Seven kadını kim tutabilir
Seven kadın neler yapmaz değilmi. Seven kadından aslında korkmalı erkekler çünkü kadın kendinde olan aşırı sahiplenme duygusu ile sevdiği kişiyi öyle severki karşısında kimse duramaz. İşte yazının ayrıntıları :
Ben artık bir genç kızım. Çocukluk döneminden kurtulduğuma hem seviniyorum hem de bazen üzülüyorum. Seviniyorum çünkü, artık yetişkinlerin dünyasına girmek üzereyim. Üzülüyorum çünkü, ailem bana hala çocukmuşum gibi davranıyor. Özgürlüğü düşlerken baskı altında günlerimi geçirmek zorunda kalıyorum.
İçimde tam olarak adlandıramadığım bazı duygular kıpır kıpır ediyor. Erkekleri yakından tanımak istiyorum. Kızlı- erkekli arkadaş gruplarına girmeye can atıyorum. Biliyorum, bir gün bu isteklerim bir bir gerçekleşecek. Hoşlandığım bir delikanlının sevgilisi olacağım. Artık benim de bir sevgilim var. Flört etmeye o kadar hevesliydim ki, bir arkadaş toplantısında tanıştığım delikanlı bana ‘çıkma’ teklif edince, hemen ‘Peki’ dedim. Aslında biz kadınlar, erkeklerin ne olursa olsun, tekliflerine hemen olumlu karşılık vermeyiz. İçgüdülerimiz bize karşımızdaki erkeğe biraz eziyet çektirmemizi duygularımızı hemen açıklamaktan kaçınmamızı fısıldar durur. İşte o fısıltıya kulak verince de çıkma teklifine olumlu cevap vermek için sabırsızlansak da yüreğimize taş basar, ‘Bilmem, bakalım. Siz beni tekrar arayın’ diye kaçamak cevaplar veririz. Böyle davranmamızın başlıca nedeni, duygularımızı gizlemektir. Erkeklerin, çabuk ‘peki’ diyen kadınlara değer vermediklerine inanırız. Ninelerimiz, annelerimiz bize böyle öğretmiştir. Yeni tanıştığım delikanlının teklifini hemen kabul etmekle, belki de hata ettim. Erkeklerin ısrarcı olmaktan hoşlandıklarını biliyorum. Ben çıkma teklifine hemen cevap vermeseydim, bu delikanlı bana evet dedirtebilmek için kim bilir nasıl uğraşacaktı. Doğrusu flört edeceğim erkeği, biraz üzmek, kuşkuda bırakmak çok hoş olurdu. Ben böyle yapmamakla kendimi hemcinslerime ihanet etmiş sayıyorum.
Zavallı kızın hiç flörtü yok
İlk buluşma birbirinizi tanıma çabalarından öte gitmiyor. Erkek size sorular soruyor, siz onu soru yağmuruna tutuyorsunuz. Ben sevgilim olacak erkeğe, hemen içimi dökmeye hazır değilim. Onu hiç değilse bu konuda biraz merakta bırakmak istiyorum. Ailem hakkında fazla bilgi vermekten kaçınıyorum. O da yakınlarından söz etmekten hoşlanmıyor. Çıkma teklifini kabul ettiğim erkeğin ‘sevgilim’ ünvanını alabilmesi için bir hayli zamana ihtiyacım var. Bu genç adamın kişiliğini incelemek zorundayım. Bazı davranışlarının onun hakkında önemli ipuçları vereceğine inanıyorum. Ayrıca sevgili olmak konusunda çok da acele etmeye gerek yok. Kız arkadaşlarım, benim biriyle çıktığımı öğrendikleri için ‘zavallı kızın hiç flörtü yok’ sözleriyle anılmaktan kurtuldum.
Ara sıra buluşup birlikte vakit geçirdiğim delikanlıyı geceleri yatağımda uyumaya çalışırken gözlerimin önünde canlandırmaya başlayınca, ona yavaş yavaş bağlanmaya başladığımı hissettim. Ayrıca onunla beraber olduğumuz zamanlar kendimi çok mutlu hissediyorum. Zevklerimizin, meraklarımızın uyuşması da beni etkiliyor. Sanırım o da benim bu özelliğimden etkileniyordur.
