Tekerlemeler tekerleme sözleri

En güzel tekerlemeler sayfamızda, kısa tekerleme sözleri, komik tekerlemeleri ve masal tekerlemelerini bulabileceksiniz.

SENİN BAŞIN

Biberler biberler
Merdivenden inerler
Elimi kestin kan çıktı
Karpuzu kestim bal çıktı
Kız senin başın kel çıktı.

ELMA ATTIM DENİZE

Elma attım denize,
Gidiyor yüze yüze.
Ben vuruldum Filize,
Filiz akın.
Evi yakın,
Onu seven Cüney tarkın.
Kın kın kın,
Kına gecesi.
Si si si,
Simitçi çi çi çi.
Çİğ köfte te te te,
Telefon fon fon fon.
Fan fi li fon,

EL EL EMEK

El el emek,
Hani bana yemek.
Yemek gitti kediye,
Bana geldi hediye.
Hediyemi aldılar,
Beni yola saldılar.
Çık çık ceviz,
Bu oyundan çıkın siz

LEYLEK

Leylek leylek lekirdek,
İki dirhem bir çekirdek.
Lak lak eder kuş dilince,
Göçüp gider güz gelince.
Yedi iklim dört bucak,
Gezip tozar şen şakrak.

ÜÇ

Sayıları sayarken
Karşıma çıkar birden.
Ne aslan ne kaplan,
Burma bıyıklı tavşan.
Tutması güç mü güç;
Adı üçtür , üç.

İlgili Makaleler

PORTAKAL

Sarıdır, zerdali değil,
Suludur, şeftali değil.
Dal ucunda portakal,
Yerden alma, daldan al.
Portakal dilim dilim,
Yiyelim de yiyelim.

ELİM BELİM

Elim belim,
Şemsiye telim,
Horoz öttü,
Tavuk gitti,
Bülbül kızına,
Selam etti,
Aradan önce sen çık…

TEKİR

Bir iki tombul tekir
Camdan bakar
Başına takar
Hop hop, altın top

MISTIK

Mustafa, Mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık.

LEYLEK

Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada,
Gel bizim hayata,
Hayat kapısı kitli,
Leyleğin başı bitli.

KUZU

Kuzu kuzu me
Bin tepeme
Haydi gidelim
Ayşe teyzeme.

YAĞMUR

Yağ yağ yağmur,
Teknede hamur,
Bahçede çamur,
Ver Allah’ım (cc) ver,
Sicim gibi yağmur.

KARGA

Karga karga “gak” dedi,
“Çık şu dala bak” dedi,
Karga seni tutarım,
Kanadını yolarım.

PORTAKAL

Portakalı soydum,
Başucuma koydum.
Ben bir yalan uydurdum,
Duma duma dum.
Duma duma dum.
Öğretmeni kandırdım,
Kandırdım.

OYUN

Oooo…..
İğne battı,
Canımı yaktı,
Tombul kuş Arabaya koş.
Arabanın tekeri,
İstanbul’un şekeri.
Hop Hop altın top,
Bundan başka oyun yok.

HANIM KIZI

Çan çan çikolata,
Hani bize limonata?
Limonata bitti,
Hanım kızı gitti.
Nereye gitti?
İstanbul’a gitti.
İstanbul’da ne yapacak?
Terlik pabuç alacak.
Terliği pabucu ne yapacak?
Düğünlerde,
Şıngır mıngır oynayacak.

KEÇİLER

Ayşe Hanımın keçileri,
Hop hop hopluyor,
Arpa, saman istiyor,
Arpa, saman yok,
Kilimcide çok.
Kilimci kilim dokur,
İçinde bülbül okur.
İki kardeşim olsa,
Biri ay, biri yıldız,
Biri oğlan, biri kız,
Hop çikolata çikolata,
Akşam yedim salata,
Seni gidi kerata.

SINIFLAR

Mini mini birler,
Çalışkandır ikiler,
Mavi gözlü üçler,
Dayak yiyen dörtler,
Misafirdir beşler,
Altılar, altınımı çaldılar,
Yediler, yemeğimi yediler,
Sekizler, semizdirler,
Dokuzlar, doktor oldu,
Onlar bizi okuttu.

