Bu gece hüzün bastı odama, üzüntülerim dert ortağım oldu. Masamda bir silah ve birde bana söylediğin sözlerin var aklımda. Ya çekip vuracağım kendimi yada üzüntü dolu sözlerimle ölürüm sensiz gecemde.
Ne hüzün bitirdi beni nede üzüntün bitirdi içimdeki sevgiyi. Aldatılmak varmış kaderimde. Sahtekarlıklarla süslemişsin sen hayatını.
Felek derde ara vermez, dert katar derdim üstüne. Kar güneşe sıra vermez, yağar üstüme üstüme.
Gerçekten inanıp sevseydin beni, böyle sabahları bekler miydim hiç? Çoktan yanımda olurdun, gece 3-5 nöbetlerine dikmezdin beni. Sensiz kaldığım ilk günden beri içimde bir umut vuslata dair.
Gülen gözlerim sanma ki bahtiyar, attığım kahkahalarda binlerce gözyaşı var.
Benim acıya verecek bir şeyim kalmadı, mutluluktan alacağım var.
Kalemimi kırsalar seni sevdiğimi kanımla yazarım.
Bir gün beni nasıl paslı bir makasla derinden budayıp gittiğini fark ettim. Yeni bir filiz veremeyecek kadar derindi kesip attıkların. Sensizlikle oluşmuş hastalığıma senin bile çare olamayacağını zorda olsa anladım.
Hiç kimse görmesin tanımasın beni, bu gece çekemem boş muhabbetleri, dokunmayın bırakın kendi halime rüzgar nerden eserse hesap kitap yok bu gece.
Gözlerimden akan her damla yaş, kalbimden akan bir damla kan gibi. Ölmemi istiyorsan durma ağla bu canım sana feda.
İnsan sandım seni, yüreğimi verdim. Yetmedi duygularımı, hayallerimi, sevdamı verdim. Ama ne yaptın sen, var olan her şeyi kirlettin. Bitti sana itimadım, kayboldu duygularım. Çıkma karşıma bir daha.
Yağmur, mutluluğuma gölge düşürmek için yağıyorsan aldırmıyorum. Niyetin beni ıslatmaksa ben zaten ağlıyorum.
Bir gün hayatın bütün güzelliklerinden vazgeçip, ölüme sessiz sedasız gitmek istersen, yanıma gel ki sana sensiz yaşamanın, sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim.
Bilir misin ne zor ıslak gözlerle uyumak? Dokununca kanayan bir kalp taşımak. Hasret dolu gözlerle etrafa bakmak ve bilir misin ne zor bu hayatı sensiz yaşamak.
Neyi erken yaşadıysam, ona biraz geç kaldım. Neye en çok çalıştıysam, ondan düşük not aldım. Senin kapın açıkken, ben olunmaz çaldım.
Hani sevdamızla yeneriz diyorduk her şeyi aşkım. Hani aşarız sorunları diyorduk. Maalesef sen bir gururunu yenemedin, bana geri dönemedin.
Bazen bu yüreğe bu kadar acı fazla deriz kendi kendimize. Ama hata bizde, küçücük yürekle kocaman sevmişiz, ne haddimize.
Hangisine ağlamalıyım? Hayatımı mahvedip beni bir çırpıda sildiğine mi? Onca yaptığına rağmen seni silemediğime mi?
Gelir gibi yapıp köşeden “U” dönüşü yapıyordu mutluluk. Bir türlü mutlu olamadık bizde, ama hala umutluyuz.
Oyalan gönlüm, sahte dünyada çocuklar gibi oyalan. Belki bu gerçektir diye yaklaştığın her insan koskoca bir yalan.
Aşk, bir eşkıyanın hayata itirazıdır. Susarsa çatışma, konuşursa savaş, yazarsa destan, severse devrim olur. Tutku ben bir eşkıyayım ve sana aşığım.
