Anlamlı Şiirler

Anlamlı şiirler kısa sayfamızda, amatör ve ünlü şairlerden anlamı birbirinden derin en güzel anlamlı şiirleri okuyabilirsiniz.

Bu konuda istekler hiç bitmiyor desek yeridir. Bazıları kısa olsun derken diğerleri ise uzun olanlarından istedikleri için her şeyden biraz eklemeyi uygun bulduk.

Ayrıca çok çeşitli şairlerin inanamayacağınız güzellikteki seçilmiş güzel şiirlerini de yine burada bulma imkanına sahip olacaksınız. Kısaca eli boş olarak kimse dönmeyecek emin olabilirsiniz. Son olarak en altta sizlerin yorumlarıyla kendi gönderdikleriniz de mevcut ve sizde yazabilirsiniz.

En Anlamlı Şiirler

En güzel anlamlı şiirler başlığımız içerisinde çeşitli kişilerin yazdığı birbirinden yeni ve farklı şiirleri kısa ve uzun olarak okuyacaksınız. Yine burada sevgiliye anlamlı şiirler de bulacaksınız.

Aşk Ateşi Bu Söner Mi Sandın? Şiiri

Ben kendim bir yar aradım hep
Aradım ama bulamadım gönülden seven
Çıkmadı karşıma beni yürekten sevecek
Ama halen bir his var içimde sevdaya

Bilmiyorum tutulur muyum ben seven birine
İçimdeki aşk ve sevda duygusu ile
Belkide yenerim hislerimi sevdayı içimden sökerim
Aşk ateşi bu söner mi sandın içimde yanarken..

Cemal Süreya Piyale Şiiri

Sıra hep son kadehe geliyordu
Dudakların başkalarının masasında lale
Ben boynumdaki ipe bir düğüm daha atıyordum
Peşinden başka gidecek yer yoktu
Seni artık hiç sevmediğim halde

Senin o eskisi olmamana imkan yoktu
Ama inadından yapıyordun bunu Cemile
İnattandı hep o içip içip gitmeler
Bense boşalttığın kadehleri satın alıyordum
Enayilik ettiğimi bile bile

Hele o çıkışın yok mu kapıdan
O Allah’ın belası herifle
Başkasının olmayı bir türlü beceremiyordun
Millet arkandan gülüyordu
Düştüğün hale.

Cemal Süreyya

Sevdim Ben Bir Kere Şiiri

İçimde yanan aşk ateşi ile
Sevdanın oynadığı güzel rol ile
Aşk bana güldü işte sonunda
Etkileyici sevdam ile Sevdim ben bir kere

Vazgeçemem senden hiç bir zaman
Aşk ile sana şiirler yazdım ben
Duygularımı anlattım kalemimle
Sevdim ben bir kere aşk şiirim ile

Sana yazdım ben bunu iyi anla
İçimden kopan damla damla duygu işte bunlar
Bu duygulardır beni en çok sana bağlayan
Sevdim ben bir kere artık vazgeçemem senden..

Necip Fazıl Kısakürek Dayan Kalbim Şiiri

Seni dağladılar değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.

Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!

Necip Fazıl Kısakürek

Seviyorum Onu Şiiri

Sevmiyorum dese de bana yalan
Gönlüm istemiyor dese de inanmam
İçimde öyle bir arzu var ki inan
Etkileyici bakışlarınla istiyorum..

Bendeki anlamlı bir aşk sana
Ne olur anla beni güzel sevdamla
Sana hasret kokan bedenimle
Adı sensin işte seviyorum onu…

Boğuldum Duygulara Şiiri

Neler geçiyor aklımdan neler
Anlatsam bir aklımda neler var
Manalı bir duygu aşka yönelik
Anlatılmaz yaşanır bu duygu
Çok sevdalıyım hemde çok
Bir aşk duygusu olsa bu
Yetmiyor ki kelimelerle anlatayım
Anlatayım da hüzünlerim dökülsün
Anlamsız olsa da içimdekiler benim
Yeter yinede duygularımı anlatmaya
Sever gönül yürekten kalpten
Kendi sevdamla ben Boğuldum duygulara

Necip Fazıl Kısakürek Dönemeç Şiiri

Bir gündü, hava ılık
Ve cadde kalabalık

Bir kadın sapıverdi önümden dönemece;
Yalnız bir endam gördüm arkasından ipince.
Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
Çarpıldım sendeledim.

Bir gündü mevsim bayat
Ve esmekte hayat…
Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
Yalnız bir ahenk sezdim, çerçevede bir endam.
Ve tabutta incecik o kadın var, anladım;
Bir köşede ağladım…

Necip Fazıl Kısakürek

Resimlerle Avundum Şiiri

Yokluğunu kalbime gömdüm ben
Seni her an içimde arzuladım ben
Arzulayan gönlümü hasretine
Dindirmek için Resimlerle Avundum
Şimdi bakarak ağlıyorum ben
Gözyaşlarım dinmiyor neden
Bir bakışların vardi ki beni çalan
Çok özledim seni şimdi Resimlerle avunuyorum..

