmeğin ucunu yemiyor, çaya tek şeker atıyor, hep kirli sakalla geziyorum. Yağmurda cama çıkıyor, arabayı yavaş kullanıyor, içinde sen geçen şiirler okuyorum. Sen bilmezsin ama kendime kızdığım anlarda bile sen severdin diye, kendimi bile hoş görüyorum. Bedirhan Gökçe
Kızlar kirli sakal seviyor diye ortalığı el kaideye çevirdiniz…
Kul olmak çağdışıyken, soyunmak çağdaşlık, din kardeşliğini bıraktık biz, ecnebiyle kaynaştık. Sünnet sakal yobazlık, top sakal medeni, unuttun sen ey vefasız, ehlisünnet dedeni.