EBE

Ebe ebe gel bize
Uzaktan vur elimize
Eğer vuramazsan
Ebesin ebe
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi
Yağlı böreği kim yedi?

TAVUK

Pazara gidelim,
Bir tavuk alalım,
Pazara gidip,
Bir tavuk alıp ne yapalım?
Gıt gıdak diyelim.
Happur huppur,
Happur, huppur yiyelim.

TOP

Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Fatma
Hop hop hop
Bir büyük altın top

DEDE

Altı kere altı otuz altı
Dedemin sakalı yolda kaldı
Sakalını aldı dereye attı
Dedem sakalsız kaldı EV
Evli evine
Köylü köyüne
Evi olmayan
Sıçan deliğine

İĞNE

Ooooo
İğne iplik
Derme diplik
Çelik çubuk
Sen çık.

NACAK

Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana

HEDİYE

Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli

EL EL EPENEK

El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı

KARNIM AÇ

Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli

DEĞİRMEN

Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek

ALİ DAYI

Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur

ÇARŞI

Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok

HAKKI

Hakkı hakkının hakkını yemiş.
Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.
Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince
Hakkı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.

HASAN

Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran

KÜÇÜK DOSTUM

Küçük dostum gelsene
Ellerini versene
Ellerimizle şap şap
Ayaklarımızla rap rap
Bir şöyle, bir böyle
Dans edelim seninle.

ELLERİM PARMAKLARIM

Sağ elimde beş parmak,
Sol elimde beş parmak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.
Sen de istersen saymak
Say bak, say bak, say bak.
Hepsi eder on parmak.

ALİ

Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum
Cebime koydum

KUZU

Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendili bohça
Kendisi hoca

KOMŞU, KOMŞU

-Komşu, komşu !
-Hu, hu!
-Oğlun geldi mi?
-Geldi
-Ne getirdi?
-İnci, boncuk.
-Kime, kime?
-Sana, bana.
-Başka kime?
-Kara kediye
-Kara kedi nerede?
-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede?
-Balta kesti
-Balta nerede?
-Suya düştü.
-Su nerede?
-İnek içti.
-İnek nerede?
-Dağa kaçtı.
-Dağ nerede?
-Yandı, bitti kül oldu

TAVŞAN

Kapıdan tavşan geçti mi?
Geçti
Tuttun mu?
Tuttum
Kestin mi?
Kestim
Tuzladım mı?
Tuzladım
Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım
Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi, al getir
Getiremem
Neden getiremezsin?
Kara kediler yemiş.
Vay vay, miyav

NEREDEN GELİRSİN?

Nerden gelirsin?
Zikzak kalesinden.
Ne gezersin?
Açlık belasından.
Nerde yattın?
Beyin konağında.
Altına ne serdiler?
Perde.
Desene kupkuru yerde.
Bıyıkların neden yağ oldu?
Bıldırcın eti yedim.
Bıldırcın yağlı mıydı?
Gökte uçarken gördüm.
Saçların neden ağardı?
Değirmenden geldim.
Değirmen dönüyor mu?
Zımbırtısını duydum.
Ayakların neden ıslandı?
Çaydan geçtim.
Çay derin miydi?
Köprüyü dolaştım,
İşte geldim sana ulaştım.

CAM

Bir cam
İki cam
Üç cam
Dört cam
Beş cam
Altı cam
Yedi cam
Sekiz cam
Dokuz cam
On cam
Bu da benim amcam.

Eveleme develeme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Tarmanın topu kara
A devenin çatı kara

EBE
Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Derede olur balık
Şu ebe de ne alık
Oltamı attım,
Balığı tuttum.
Balık suya dalamaz,
Ebe beni bulamaz.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi
Bunu kim dedi,
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?

ELLERİM

Ellerim tombik tombik,
Kirlenince çok komik
Kirli eller sevilmez
Güzelliği görülmez
Dişlerim bakım ister
Hele saçlar, hele scalar
Uzayınca tırnaklar
Kirlenince kulaklar
Bize pis derler, pis derler

DEVE

Eveleme develeme
Evvel altı elma yedi
Seren sekiz serçe dokuz
Tarmanın topu kara
A devenin çatı kara.

