Sitem sözleri, sevgiliye sitemli sözler, sitem mesajları sayfamızda, ona olan siteminizi belirten onun anlayacağı dilden yazıları bulabilirsiniz.
Çok mutluyum hiç bir sorunum yok dediğinde bile mutlaka ardında kimseye anlatılamayan sorunlar kırgınlıkları oluyor her insanın. Ne desem bilemiyorum ama insanın her günü aynı olmuyor ki. Öyle şeyler var ki dünya hayatında bir gün gülse insan bir gün ağlıyor mecburen.
Alsalar da şu yaşla dolu gözlerimi yerlerinden. Çalsalar da haberim olmadan seni kalbimden. Eğer unutacaksa bu can çıkmasın bedenimden. Ölürsem söyleyin mezarıma gelmesin o sevmeyi bilmeyen.
Neden kendimizi tutuyoruz karşımızdaki kişiye söyleyeceğimiz o kadar çok cümleler kelimeler varken neden içim içimizi yediği halde susuyoruz. Kendimizi bu kadar harap etmek yerine bence ona neler hissettiğimizi onda sevmediğimiz şeyleri söylemeliyiz.
Bu sayfada
- Sitem Sözleri, Kısa Sitemli Sözler
- Sen sevda ırmağı, gittin ele aktın, sen dünyamı yıktın vefasız aşkım.
- Koy elini vicdanına hak ettiysem EYVALLAH.
- Duygular asla kendi eceli ile ölmez. Mutlaka bir katili vardır.
- Ben bana inananı hiç yarı yolda bırakmadım. Yarı yolda bırakanı da bir daha adam yerine koymadım!
- Sen sevda ırmağı, gittin ele aktın, sen dünyamı yıktın. Vefasız aşkım…
Sitem Sözleri, Kısa Sitemli Sözler
Sana o kadar kırgınım ki, seni bin parçaya bölsem yetmez Ama kaybolacak bir parçana da gönlüm elvermez.
Bütün insanları sevebilirdim, sevmeye senden başlamasaydım.
Yürüdüğün yollardan geçebilirsin bir daha fakat anılardan, asla!
Bunca acıyı çekmez hiç kimse ve bunca ölümden kolay dönülmez bu kadar sevmeyince.
Sensiz geçen zaman bana zehir oldu, senin yokluğun benim sonum oldu güneş doğmaz, günler geçmez oldu, anladım ki bu yaşam sensiz geçmez oldu ay yüzlüm.
Hep dertlerim olunca bırakıp gider dostlarım beni. Hep yalnızları oynarım sessiz gecelerimde, her yüzüm güldüğünde dostum olur yanımda o zaman dost olduklarınız hatırlar hepsi güler yanımda, sadece ağladığım zamanlar yokturlar yanımda.
Sen sevda ırmağı, gittin ele aktın, sen dünyamı yıktın vefasız aşkım.
Aramıza yollar, yabancı kollar, zor yıllar girdi, ümitlerimi, saf sevinçlerimi derken seni kaybettim. Bir iki sözle bir kaç şarkıyı, adaletsiz yargıyı Birde bu talihsiz yazgıyı kalbime kaydettim.
Dünya döndükçe sen hep bana dönmeye, başını her yastığa koyduğunda beni görmeye, her kahkaham da göz yaşı dökmeye ben yaşadıkça sen ölmeye mahkumsun.
Seni sevdim delice, her gece soruyorum kendime ya biterse diye, bitse de sevgin saygı duyarım gönlüne, üzülürüm sana böyle sevgili bulamazsın bu tarihte!
Dostumuzu sevdik yılan oldu bize, arkadaşımız dedik yan baktı sevgilimize, bu sözlerim gelsin dost bildiklerime, yalanları oynamışız bu alemde.
Araya koskoca yıllar girse de kalbim seninle bu can seninle koskoca dağlar girse de araya ben seni unutmam unutamam ki ben sana kocaman bir can verdim sen bana sevgi dürüstlük verdin ben seni nasıl unuturum ki sen bana bir can bir sevgi verdin..