Bir sonraki sessizliğim senin için güzelim. Zamansız gelen ayrılıklar kalbimi yaralar. Ağlayan gözlerim elbet bir gün aşk acısı için değil, hayat acısı için ağlar.
Yıllar geçer o benim hep yanımda olur derdim. Hiç gitmez ellerimi bırakmaz derdim. Beni unutsa da adımı ve gözlerimi asla derdim. Meğer varlığımı bile hiçe saymış.
Yüreğim hafif ıslaktır benim, kuytu köselerde ağlamaktan. Ve rengi hafif uçuktur, kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan.
Her sabah doğan güneş bir sabah doğmaz oldu. Elleri ellerimden kayıp giden yıldız oldu. Giderken bıraktığın tüm renkler siyah oldu.
Ben yıllarımı kaybettim, anılarımı değil. Ben mutluluğu terk ettim, acıları değil. Ben sevgimi yitirdim, nefretimi değil. Ben yaşamayı unuttum, seni değil.
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim. Aşkından hatıra diye gözyaşımı silmedim. Ben bir sana bir bu şehre gül dedim. Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim.
İnanıyorsan savunduklarına, arkasında duracaksın. Gerek yol cellada, çıkarıldığında darağacına tabureye sen vuracaksın.
Gözlerine baktıkça ağlasa da gözlerim, ağlamak içinde olsa gözlerini özledim.
Çalar saat gibiydi hayallerim, ben kurdum onlar çaldı.
Yalnızlığımda çoğalıp, kalabalıkta eksiliyorum. Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığım; Ne yana dönsem sana çarpıyorum.
Hiçbir zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. Çünkü tek üzülen siz olursunuz.
Belki kimse olmayacak senin gibi. Ama sende olmayacaksın eskisi gibi. https://www.nazlim.net/guzel-sozler/uzuntulu-sozler.html
Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi.
Bestesiz bir şarkının ağlayan mısralarında buldum seni. Ağlama sevgilim bu devran döndükçe seveceğim ben seni.
Ağlayan gözlerim bir gün mutlu olacak. O zaman sen ağlayacaksın. Benim mutlu olduğumu görünce kahrolacaksın.
Ben sana kalbimi değil, hayatımı verdim. Ben sana yarınımı değil, umutlarımı verdim. Ben sana adımı değil, sevgimi verdim.
Ben hayata adınla başladım, sevginle gözlerimi açtım. Şimdi sevginle ağlıyorum, adından nefret duyuyorum.
Bir gün ölürsem, haberim sana gelirse, mezarımın başına sakın gelme. Sadece elini kalbine koy ve özür dile belki o zaman mutlu olurum.
Ölsen bile benden kurtulamazsın. Kefen olur bedenini sararım. Yağmur olur üzerine yağarım. Çiçek olur mezarında açarım. Ölsen bile benden kurtulamazsın.
Pişmanlık nedir bilir misin? Merak etme öğreteceğim.
Öyle zor ki düşüncelerimi söyleyememek, öyle zor ki gece uyumadan hep seni düşünmek, öyle zor ki gözlerine bakıp ta seni seviyorum diyememek.
Özgürlük uçsuz bucaksız bir ülke, sevgin ışık tutmazsa yolumu bulamam ki.
Sevgi uzansam dokunacak kadar yakın, dostlarım olmazsa neye yarar ki?
Sen uyuşturucuya benzersin. İkinizde bağımlılık yaparsınız ama aranızdaki tek fark o damara girer sen ise benim kalbime girersin ve bir daha da çıkmazsın.
İki kişi birbirini severse sevgi olur. Biri kaçar, diğeri kovalarsa aşk olur. İkisi de sever lakin kavuşamazsa efsane olur.
İki kıyı gibiyiz. Bizi ayıran deniz aslında tek bağımız. Senin üstünden geçen bulut, benim yağmurum. İki kıyıyız hep, biraz uzak ama sonsuza dek bir arada.
İnsan güzel bulduğunu değil, sevdiğini güzel bulur.