PATLICAN

Patlıcan var patlıcan,
Patlasın senin kocan.
Şisko şisko biberler,
Arabaya bindiler.
Elmalar yedi buçuk,
Onu yedi, bir çocuk.
Patlıcandan bıktım,
Ben oyundan çıktım!

KOMŞU

Komşu komşu huu…
Sırtındaki ne?
Arpa
Kaça sattın
Kırka
Eve ne aldın?
Hırka
Çocuğa ne aldın ?
Halka

BÖREK

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi,
Bunu sana kim dedi?
Diyen dedi on yedi,
Yağlı böreği kim yedi?

SINIFLAR

Mini mini birler,
Çalışkandır ikiler,
Mavi gözlü üçler,
Dayak yiyen dörtler,
Misafirdir beşler,
Altılar, altınımı çaldılar,
Yediler, yemeğimi yediler,
Sekizler, semizdirler,
Dokuzlar, doktor oldu,
Onlar bizi okuttu.

PİTİ PİTİ

Ooooopiti piti
Kremanın sepeti
Terazi lastik jimnastik
Biz size geldik bitlendik
Hamama gittik temizlendik
Dik Dik Dİk
Son dersimiz matematik

KUZU

Kuzu kuzu mee,bin tepeme
Haydi gidelim Ayşe teyzeme.

ÜŞÜDÜM

Üşüdüm üşüdüm, daldan elma düşürdüm,
Elmamı yediler, bana cüce dediler
Cücelikten çıktım, ablama vardım, ablam hasta, çorbası tasta
Alçık balçık sen bu oyundan çık.

KEDİ

İğnem düştü yakamdan, kedi geldi arkamdan,
Gelme kedi gelme, annem bakıyor balkondan.

TEK TEK TEKERLEME

Tek tek tekerleme, üstü kaymak şekerleme,
Dereye düşme çok soğuk, söyle bana çarçabuk.

SAKSAĞAN

Saksağan sek sek, kuyruğu tümsek
Kuyruğuna binelim bizim köye gidelim.

ÖRDEK

Çık çıkalım
Çayıra
Yem verelim
Ördeğe
Ördek yemi yemeden
Ciyak miyak
Demeden
Aldım baktım
Kimi çıkardım

TOP

Bir iki üç
Söylemesi güç
Sana verdim bir elma
Adını koydum Fatma
Hop hop hop
Bir büyük altın top

Al şu takatukaları, takatukacıya götür.
Takatukacı takatukaları takatukalamazsa,
takatukaları taka tukalatmadan geri getir.

Eller pekmezlenmiş de biz pekmezlenmemişiz.

Bir berber bir berbere
bre berber gel beraber
bir berber dükkanı açalım demiş.

Hakkı hakkının hakkını yemiş.
Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.
Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince
Haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.

İndin dereye silindim silindim çıktım.

Iramazan

Irgatları ıramazan irgadamadan al da gel.

Yağmur yağarsa raylar ıslanır, yağmur yağar saraylar ulanır.

Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli

Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana

Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli

El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı

Incık, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran

Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek

Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur

İçinde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız

Delmişler, dakmışlar
Bunu böyle yapmışlar
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı

Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı

Selamün aleyküm
Aleyküm selam
Nereye gidiyon?
Daha gidiyom
Neye gidiyon
Al şu takatukaları,takatukacıya götür.Takatukacı takatukaları takatukalamazsa,takatukaları taka tukalatmadan geri getir.
Eller pekmezlenmiş de biz pekmezlenmemişiz.
Bir berber bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkanı açalım demiş.
Hakkı hakkının hakkını yemiş.Hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş.Hakkı Hakkıya hakkını vermeyince Haklı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.
İndin dereye silindim silindim çıktım.
Iramazan