Artık günlerim günlerden uzun gecelerim gecelerden yalnız seni sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileyi gördüm hayatın her cilvesine alıştım yalnız senin yokluğuna alışamadım şimdi anlıyorum acıdan hasretten göz yaşından başka hiç bir şey vermemişsin bana yıkılan hayallerime yok olan geçmişime kaybolan geleceğime Ağladım Ağladım çocuklar Gibi Ağladım.
Her gün kendime yeni bir beyaz sayfa açıyorum anladım ki sayfa siyah dahi olsa imzayı atan kalemin rengidir. İnsanın kendisi.
Ayrılığın bedelini binlerce kez çekerek ödedim… Bu şehirleri bu sokakları adım adım milim milim boynu bükük gezdim… Şu an ne haldeyim ne dertteyim nereden bileceksin be gülüm… Onun için en son dileğim seni son kez ölmeden göreyim…
Seni sevdim ne yazık ki söyleyemedim. Sen bir umuttun yüreğimde büyüttüğüm. Bazen karanlık gök yüzünde ışıldayan bir yıldız, bazen de göremediğim masum bir melektin. Bense seni senden habersiz seven biriydim…
Umutsuzluğu ihraç eden bir çok ülkenin herhangi bir şehrinde bıraktım seni, inzivaya çekilmiş bu hikayenin hüzün dolu tetiğini çoktan çektim, seni öldüreli çok oldu.
Ay ağlıyor sevipte kavuşamayanlar için yıldızlar şarkı söylüyor sevipte sevilmeyenler için. Bende ağlıyorum sevipte kavuşamadığım aşkım için.
Aşk Yaşamak mı? Sevgimi? Onlar nedir? Hiç tatmadım hayatımda hep yarınlara bıraktı aşkım beni. Hep yarınları bekledim belki döner geri!
Niye ağlıyorsun dediler, sevdim dedim Niye üzülüyorsun dediler, gönül verdim dedim Elin kızı için değer mi dediler, meğerse değmezmiş.
Sen bilirsin her gün birinin hayaliyle yaşamayı aldatılmanın acısını sevdiğinin başkasının olmasını senin yerine başkasına aşkım demesini sen ne bilirsin sevgilim deli gibi sevmesini…
Aşkımız su üzerine yazılan bir masaldı, göz kırpımı kısalığında kelebeğin ömrü uzunluğundaydı. Kalbimizde bir ömür boyu çekeceğimiz yaralar bıraktı.
Aşkın bitmiş olsa da hiç sevmesen de Beni çok aldattın hoş görmesem de Bir şeyler bulmuştum ben o sevginde Bekliyorum bir gün dönersin diye.
Ay doğarken bir söğüdün arkasından, gül yüzünde sisli bir esintiyle, akşamın göçüsüne hüzün serperek ve yağmurdan geceye perdeler çekerek beni düşün unutma…
Ağlarım Dost Olduğum gecelerime, Sayende nazlim.net Geceleri Buldum Kendimde, Seni Düşünüp içiyorum her Gece, Duy Sesimi Sevgili Bitsin Bu işkence…
Yaralı kalbim Seninle Düzelir Yine Sevgilim, Aşk Denilen Duyguyu Seninle içerim, Bu Sözlerimle Kendimi teselli Ederim Sevgilim…
Dünya dönüyor yine, sevgimiz parçalandı her parçası bir yerde, kalbimin atışları kesiliyor seni görünce, gururum ayaklarının altında sevdim seni delice…
Bir kere dahi olsa anlamanı beklerdim içimdekileri. Hep hayata vurdum sözlerimi hayat anladı ama sen anlamadın içimde sana olan sevgimi!
Ayrılığın resmini çizdim sarı odalara, yüreğimi soğuttum zemheri ayazında. Sonra uzun uzun rüzgarın gülüşünü seyrettim çaresizce. Ve gecenin en koyulaştığı yerde ölümü kucakladım masmavi yüreğimle…
Bak yine soldu güneş yine akşam oluyor ömrümün kadehine sensiz bir gün doluyor sen yoksun diye inan dertliğim kederliğim gelmezsen kahrolurum yıkılırım sevgilim seni çok seviyorum.