Bir erkeğin sevgilisi olmak, onun köleliğini yapmak anlamına gelmez. Sevgilim var diye, hayatımı onun programına göre düzenlemeye kalkışırsam hata yapmış olurum.
Duygularla bir yere kadar
Biz kadınlar, aşk konusunda biraz fazla kuşkucu davranıyoruz. Ha, aşkın aklımızı başımızdan alıp, bize her şeyi unutturduğu dönemler de var elbet. Kadın, duygularına kendini kaptırınca, erkeğe karşı diplomatik bir tutum içine girme planı da suya düşer. Böyle durumlarda kadın, erkeğin bir çeşit uydusu olmayı baştan kabullenmiş demektir. Duygular, kadının mantıklı düşünmesine doğru kararlar vermesine engel olur. Biz kadınlar, sevgililerimize karşı dürüst davrandığımız zaman karşı tarafın da aynı şekilde davranmasını bekleriz. Fakat erkekler açık yürekli olmayı genellikle gururlarına yediremedikleri için kadınları düş kırıklığına uğratırlar. Eskiden bir genç kızın bir delikanlıyla flört etmesi, onun evlilik yolunda ilk adımı attığına işaret sayılırdı. Sevgilisinden ayrılmak zorunda kalan genç kızın ruh sağlığının bozulması normal sayılırdı. Bir genç kızla bir delikanlının ancak evliliği düşünüyorlarsa bir araya gelmeleri beklenirdi. Bugün benim sevgilim var, ilerde onun eşi olur muyum? Bu soruyu aklıma getirmek istemiyorum. Şimdilik önemli olan sevgilimin bana nazik ve anlayışlı davranması. Her isteğimi yerine getirmesi de hoşuma gidiyor. Fakat zamanla birbirimizi daha iyi tanıyınca, beni kendine bağlamak uğruna yaptığı fedakârlıklardan vazgeçeceğini düşünüyorum. Sevgilimin de zaman zaman benden kuşkulandığını hissediyorum. Doğrusu, kuşku temelleri üzerine kurulmuş bir aşk ilişkisinin pek de sağlıklı bir ilişki sayılamayacağı kesin ama sağlıklı ilişkiyi düşünen kim?
Her kadın sevgilisi uğruna bazı fedakarlıkları göze alır. Ondan ayrılmak fikri bile uykularını kaçırmaya yeter. Sevgilisinden ayrılan bir genç kız artık kendisi için hayatın bittiğine inanabilir. Bir daha asla aşık olamayacağını düşünür. Sakın bu açıklamalar sizi yanıltmasın. Kadının aşksız yaşama kararı karşısına yeni bir sevgili adayı çıkıncaya kadar geçerli olur. Biz kadınlar flört ettiğimiz, duygusal bağ kurduğumuz erkeklerle hayatımızın sonuna kadar beraber olmayı umut ederiz, ama bu gerçekleşmeyince de yeni ufuklara yelken açmamız uzun sürmez.
Erkeğin gözüyle “sevgili” kadın
Genç kızlar, flört ettikleri erkeklere pek de dürüst davranmıyorlar. Kendilerini gizlemek gibi bir tutkuları var. Bu da erkekleri sıkıntıya sokuyor.
Yalanlar üzerine kurulmuş bir aşk ilişkisinin bir anda sona erebileceğini düşünmek gerek. Kadınların böyle bir endişeleri pek olmuyor. Kendi yalanlarına kendileri de inanıyorlar.
Flört döneminde erkeğin fedakar tutumu, ne yazık ki genç kızı şımartıyor. Delikanlıyı kendine köle edebileceğini sanıyor. Oysa erkek, tüm bunların farkındadır ve zamanı gelince, gerekeni yapacaktır.
Siz kadınlar, erkeklere karşı daha içten daha gerçekçi davranabilseler, her şey çok güzel olurdu.
Bir aşk ilişkisini, heyecanlı bir gerilim romanına dönüştürmeye hiç gerek yok. Kadınların bu davranışlarını anlamak zor.