Irgatları ıramazan irgadamadan al da gel.
Yağmur yağarsa raylar ıslanır,yağmur yağar saraylar ulanır.
Karnım aç
Karnına kapak aç
Değirmene kaç
Değirmenin kapısı kitli
Heybaşı bitli
Nacak sapına
İki kes
Bir sana
Biri de bana
Kızın adı Hediye
Ekmek vermez kediye
Kedi gider Kadıya
Kadının kapısı kitli
Hediyenin başı bitli
El el epenek
Elden düşen kepenek
Kepeneğin yarısı
Keloğlan’ın karısı
Incık, mıncık
Sen dur, sen çık
Hasan Hasan
Helvaya basan
Kapıyı kıran
Kızı kaçıran
Değirmene girdi köpek
Değirmenci vurdu kötek
Geldi yedi köpek
Hem kötek
Hem yedi köpek
Ali dayının keçileri
Kıyır kıyır kişniyor
Arpa saman istiyor
Arpa saman yok
Kilimcide çok
Kilimci kilim dokur
İçnde bülbül benim olsa
İki kardeşim olsa
Biri ay biri yıldız
Biri oğlan biri kız
Delmişler, dakmışlar
Bunu böyle yapmışlar
Delmiyelerdi, dakmıyalardı
Bunu böyle yapmıyalardı
Bir ikidir bir iki
Beş altındır, beş, altı
İnanmazsan say da bak
On altı, on altı
Selamün aleyküm
Aleyküm selam
Nereye gidiyon?
Daha gidiyom
Neye gidiyon
Ebe ebe nerede
Su doldurur derede
Dere boyu çalılık
Şu ebe de ne alık
Ebe suya dalamaz
Arasada bulamaz
Ene nene bulamaz
Ben sana küstüm
Mini mini birler
Çalışkan ikiler
Tebmbel üçler
Dayak yiyen dörtler
Beşler makine gibi işler
Altılar altını çaldılar
Yediler yemeğimi yediler
Sekizler seksek olup gittiler
Dokuzlar toktor olup gittiler
Onlar kırmızı donlar
Armudu kestim
Tavana astım
Tap dedi düştü
Ali baksa dum dum
Sakalına kondum
Beş para buldum
Çarşıya gittim
Eve geldim hanım yok
Bebek ağlar beşik yok
Çorba taşar kaşık yok
Ali baba öldü tabut yok
Ooo iğne miğne
Ucu düğme
Filifilince
Kuş dilince
Horoz öttü
Tavuk tepti
Bülbül kızı
Selamına dua etti

Alçık balçık
Sana dedim sen çık
Hakkı Hakkı’dan hakkını istedi
Hakkı Hakkı’nın hakkını vermeyince
Hakkı Hakkı’nın hakkından geldi
Değirmene girdi köpek
Köpeği aldı köpek
Köpeği yedi köpek
Köteği yedi köpek
Kuzu kuzu mee
Bin tepeme
Haydi gidelim
Hacı dedeme
Hacı dedem hasta
Mendli bohça
Kendisi hoca
Kapıdan tavşan geçti mi?
Geçti
Tuttun mu?
Tuttum
Kestin mi?
Kestim
Tuzladım mı?
Tuzladım
Pişirdin mi?
Pişirdim
Bana ayırdın mı?
Ayırdım
Hangi dolaba koydun?
Çık çık dolaba koydum
Haydi al getir
Getiremem
Neden getirimezsin?
Kara kediler yemiş.
Vayı vay, miyav

Masal tekerlemeleri ise şöyle;

Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde… Bu sözün önü var, arkası yok; gömleğimin yeni var yakası yok… Sabır da bir huydur, suyu var tası yok De gel sabreyle sabreyle… İyi ama susuzla sabırsız ne yapar? Ya bir kuyu kazar, ya dolaşır çarşı pazar; ben de aç karın, yüksek nalın çıktım pazara, Mevlam uğratmasın iftiraya nazara…

Bir kaz aldım karıdan, boynu uzun borudan! Kendisi akça pakça, eti kemiğinden pekçe, ne kazan kaldı ne kepçe! Kırk gündür kaynatırım kaynamaz

Hay dedim, huy dedim; bu ne pişmez şey dedim Bir iken iki olduk, üç iken dört olduk; anan soylu, baban boylu derken kırk olduk; kırkımız kırk ateş yaktık!… Kırk gündür kaynatırım kaynamaz Baktım ki olacak gibi, sofraya konacak gibi değil, eğil dağlar eğil dedik; onumuz hu çekti, onumuz su çekti; onumuz un, odun çekti; haydan geleni huya sattık, unu bulguru suya kattık Suyu kazana, kazanı yeniden ocağa attık; vay ne kaynattık ne kaynattık… De şimdi kaynar mı, kaynamaz mı? Derken efendim bu kez başını kaldırıp bize bakmaz mı!

