Bu konumuz önemli olduğu için ve yazılan yazımız da insanlara yol gösterici tavsiyede bulunucu bilgiler içerdiği için önemlidir. Bu amaçla kötülük yapmaktansa iyilik yaparak hem bu dünya için hemde ahiretimiz için sevaplar kazanabiliriz.
Allah(c.c) rızası ile yaptığımız ve bunun sonucunda ödüllendirileceğimiz hayırlara genelde sevap denmektedir. Bilmeden yapılan iyilikler de sevap kapsamına girebilir. Hemen konumuza dönelim:
Kim ilim meselelerinden bir mesele öğrenirse, öğrendiği ilmi başkalarına öğretirse, o kimseye yetmiş sıddık sevabı verilir. Zübeyir Gündüzalp
Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. Hz. Muhammed(s.a.v)
Her gün Kuran’dan oku. Sevabını Peygamber’e, anana, babana, üstadına ve diğer müminlere bağışla. Buna özen göster ve ihmal etme. Ebu hanife
Halis itikad ve niyetten başka, kalbinden her şeyi çıkar. Bozuk niyetleri terk et. Zira, bütün kötülükler bozuk niyetlerdendir. Allah Teâlâ kişinin doğru niyetine bile sevap verir. Ebu Hanife
Sevaplar servet gibi, iman keyfiyet ise makam gibidir. Mehmet Kırkıncı
Kalp dünya arzularından birine bağlı kaldığı ve geçici lezzetlerden birinin peşine takılıp gittiği müddetçe, ahireti nasıl sevebilir?
Allah(c.c) da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi. Allah(c.c) güzel davrananları sever.
İnsanın ilmi arttıkça, Allah(c.c)’a sevgisi arttıkça, nefsinden soğumaya, nefret etmeye başlar. Bu hâle kavuşmak, Allahü teâlânın lütuf ve ihsanıdır. O kulunu sevdiğinin alametidir.
Ahretin sevabı, dünya nimetlerinden daha iyidir. Hz. Ali(r.a)
Kim bir hayra kılavuz olursa; o hayrı işleyenin sevabı kadar, sevaba nail olur. Hz. Muhammed(s.a.v)
Dünyada asıl marifet, çok para kazanmak değil, çok sevap kazanmaktır.
Eğer gerçekten iman edip sakınsalardı, Allah(c.c) katındaki sevab(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi (2/103)
Her amel niyetlerle beraberdir. Yani, amel neyse, niyet de odur. Amelin sevabı, niyete göre verilir. Niyet ne kadar ihlaslı ise, amel de o kadar doğru olur. Ebu Hanife
Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi Allah(c.c) iyilikte bulunanları sever. (3/148)
Allah(c.c), hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlıdır.
Kim dünya sevab (yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah(c.c) katındadır Allah(c.c) işitendir, görendir. (4/134)
Kendilerine ilim verilenler ise: Yazıklar olsun size, Allah(c.c)’ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz dediler. (28/80)
İşte burada yardım, yalnız hak olan Allah(c.c)’a aittir. O’nun verdiği mükafat da daha hayırlıdır, netice de daha hayırlıdır.
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan salih davranışlar ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır (18/46)
Kim dünya nimetini isterse, bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah(c.c) katındadır. Allah(c.c) her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi görendir.
Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir (36/65)
Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.
Ey Vabisa! Kalbine sor, kendine sor. Sevap; kalbin kendisine mutmain olduğu, ruhun yatıştığı şeydir. Günah da; herkes sana fetva verse bile, ruhunu kazıyan ve gönlünde tereddüde sebep olan şeydir. Hz. Muhammed(s.a.v)
İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah’a aittir O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır (18/44)
İbadet etmekten amaç; ezeli ve büyük varlığa gönüllerin yönelmesi ve kapılmasıdır. Yoksa dünya umuruna dalmış bir kalp ile bin sene namaz kılmış, oruç tutmuş olsan, bundan dolayı hiç bir sevap ve mükafat kazanamazsın. Şeyh Bedreddin
SEVAP İLE İLGİLİ AYETLER
Meryem Suresi, 76. ayet: Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan salih davranışlar, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır.
Kasas Suresi, 80. ayet: Kendilerine ilim verilenler ise: “Yazıklar olsun size, Allah’ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz” dediler.
Yasin Suresi, 65. ayet: Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.
Fetih Suresi, 18. ayet: Andolsun, Allah, sana o ağacın altında biat ederlerken müminlerden razı olmuştur, kalplerinde olanı bilmiş ve böylece üzerlerine ‘güven duygusu ve huzur’ indirmiştir ve onlara yakın bir fethi sevap (karşılık) olarak vermiştir.
Bakara Suresi, 103. ayet: Eğer gerçekten iman edip sakınsalardı, Allah Katındaki sevab(ları) gerçekten daha hayırlı olurdu; bir bilselerdi.
Al-i İmran Suresi, 145. ayet: Allah’ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz.
Al-i İmran Suresi, 148. ayet: Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever.
Nisa Suresi, 134. ayet: Kim dünya sevab(yarar)ını isterse, dünyanın da, ahiretin de sevabı Allah Katındadır. Allah işitendir, görendir.
Kehf Suresi, 31. ayet: Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu,) Ne güzel sevap ve ne güzel destek.
Kehf Suresi, 44. ayet: İşte burada (bu durumda) velayet (yardımcılık, dostluk) hak olan Allah’a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.
Kehf Suresi, 46. ayet: Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.