Bana bir günün yirmi dört saat, bir saatin atmış dakika ve bir dakikanın atmış saniye olduğu öğretildi ama sensiz geçen bir saniyenin sonsuzluk kadar uzun olduğu öğretilmedi. Yaşamımızın her anında birlikte olmamız dileğiyle sevgilim.
Niye ağlıyorsun dediler, sevdim dedim. Niye üzülüyorsun dediler, gönül verdim dedim. Elin kızı için değer mi dediler, meğerse değmezmiş..
Koy elini vicdanına hak ettiysem EYVALLAH.
Merhaba sevdiğim. Ben sevmediğin bugün de mi geçmedim aklının o kıyılarından?
Ya sevmelisin adam gibi rol yapmadan, ya da gitmelisin bu şehir bir intihara sahne olmadan.
Şimdi ne bugünsün ne de yarın. Olsa olsa sadece yarım. Ya da eksilen yanım…
Bu hayatı çekilmez yapan biz değil, sadece karşımızdakilerin vaat ettikleri yalanlara kapılmamızdır.
Dertlerin kalkınca şaha bir sitem yolla Allah(c.c)’a görecek günler var daha aldırma gönül, aldırma.
Madem kovdun; gidiyorum bak; hadi; hesap et; kim kimin hakkını yedi? Bu rahatlık size gökten inmedi, yan gelip yattıkça beni hatırla!
Gitmek gerekir bazen fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan.
Yüreğimde müebbet aşkın emaneti. Gönlüm kırgın ve yaralı. Seni unuttum sanma bu gönül hala sana sevdalı ama bu yürek seni aramayacak kadar delikanlı…
Dünya döndükçe sen hep bana DÖNMEYE. Başını her yastığa koyduğunda beni GÖRMEYE. Her kahkaham da göz yaşı DÖKMEYE. Ben yaşadıkça sen ÖLMEYE Mahkumsun…
Bunca Acıyı çekmez Hiç Kimse Ve Bunca ölümden Kolay Dönülmez Bu Kadar Sevmeyince..
Duygular asla kendi eceli ile ölmez. Mutlaka bir katili vardır.
Hayatta gözyaşlarımı hak edecek bir insan görmedim. Ya benim gözyaşlarım gereksiz, ya da uğruna gözyaşı döktüğüm insanlar değersiz.
Gül filizlendiği günden itibaren güneşe âşıktır. Her ne kadar güneş her gece ayın görkemine kanıp gülü bıraksa da gül binlerce yıldıza kanıp güneşi aldatmazmış.
Bir gün hayatin bütün güzelliklerinden vazgeçip ölüme sessiz sedasız gitmek istersen, yanıma gel ki sana sensiz yaşamanın, sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim…
Hayatta dört yanlış yaptım; doğmak, yaşamak, büyümek ve umutlara sarılmak, bir tek şeyi doğru yaptım o da seni sevmek ama unutmuşum güzelim dört yanlış bir doğruyu götürdü.
Tatlı biri var sevilmeye değer, güzel biri var görülmeye değer, iyi dostlar var özlenmeye değer, ama biri var ki can vermeye değer!
Dün çiçekçinin önünde bir gül gördüm, dünyanın en güzel gülü benim diye haykırıyordu. O gülü aldım, ama en güzel gül olduğu için değil… Seni görüp utansın diye!
Batık bir gemiymiş aşk limanında. Kader bu deyip de avutma beni ayrılık kapımızı çaldı sonunda senden son dileğim unutma beni.
Bekleyiş bir özleyiş gönüldeki sitemli bir süsleyiş bin bir hisle sevmeli neden o çok sevene unut bekleme derler oysa seven ümitsiz olsa da bekler.
Sevmez olsaydım, seni o yalancı gözlerini, sevmez olsaydım seni o ipek saçlarını tutmaz olsaydım o pamuk ellerini. İnanmasaydım o yalancı gözlerine!
Yağmur, mutluluğuma gölge düşürmek için yağıyorsun aldırmıyorum. Niyetin beni ıslatmaksa ben zaten ağlıyorum..