Gayrı pabucunu bırakıp kaçan kaçana! Kanadını kaldırıp uçan uçana! Eh, bir ben miyim kırk kişinin gevşeği? Çıkardım ahırdan boz eşeği vurdum sırtına palanı, çektim yedi yerden kolanı; bindirdim üstüne doksanlık anamı Boynuna mavi bir boncuk takmadım ama, koynuna koydum bir sabırtaşı Sabırtaşı, sabırcıktaşı deyip geçmeyin öyle! Ne anamın aşı, ne gözümün yaşı İtler işin başı, tandırın başı, masalın başı, bu sabırtaşı! Verilecek kuluna vermiş, bize de versin Yaradan; haydi dedikoduyu kaldırıp aradan, dinleyin şimdi; sabırlı kim, sabırsız kimdi…

Evvel zamanda, yoksullar handa
Beyler, konağında yaşarmış
Buna öfkelendim
Bir hayli söylendim
Aldım başımı çıktım dışarı
Görmeyin gidişimi
Bakmadan sağa sola
Düştüm bir yola
Az gittim, uz gittim
Dere tepe düz gittim
Çayır çimen geçerek
Arpa buğday biçerek
Soğuk sular içerek
Altı ay bir güz gittim
Yürüdüm yürüdüm vardım bir bağa
Daldım bir konağa
Vay sen misin dalan
Kimi kolumdan tuttu kimi bacağımdan
Attılar beni bir dağa
Zoruma gitti başladım ağlamaya
Karşıma çıktı bir derviş
Derviş amca dedim bu ne iş?
Kuru idim ıslandım sel beni neyler
Bulut oldum uslandım
Yel beni neyler?
Vay gidi dünya
Kimi güler, kimi söyler
Kulak verin bu masala
Keloğlan ne iş tutar, n’eyler

Handadır handa, bir kara manda
Üç yüz yaşındaydım evvel zamanda
Mavi çadır gerilmiş, duydum pazar kurulmuş
Vurdum karıncaya palanı
Kırk yerinden bağladım kolanı
Sardım sırtına seksen sekiz çuval soğanı
Vardım pazara
Vay ne pazar ne pazar, güzeller durmaz gezer
Kırlangıçlar terzi, köpekler kalaycı, tilkiler tüccar

Buldum bir köşe, başladım işe
Soğan sarmısak satarken
Terazimin kolu kırıldı bir güzele bakarken
Kurbağa kanatlandı gitti gelin getirmeye
Gelin çıktı çardağa, çat yerleşti bardağa
Masaldır bunun adı, dinlemekle çıkar tadı

Bir varmış, bir yokmuş Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde Deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten… Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi… O öfke ile Tophane minaresini cebime sokmayayım mı borudur diye… O öfke ile Tophane güllesini cebime doldurmayayım mı darıdır diye… Orada buldum iki çifte bir kayık Çek kayıkçı Eyüb’e…

Eyüb’ün kızları haşarı… Bir tokat vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı… Orada gördüm bir kız… Adı Emine, gittim yanına… Bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı çayırlık çimenlik, bir tarafı sazlık samanlık… Bir tarafta boyacılar boya boyuyor renk ile… Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Bir tarafta Mehmet Ali Paşa cenk ediyor şevk ile… Anan yahşi, baban yahşi, kurtuldum ellerinden… vardım masal iline

İlgili Makaleler

242 Yorum

  1. duşe kalkan yuruyen ak sakalı dedeyim. torunlarım olmasa eve nasıl gideyim deandini dandini kuş olr yagmur yagrar yaş olur.. birbirini sevenler candasn arkadaş olur . deste deste dal olsun . yanakları al olsun torunlarımın dili petek petek bal olsun

  2. dagların yucesiyim denizin hecesiyim alfabe sARAYININ EN GUZEL ECESİYİM DERE TEPE DOLAŞIR KUÇUK HARFLER ARARIM GUZELİM SAÇLARINI ELLERİMLE TARARIM YUMUŞACIK SAÇLARI SANKİ BENZER İPEHE UYUSU GELENLERİ YATIRIRIM BEŞİGE E bebehim ee ee ee…….