Bir Melekti Şiiri

Bir melekti kenetlenmiş ruhuyla çocuklara
Bir duyguydu mücadele ederdi zorluklara
Hep karşılıksız yaşardı aşkını temiz ruhuyla
Melek sıfatıyla ün kazanmıştı tüm Dünya da

Kimi görse tebessümü bir borç bilirdi
Herkesin hata ve kusurunu unutuverirdi
Kalbi hep acı çekse de hiç belli edemezdi
Tüm dostları ona melek sıfatını verirdi

Aşık olmuştu suçsuz yetim çocuklara
Bir melek gibi yaklaşırdı suçsuzlara
Sanki ders veriyordu bazı insanlara
Arkadaş olurdu mendil satan çocuklara

Nerede bir zulüm görse dayanamaz ağlardı
Bir damla sevgi vermek için her şeyi yapardı
Yaşamlarına apayrı bir güzellik katardı
İşte bu yüzden onlar meleksiz yaşayamazdı

Cahit Külebi Hikaye Şiiri

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgarları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!

Cahit Külebi

Ünlü Şairlerden Anlamlı Şiirler

Cemal Süreya Yazmam Daha Aşk Şiiri

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan

Cemal Süreya

Can Yücel Olmuyorsa Zorlamayacaksın Şiiri

Olsun istersin…
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
Aşktır; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin,
Olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin…
Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş (?)
Ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.
İştir; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…
Dosttur; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…
Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın…
Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
Olmuyorsa, olmuyordur!
Gönlün rahat mı?
Elinden geleni yaptın mı?
Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…

Can Yücel

Necip Fazıl Kısakürek Beklenen Şiiri

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar…

Necip Fazıl Kısakürek

Can Yücel Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu Şiiri

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
ayrılık gizlendiğine
belki de, kartvizitinde “onca ayrılığın birinci
dereceden failidir”
denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
tutmak isterse…

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
etmiş olmasalardı eğer!

Can Yücel

Necip Fazıl Kısakürek Olmaz Mı Şiiri

Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam;
Geçip de aynaya, soran olmaz mı?

Bir parçacığım ben, bütüne hasret;
Zaman döne dursun o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an… Olmaz mı?

Necip Fazıl Kısakürek

Cemal Süreya İçtim O Şiiri

İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim,
Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle
Ayışığını paylaşırdı bacakları,
Öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm.

Put\’unu cezalandırıyor kır delisi;
Oğlan iki ev ötede, Londra\’dan gelmiş;
Yazsınlar felaketlerin hep çift geldiğini,
Garson acıması tutmuş içkievini.

Ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Cemal Süreya

Rıfat Ilgaz Gidişini Anlatıyorum Şiiri

Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun

Senin göz bebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan göz bebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder

Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay

Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş

Rıfat Ilgaz

Can Yücel Ay Işığı Son Altı Şiiri

Alnımda bir ağustos böceği
Yapraktan bedenim
Ağaçtan bademim
Bu zincirinden boşanmış poyrazda
Uçuyoruz dolunaya doğru
Yel yepelek yelken kürek
Uçuyoruz ağaçlar evler duvarlar
Uçuyoruz peri bacaları
Allah’a (c.c) emanet kula selamet
Toprak da ayaklandı
Bahçeler tarlalar
Çiçekleri sarı yeşilleriyle
Ardımızdan Kızlan` daki yel değirmenleri
Alavra’da doludizgin yaban eşekleri
Burunlar koylar bükler
Dağlarda ki devanaları
Balıkaşıran` da kopuyoruz ana karadan
Uçuyoruz mehtapta
Acemaşıran faslı okumaya dolunayda.

Edip Cansever Yerçekimli Karanfil Şiiri

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.

Edip Cansever

Fuzuli Beni Candan Usandırdı Şiiri

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı?

Kamu bîmârına cânan devâ-yı derd eder ihsan,
Niçin kılmaz bana derman beni bîmâr sanmaz mı?

Şeb-i hicran yanar cânım töker kan çeşm-i giryânım,
Uyarır halkı efgaanım kara bahtım uyanmaz mı?

Gül-i ruhsârına karşu gözümden kanlı akar su,
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı?

Gamım pinhan dutardım ben dediler yâre kıl rûşen
Disem ol bi-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı?

Değilim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil.
Bana ta’neyleyen gaafil seni görgeç utanmaz mı?

Fuzûlî rind-i şeydâdır hemişe halka rüsvâdır,
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı?

Evet sıra sizde: Sizde buradakilerden farklı ve yeni anlamlı şiirinizi yazmak için aşağıdaki yorum bölümünü kullanabilirsiniz. Nazlim.Net

Exit mobile version