İnandığım değerler değişmedi. İnandığım insanlar değişti sadece.
Bana geleceksen her şeyinle benim olarak gel. Bir emanet gibi geldikten sonra, yanımda olmanın ne anlamı kalır ki…
Bir davetiye verdiler bugün elime, oku da gör dediler seni seveni. Okudum ağladım, inanamadım.. Senindi o davetiye, benim ismim yerine başka isim yazılmış, altına bekliyoruz diye imza atılmış, üstüne bekliyoruz diye kalp kazılmış, dayanamam gelirsem ben o düğüne.. Gözyaşlarım benden olsun sana hediye.
Keşke sen ben olsan ve doyasıya sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan, keşke ben sen olsam ve böylesine sevilmenin tadını çıkarsam.
Aşkımız için kan dökmemi istiyorsan sana dünyanın şah damarını keserim illede senin kanın olacak diyorsan mühim değil ben seni toprakta da severim.
Benim kalbimi kırmak suya yazı yazmaya benzer, kırılan kalbimi düzeltmek gece doğan güneşe benzer. Sen o suya yazı yazmayı başardın şimdi güneşin doğmasını bekle…
Hayatta hiç bir şey ağlamaya değmez. Değen zaten ağlatmaz. Ağlarken başını dik tut ki gözyaşların seni ağlatan kadar alçaltmasın.
Sana o kadar kırgınım ki, seni bin parçaya bölsem yetmez. Ama kaybolacak bir parçana da gönlüm elvermez…
Bütün insanları sevebilirdim, sevmeye senden başlamasaydım. https://www.nazlim.net/guzel-sozler/sitem-sozleri.html
Yürüdüğün yollardan geçebilirsin bir daha fakat anılardan, ASLA!
Dostumuzu sevdik yılan oldu bize, arkadaşımız dedik yan baktı sevgilimize, bu sözlerim gelsin dost bildiklerime, yalanları oynamışız bu alemde…
O kadar Çok Seviyorum ki Seni Ne Onur Kaldı Ne Gurur, Ey Sevgili Bu Sitemlerim Sana Gülme Bu Garip Sevdaya…
Sana baktıkça görüyorum sevgiyi, aşık sanmıştım seni ey yalancı sevgili, oynadın benimle çocuk gibi, sensiz kalma ölüm gibi.
Oyun gibi başladık, gerçek sevdalara yol aldık, 1 sinemanın 2 karelik görüntüsü olmuşuz, yalan dolan üstüne aşk kurmuşuz…
Bu sitemim Sana değil sevgili. Seni böyle çaresiz atana hayata, kalbini dinle kimi seviyorsan ona git kalbinle, sahte aşk oyunlarını bırak geride.
Bunca acıyı çekmez hiç kimse ve bunca ölümden kolay dönülmez bu kadar sevmeyince..
Hem yıllarca oyna gönül sahnemde hem perdeyi kapat en mutlu demde sitem oklarına hedef sinemde açtığın yarayı sar da öyle git.
Hani bırakmayacaktın ellerimi, hani gülecektik her acıya birlikte ey sevgili, şimdi kollarım boş soğuk ve sessizim sensiz…
Ne üzgünüm, ne de kırgınım. Yorgunum sadece. Kendime bile tahammül edemezken, nasıl katlanayım kendini bilmezlere.
Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, kime ne, asılmaz duvar bendedir, süslenmiş gemiler geçse açıktan, sanırım gittiği diyar bendedir.
Ben gelmeden evvel nasıldın, nasıl? Simdi kovuyorsun, bitti o fasıl. Ahde vefa yok mu, bu mudur usül? Yüreğin attıkça beni hatırla!
Yar yâr! Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar, değirmen misali döner başım, sevda değil bu bir hışım, gel gör beni darmadağın…
Madem gidiyorsun bura son durak ne adres, ne mektup, ne resim bırak, kendinden bir parça bir cisim bırak, saçından birkaç tel ver de öyle git.
Öyle kolay değil benden kurtulman, hesabım bitmedi daha seninle, öcümü almazsam haram yaşamak, hesabım bitmedi daha seninle.
