Ulvi Cemal Erkin Kimdir Biyografisi Hayatı

Ulvi Cemal Erkin Hayatı Ulvi Cemal Erkin Kimdir Biyografisi

ULVİ CEMAL ERKİN
(1906 – 1972)

“Türk Beşleri”nin üyesi olan Erkin, opera dışında hemen bütün formlarda duyarlıklı, incelikli yapıtlar vermiştir. Başlıca yapıtlarının plak ve CD olarak üretilmesi ve giderek artan oranda batı müzik dünyasında seslendirilmesi, yaratılarının kalıcılığını belgelemektedir.
Üst düzey bir bürokrat olan Mehmed Cemil Bey’in oğlu Ulvi Cemal, yedi yaşındayken İstanbul’da piyanist Adinolfi’den dersler alarak müziğe başlamış, bir yandan da öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde sürdürmüştür. Yeteneğiyle sivrildiği için, 1925 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Paris’e gönderilmiş, Paris Konservatuarı’nda Jean Batalla, Isidor Philipp ve Camile Decreus ile piyano, Jean Galon ile armoni, Noel Galon ile kontrpuan çalışmış, daha sonra Ecole Normale de Musique’de, Jean Galon ve Nadia Boulanger’dan kompozisyon dersleri almıştır. Beş yıllık öğrenimini Paris Konservatuarı ile Ecole Normale’de başarıyla tamamlayan bestecimiz Ulvi Cemal Erkin, 1930 yılında yurda dönerek Musıki Muallim Mektebi’nde öğretmenliğe atanmıştır. Paris’te başladığı “İki Dans” adlı orkestra yapıtını Ankara’da bitiren Erkin’in bu ilk yaratısı, 6 Mart 1931 yılında Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası tarafından “Dünya Prömiyeri” olarak seslendirilmiştir. Erkin, 1932 yılında piyanist ve piyano öğretmeni Ferhunde Remzi (Erkin) ile evlenmiş, 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulması üzerine bu kurumun piyano bölüm başkanlığını üstlenmiştir. Daha sonraki yıllarda onu verimli bir besteci, orkestra şefi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin açtığı müzik kurumlarında yönetici olarak görüyoruz.
Dönemin yaratıcı bir aydını olan Erkin, besteci arkadaşı Necil Kazım Akses’le birlikte çok sayıda opera yapıtını Türkçe’ye kazandırarak opera repertuarımıza armağan etmiş ve sahnelenmesini sağlamış, konservatuar ve opera orkestralarının şefliğini yapmış, Ankara Radyosu’nun “çoksesli müzik” bölümünü yönetmiş, besteciliğini sürdürürken bir yandan da Ankara Konservatuarı’nda öğrenciler yetiştirmiştir.
1971 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırılan bestecimiz, sanat yaşamı boyunca Avrupa ülkelerinden nişanlar almıştır: 1950 yılında, Fransız Eğitim Bakanlığı’nın Palme Academique nişanı; 1959 yılında, “Şövalye” derecesindeki Légion d’honneur nişanı; 1963 yılında, İtalya’nın Ordine Al Merito della Republicca İtaliano nişanı ve 1970 yılında “Officier” derecesindeki Légion d’honneur nişanı…
İlk yapıtlarında geç romantizm ve izlenimcilikten yola çıkan Ulvi Cemal Erkin, kısa sürede geleneksel müziklerimizin, özellikle halk müziğimizin makamsal ve ritmik gereçlerini başarıyla kullanmaya başlamış, bilinçle eğildiği bu gerecin renkleriyle ulusal bireşime ulaşmıştır. Bestecimiz İlhan Usmanbaş “Beşler”in kişiliğinde Erkin’in bu dönemini şöyle değerlendirir:
“Birinci kuşak Türk Bestecileri, 1930’larda ilk yapıtlarını verdikleri zaman, bugün insanı hayrete düşüren bir şey daha var; o da sanki Türkiye’de yüzyıllardan beri Avrupa müziği yapılıyormuş gibi yeni bir müzik diline oturmuş olmaları. Mesela Erkin’in “Beş Damla” adlı piyano parçaları 1931 tarihini taşır; yani henüz öğrenciliğini bitirip Türkiye’ye dönmüş genç bir besteci, birden bire o güne kadar Türkiye’de nasıl bir müzik yapılması gerektiğini en açık bir dille ortaya koymuştur.”
Bu çizgi, yaratılarının son döneminde doğal olarak yeni müzik tekniklerine eğilim göstermiş, sonuçta bestecimiz, çağımıza uzanan bütün müzik tekniklerini kırk yıllık sanatsal yaşamına sığdırmayı başarmıştır.
Ulvi Cemal Erkin’in yapıtlarının seslendirme üzerindeki tüm telif hakları SACEM’e aittir.
1972 yılında vefat eden bu değerli müzisyenimizin başlıca yapıtları şunlardır:

Exit mobile version