  3. çok iyi anlaşırız tonbul yanaklı fille ruzgar ne zaman ese oyun oynar benimle fırıl fıtıl dönerim her faytona binerim fıstıkçının önunde hemen yere inerim. alım yeşilim sarım sayışmaya başlarım fili filifili incecik beli bahçede buldum al karanfili

  4. yuksekten atladı pantolonu patladı bunu goren tum harfler gule gule çatladı hahaha hihihi bizim kuçuk hav hav bahçede koşar görduyu kediyi sevgiyle okşar kazlar guler haline kuşla uçar havada akşam yemek yerine su pişirir tavada

  5. bune yaaaaaaaaaaaa

    gitmişte ilk tekerleme vermiş bana masal tekerlemesi lazım
    buldum ama iş işten getçi
    :)
    :(
    :/

  6. Masal tekerlemeleri
    Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. İp koptu, beşik devrildi. Anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. Dar attım kendimi dışarı… Kaç kaçmaz mısın… Vardım bir pazara. Bir at aldım dorudur diye. Bineyim dedim, at bir tekme salladı bana geri dur diye… Padişahın topları ateşe başladı. Topladım gülleleri cebime koydum darıdır diye. Tozu dumana kattım, Edirne’ye yettim. Selimiye minarelerini belime soktum borudur diye. Yakaladılar beni tımarhaneye attılar delidir diye. Babamdan haber geldi, onun eski huyudur diye. Bereket inandılar, tutup beni saldılar. Neyse uzatmayalım, masala başlayalım…

    * * *

  7. ALIN SİZLERE MASAL TEKERLEMELERİ Masalların başında sözcüklerin ses benzerliğinden yararlanılarak söylenen yarı anlamlı, yarı anlamsız söz dizileri vardır. Bunlara “tekerleme” denir.

    Masal tekerlemeleri birbirleriyle pek ilgisi olmayan, ancak dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiş sözlerden oluşur. Tekerlemenin asıl güzelliği de, birbirleriyle ilgisiz gibi görünen bu tür sözlerin bir düzen içinde sıralanmasındadır. Bu da bir söz ustalığını gerektirir. Bu ustalık masal anlatanın, yani masalcının ustalığına bağlıdır.

    Aslında tekerlemenin masalla hiçbir ilgisi yoktur. Sadece dinleyicinin ilgisini çekmek ve onu masal dünyasına girişe hazırlamak için söylenir. İşte masalcının söz ustalığı da burada başlar. Söylediği tekerlemeyle dinleyenleri neşelendirir. Anlatacağı masala ilgi çeker. Masalının dikkatle ve heyecanla dinlenmesini sağlar.

    Kimi masal tekerlemeleri de bilinenlerden birkaçının birleştirilmesinden oluşur. Araya yeni deyim, benzetme ve sözcükler eklenerek yeni biçimlere sokulur.

    Gelin şimdi de söz ustalığının en güzel örneklerinden biri olan masal tekerlemelerinden sizin için seçtiklerimizi okuyalım. Onları ezberlemeye çalışalım. Anlatacağımız masallara bu tür tekerlemelerle yeni renkler katalım.

  8. bence bu tekerlemeler güzel ve çok komikti.ben bu tekerlemelerin hepsini okudum ve çok beğendim sizede tavsiye ederim

  9. 1cam
    2cam
    3cam
    4cam
    5cam
    6cam
    7cam
    8cam
    9cam
    10cam
    buda benim amcam

  10. SINIFLAR
    Mini mini birler,
    Çalışkandır ikiler,
    Mavi gözlü üçler,
    Dayak yiyen dörtler,
    Misafirdir beşler,
    Altılar, altınımı çaldılar,
    Yediler, yemeğimi yediler,
    Sekizler, semizdirler,
    Dokuzlar, doktor oldu,
    Onlar bizi okuttu.