Bugün yeni bir meyhane keşfettim mezarlığın tam karşısında beni arar da bulamazsan ya meyhanedeyim ya da tam karşısında.
Bir zamanlar ardından bakar ağlardım şimdi dönüp ardıma bile bakmam. Bir zamanlar uğruna dünyaları yakardım şimdi şerefsizim kibrit bile çakmam!!
Aşkımız için kan dökmemi istiyorsan sana dünyanın şah damarını keserim illede senin kanın olacak diyorsan mühim değil ben seni toprakta da severim.
O artık benim için bir ölüdür demişsin seni bunca sevene acı bir sitem mi bu ayrılıklar içinde taş mı kesildi kalbin hiç unutmam dediğin günleri unuttun mu?
Benim kalbimi kırmak suya yazı yazmaya benzer, kırılan kalbimi düzeltmek gece doğan güneşe benzer. Sen o suya yazı yazmayı başardın şimdi güneşin doğmasını bekle.
Ben bana inananı hiç yarı yolda bırakmadım. Yarı yolda bırakanı da bir daha adam yerine koymadım!
Kötü diye bir şey olmasaydı, cehennem boş kalırdı. sen beni kırmasaydın, bu can uğruna fedaydı… Seni çok seviyorum.
Ben sensiz geçen günlerime yanarken, belki sen bensizliğe sevineceksin.. Ama şunu unutma ki bir tanem; bir gün sen de seveceksin!
Yüreğine sevda eken ayrılık biçer mi, seven sevilenden kolayca vazgeçer mi, sen beni sevme gülüm, ben yanarım ikimizin yerine yetmez mi?
Sen benim içimde açan bir güldün. Sönmek bilmeyen alevlenen içimde başımı her yastığa koyuşta sen varsın hayallerimde. Çünkü sen benim içimden söküp bir türlü atamadığımsın yar.
Bak yine soldu güneş yine akşam oluyor ömrümün kadehine sensiz bir gün doluyor sen yoksun diye inan dertliyim kederliyim gelmezsen kahrolurum yıkılırım sevgilim seni çok seviyorum.
Sen sigara dumanın altında yana yana en sonunda kül oldun, sen kibritin hiç yanmayan ucundan birinin hayatından geçmiş oldun!
Ölmek dünyada unutulup gitmekmiş, ölmek bir kefen giymekmiş, ölmek o soğuk o korkunç ve o kara toprağa girmekmiş… yok be aşkım asıl ölmek “sensizlikmiş”
Bir umuttu yalnızlık bir şeyleri paylaşamamaktı belki, gözler dalıp giderken, yaralı bir serçeye ağlayan bir buluttu belkide, belki belkilerle dolu bir hayattı bu….
Ben sensizdim! Akşamın yaklaştığı saatlerde. Kahrolursun görme ağladığımı. Başlayan düşü şafakla birlikte dağıtır ansızın her gün batımı.
Dönmeyeceksin biliyorum, tutmayacaksın ellerimden öpmeyeceksin dudaklarımdan sevmeyeceksin beni deli gibi, vurmayacaksın kalbine zinciri benden başkasını da alacaksın sevgilim.
Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsan, yalnızlığımla paylaştıklarımı seninle paylaşsam, keşke senin adın yalnızlık olsa ve ben hep yalnız olsam…
Dünya döndükçe sen hep bana dönmeye. Başını her yastığa koyduğunda beni görmeye. Her kahkahamda göz yaşı dökmeye. Ben yaşadıkça sen ölmeye mahkumsun…
Sen sevda ırmağı, gittin ele aktın, sen dünyamı yıktın. Vefasız aşkım…
Niye ağlıyorsun dediler, sevdim dedim. Niye üzülüyorsun dediler, gönül verdim dedim. Elin kızı için değer mi dediler, meğerse değmezmiş.
Korkum sevmek değil sevipte ayrılmak, korkum kurşun yemek değil kalleşçe vurulmak. Korkum ölüm değil sevdiğim tarafından unutulmak, seni üzdüğüm için çok özür dilerim.