İpek böceği örer de kozayı içine hapseder kendini bilir misin? Suçun yok bunda senin, yokta bilmez misin, ipekler hep senin için.
İsteyip de sahip olamadığım her şeyin yerine seni koyduğum zaman anladım ki, ben her şeye sahipmişim. Çünkü sen her şeyden ve herkesten değerlisin.
İçim o kadar senle doldu ki, insanlar seni gözbebeklerim de görürler diye bakmaya korkar oldum.
Şafak vakti yağan bir çiğ tanesi kadar masum, gün batımında denizlerden esen rüzgar kadar çılgın ve okyanusun derinlerindeki bir inci tanesi kadar özelsin.
Şimdi yoksun. Seni dilediğim gibi düşünebilirim. Tutar ellerini öpebilirim uzun uzun. Kimseler ayıplamaz beni.
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan, birbirine uzanamayan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, seni severken, sensiz olmak.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün çevrene karışırcasına. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır. Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen, buğulu bir cama güneşi çizebilmektir. Yaşamak direnmektir.
Yaşamak özlemsiz, özlem sevgisiz, sevgi sensiz olmaz. Unutma ki sevmek her zaman beraber olmak değil sensizken bile seninle olabilmektir.
Yedi ayrı iklimden yedi çeşit arı getirseler, yedi çeşit arı yedi ayrı çiçeği dolaşsa, yedi ayrı çiçekten bal yapsa senin kadar tatlı olamaz.
Hayat yaşandığı kadardır. Ötesi ya hatıralarda bir iz, ya da hayallerde bir umuttur.
Bu kez anladım, hüzünlerden bozma mutluluklar yaşıyorum.
Hatırlamaktan korktuğum tüm anılarımı çöpe attım. Var mı daha iyisi?
Bazen çoban olup koyun güderim. Kafam bozulur esrar çekerim.
Bunalıma girer jilet atarım. Ferdiciyim arkadaş çok görme bana.
Sebep sensin bütün günahlarıma, sevdikçe sayende günahkar oldum.
Sensiz her gün ölüm bana.
Sebepsiz yere ağlamak istedin mi hiç? Ağlarken boğazına bir düğüm saplandı mı? Yanağından süzülüp yüreğine düşen her damlada seni seviyorum diye haykırmak geldi mi içinden? Şimdi de ağlıyorum sevdiğim ama sana değil bir kalemde sildiğin aşkımıza ağlıyorum. Seni sevdiğim için özür dilerim.
Sensiz geçen zaman bana zehir oldu. Senin yokluğun benim sonum oldu. Güneş doğmaz, günler geçmez oldu. Anladım ki bu yaşam sensiz geçmez oldu ay yüzlüm.
Ayrılığın bedelini binlerce kez çekerek ödedim. Bu şehirleri bu sokakları adım adım, milim milim boynu bükük gezdim. Şu an ne haldeyim ne dertteyim nerden bileceksin be gülüm? Onun için en son dileğim seni son kez ölmeden göreyim.
Acı olan kaderimde mutlu olmak istedim. Sevgisiz yüreğimde bir ışık olursun diye bekledim.
Sen ne kadar zalim olursan ol, acıtsan da yüreğimi seviyorum seni.
Acı çekiyorum gecenin soğuk havasında. Üzüntülü mesajlarınla ısınıyorum senden mahrum sersefil odamda.
Unutulduğunu sandığın her dakikam seni düşünmekle geçti. Ne kadar istesem de istemediğini düşünerek arayamadım. Sanki anlamsız olan her şey beni buldu. Dön ve bana hayat ver, ben bitmeden beni bul. Asla unutulmadın.
Çok uzaktasın beni duymazsın, unuttun belki de hatırlamazsın. Hani derdin ya sen bir tanesin, bir tanen burada sen neredesin?
Seni yüreğimin derinlerine attım. Üzerine çelik kapılar kapattım. Beni öyle incittin ki seninle olan iyi hatıraları bile hatırlayamıyorum. Sen cezanı kendi kendine verdin.