  11. aboneyim abone , biletlerim cebimde
    sus konuşma geveze matematik dersinde
    hastayım diyorsun , dondurmalar yiyorsun
    erkeklere gelince mini etek giyorsun , kızlara gelince uzun etek giyyorsun
    annen baban başbakan armı bana yan bakan?
    ali bana yan baktı 5 yıl hapiste yattı
    beş beş beş numara 10 10 10 numara
    michael jackson madonna ,
    bir numara gir çuvala
    iki numara yoğurt yala
    üç numara salla salla vur duvara

  12. Masal masal maniki
    Yolda saydım on iki
    On ikinin yarısı
    Tilki çakal karısı
    Masal masal martladı
    İki fare atladı
    Kurbağa kanatlandı
    Tos vurdu bardağa
    Çocuk çıktı çardağa
    Masal masal maniki
    Kuyruğu var on iki
    Kuyruğunda beni var
    Kulağında çanı var
    Masal masal matatar
    Dil okur, damak tadar

  13. Masal Tekerlemeleri Arayan Arkadaşımıza;

    Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken İp koptu, beşik devrildi Anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi Dar attım kendimi dışarı… Kaç kaçmaz mısın… Vardım bir pazara Bir at aldım dorudur diye Bineyim dedim, at bir tekme salladı bana geri dur diye… Padişahın topları ateşe başladı Topladım gülleleri cebime koydum darıdır diye Tozu dumana kattım, Edirne’ye yettim Selimiye minarelerini belime soktum borudur diye Yakaladılar beni tımarhaneye attılar delidir diye Babamdan haber geldi, onun eski huyudur diye Bereket inandılar, tutup beni saldılar Neyse uzatmayalım, masala başlayalım…

    * * *

    Bir varmış, bir yokmuş Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde Deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten… Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi… O öfke ile Tophane minaresini cebime sokmayayım mı borudur diye… O öfke ile Tophane güllesini cebime doldurmayayım mı darıdır diye… Orada buldum iki çifte bir kayık Çek kayıkçı Eyüb’e…

    Eyüb’ün kızları haşarı… Bir tokat vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı… Orada gördüm bir kız… Adı Emine, gittim yanına… Bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı çayırlık çimenlik, bir tarafı sazlık samanlık… Bir tarafta boyacılar boya boyuyor renk ile… Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Bir tarafta Mehmet Ali Paşa cenk ediyor şevk ile… Anan yahşi, baban yahşi, kurtuldum ellerinden… vardım masal iline(Naki TEZEL’den)

    * * *

    Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynarken eski hamam içinde… Ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı, Gümüş uçtu Gümüş uçmadı, Memiş uçtu Uçar mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten… Biri kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi…

    Vay ne köşe bu köşe! Dil dolanmadan ağız varmaz bu işe; bu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, şu köşe güz köşesi, diye iki tekerleyip üç yuvarlarken aşağıdan sökün etmez mi Maraş paşası! Hemen bir sarıya bir fare deliği bulup, attım kendimi dışarı; gelgelelim şu mahallenin yumurcakları haşarı mı haşarı; bir fiske vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı!

    Az gittim uz gittim… Dere tepe düz gittim Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim, gide gide bir arpa boyu yol gitmişim!

    Vay başıma, hay başıma; bu yol bitecek gibi tükenecek gibi değil, ya bir devlet kuşu konsa başıma, ya da alsa beni kanadına kaşına, demeye kalmadı bir de gördüm ki, ne göreyim? Adıyla sanıyla, yeşiliyle alıyla, Zümrüdüanka dedikleri değil mi? Kafdağı’nın üstünden süzüm süzüm süzülüp geliyor Bakın hele! Yüzü insan, gözü ahu Ne maval, ne martaval İşitilmedik bir masal!