Seni sevdim delice, her gece soruyorum kendime ya biterse diye, bitse de sevgin saygı duyarım gönlüne, üzülürüm sana böyle sevgili bulamazsın bu tarihte!
Bir gün hayatın bütün güzelliklerinden vazgeçip ölüme sessiz sedasız gitmek istersen, yanıma gel ki sana sensiz yaşamanın, sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim…
Her şey boş zaten bu ölümlü dünyada. Kalbimi kırma, bir gün duracak nasılsa…
Yarı yolda satacak olan varsa baştan def olsun, bir insan ya doğuştan adam olsun, ya da kendi kendine yok olsun. İsteyen vursun…
Benim kalbimi kırmak suya yazı yazmaya benzer, kırılan kalbimi düzeltmek gece doğan güneşe benzer. Sen o suya yazı yazmayı başardın şimdi güneşin doğmasını bekle.
Bulunmaz bir güzel gibisin ama
Yüreğin taş gibi yüzün kusursuz.
Bakışın dünyaya değerdi ama
Tut ki taşıdığın kalbin namussuz.
Sen bir şeyler verdikçe dost görünen çok olur. Birde sen iste gör, hepsi birden yok olur!
Eski dostlarını unutan mevki sahipleri, zamanı gelince yeni arkadaşları tarafından unutulmaya mahkumdur.
Batık bir gemiymiş aşk limanında. Kader bu deyip de avutma beni ayrılık kapımızı çaldı sonunda senden son dileğim unutma beni
Tek kişilik miydi bu şehir, sen gidince bomboş kaldı.
Senin için değildi yaptığım onca şey, sadece sen zannettiğim kişi içindi.
Sen susunca çok yoruluyorum! Acaba neyi anlatmıyorsun.
Beni çok çabuk unutmuş olabilirsin, olsun. Bilirsin severim balıkları…
İstenmediğim gönülde gölgemi bile bırakmam ben.
Benden seni seviyorum dememi bekleme sevgili. Biz de zikir sessiz çekilir.
Bazen çok seversin ve o ardına bakmadan çekip gider…
Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım. Çünkü beni sadece onlar incitebilir.
Yağmur, mutluluğuma gölge düşürmek için yağıyorsun aldırmıyorum. Niyetin beni ıslatmaksa ben zaten ağlıyorum..
Bir serçeydim sürüden ayrılmış, gökyüzünde kaybolmuş, o ise bir kartalmış avlanmaya çıkmış gelmiş bula bula beni bulmuş.
Seni sevdiğim kadar, güneşi sevseydim, güneş bile halime acır akşamları batmazdı.
Bir davetiye verdiler bugün elime, okuda gör dediler seni seveni. Okudum ağladım, inanamadım.. Senindi o davetiye, benim ismim yerine başka isim yazılmış, altına bekliyoruz diye imza atılmış, üstüne bekliyoruz diye Kalp kazılmış, DAYANAMAM gelirsem ben o düğüne.. Gözyaşlarım benden olsun sana hediye..!!!!
Keşke sen ben olsan ve doyasıya sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan, keşke ben sen olsam ve böylesine sevilmenin tadını çıkarsam.
Aşkımız için kan dökmemi istiyorsan sana dünyanın şah damarını keserim illede senin kanın olacak diyorsan mühim değil ben seni toprakta da severim.
Bunca acıyı çekmez hiç kimse ve bunca ölümden kolay dönülmez bu kadar sevmeyince..
Öyle kolay değil benden kurtulman, hesabım bitmedi daha seninle, öcümü almazsam haram yaşamak, hesabım bitmedi daha seninle.
Dünyanı tersine döndüreceğim, senide canından bezdireceğim, yaktığın ateşi söndüreceğim ,hesabım bitmedi daha seninle.
Yaşantımız sanki ateşten gömlek
İçimizden gelir bin defa ölmek
Hakkımız değil mi bizimde gülmek
Bizi bu dost yaraları öldürür
Tanrı yazar kullar çeker günahı
Bir eziyet bin isyanı getirir
Bağrımıza dostlar sıkar silahı
Bizi bu dost yaraları öldürür.