    * * *

    Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde… Bu sözün önü var, arkası yok; gömleğimin yeni var yakası yok… Sabır da bir huydur, suyu var tası yok De gel sabreyle sabreyle… İyi ama susuzla sabırsız ne yapar? Ya bir kuyu kazar, ya dolaşır çarşı pazar; ben de aç karın, yüksek nalın çıktım pazara, Mevlam uğratmasın iftiraya nazara…

    Bir kaz aldım karıdan, boynu uzun borudan! Kendisi akça pakça, eti kemiğinden pekçe, ne kazan kaldı ne kepçe! Kırk gündür kaynatırım kaynamaz

    Hay dedim, huy dedim; bu ne pişmez şey dedim Bir iken iki olduk, üç iken dört olduk; anan soylu, baban boylu derken kırk olduk; kırkımız kırk ateş yaktık!… Kırk gündür kaynatırım kaynamaz Baktım ki olacak gibi, sofraya konacak gibi değil, eğil dağlar eğil dedik; onumuz hu çekti, onumuz su çekti; onumuz un, odun çekti; haydan geleni huya sattık, unu bulguru suya kattık Suyu kazana, kazanı yeniden ocağa attık; vay ne kaynattık ne kaynattık… De şimdi kaynar mı, kaynamaz mı? Derken efendim bu kez başını kaldırıp bize bakmaz mı!

    Gayrı pabucunu bırakıp kaçan kaçana! Kanadını kaldırıp uçan uçana! Eh, bir ben miyim kırk kişinin gevşeği? Çıkardım ahırdan boz eşeği vurdum sırtına palanı, çektim yedi yerden kolanı; bindirdim üstüne doksanlık anamı Boynuna mavi bir boncuk takmadım ama, koynuna koydum bir sabırtaşı Sabırtaşı, sabırcıktaşı deyip geçmeyin öyle! Ne anamın aşı, ne gözümün yaşı İtler işin başı, tandırın başı, masalın başı, bu sabırtaşı! Verilecek kuluna vermiş, bize de versin Yaradan; haydi dedikoduyu kaldırıp aradan, dinleyin şimdi; sabırlı kim, sabırsız kimdi…

    Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde… Dırıltıydı, mırıltıydı, raftan fincan düştü kırıldıydı, hem de ne fincan ya! Dedemin dedesinin dedesinden kalma kulpu kırık, kenarı yok, şu ahım şahım fincan… O akşam ne cezveyi köpürdetebildim, ne kahveyi höpürdetebildim Bakın hele, şu ettiği yetmiyormuş, kırdığı kırkı geçmiyormuş gibi, bir de karşıma geçip oh çekmez mi ya bizim güdük fare! Kızmayın benim canım efendim, bu farenin derdinden bittim, tükendim Benim gibi bir yalınkat adam değil, kambur felek, kadife yelek bile dayanamaz buna Bir gece değil, beş gece değil, her gece bu, kuyruğunu yay ediyor, unu bulguru pay ediyor, yağı kıymayı zay ediyor… Öyle ya, hani han, hani harman? Evimizin ardı tarladır, ekini kor, bize zorlatır, karanlıkta göz parlatır ama gelgelelim, kaçak dövüşüne metin, ne var ne yok teslim ettik bütün, bacamızdan çıkmaz oldu tütün, gayri ya bu fare durur, ya biz Bu gece düşündüm taşındım, tatlı tatlı kaşındım, baktım ki olur gibi, olacak gibi değil, ne yapıp yaptım yine, telli pullu bir arzuhal yazdım kediye; dilediğim yerini bulursa kilerde nöbet bekleteyim diye…

  14. ya lütfen ya pazartesiye gidecek arkadaşlar güzel masal tekerlemeleri bilen yorum olarak yazsınn !!!!

  15. ya çok güzel ama masal tekerlemeleri çok iyi olmamış lütfen daha güzel masal tekerlemeleri bulurmusunuzzz!!!!!

  16. çok güzel bir site inşaallah türkçede birinci performans ödevim 5 den 100 olur ama bu site sayesinde her şey ilk kim kurduysa onu allah bağışlasın sağolun görüşmek üzere

  17. mustasfa mıstık arabaya kıstık çükünü kestik duvarada astık

  18. hoşgeldiniz, hoşgeldiniz
    niye eli boş geldiniz?
    davet etttik ne diye,
    hani bize hediye.

  19. incilerim döküldü
    toplayamadım
    küçük hanım geldi
    saklayamadım
    ıkırcık mıkırcık
    kız şaçların kıcırcık
    sana dedim sen çık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir