Ataol Behramoğlu şiirleri

En güzel ve kısa Ataol Behramoğlu şiirleri

13 Nisan 1942 yılında İstanbul Çatalca’da doğan şair, Azerbaycan kökenli olup günümüzde 82 yaşındadır. İlk şiir kitabı “Bir Ermeni General” 1965’te Ankara’da Toplum Yayınevi’nde basıldı. Ataol Behramoğlu şiir anlayışı olarak önce Garip ve İkinci Yeni’den etkilenmiş, daha sonra toplumcu gerçekçi şiir akımı temsilcileri arasında yer almıştır. Genel olarak şiirlerinde toplumsal olaylar, hayat, ölüm, kadın, doğa, çocuk sevgisi ve aşk gibi konuları işlemiştir. Ataol Behramoğlu’nun şiirleri arasında “Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” en bilinen eserlerinin başını çekmektedir. “Bu Aşk Burada Biter” ve “Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm” diğer önemli eserleri olarak kabul edilir. Bu yazımız içerisinde Ataol Behramoğlu’nun en kısa şiirleri de dahil olmak üzere en güzel 18 şiirini hazırladık.

Ataol Behramoğlu şiirleri;

  • 1955: Her Şey Şiirdir
  • 1965: Bir Ermeni General
  • 1970: Bir Gün Mutlaka
  • 1974: Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga Şiirleri
  • 1976: Ne Yağmur… Ne Şiirler…
  • 1978: Kuşatmada
  • 1979: Mustafa Suphi Destanı
  • 1983: Dörtlükler
  • 1985: Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum
  • 1985: Kızıma Mektuplar
  • 1983: Şiirler 1959-1982
  • 1987: Eski Nisan
  • 1988: Bebeklerin Ulusu Yok
  • 1991: Bir Gün Mutlaka-Toplu Şiirler I
  • 1991: Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var-Toplu Şiirler II
  • 1992: Kızıma Mektuplar-Toplu Şiirler III
  • 1993: Sevgilimsin
  • 1999: Aşk İki Kişiliktir
  • 2002: Yeni Aşka Gazel
  • 2007: İki Ağıt
  • 2008: Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar
  • 2008: Okyanusla İlk Karşılaşma
  • 2008: Hayata Uzun Veda
  • 2017: Ne Çok Hain
  • 2018: Bir Çocuğa Layık Olmak

İşte, Ataol Behramoğlu’nun bazı şiirleri:

1. İstanbul

Göğsüme bir İstanbul çiziyorum
Başparmağımla, kelebek biçiminde
Çocukmuşum gibi aynanın önünde
Yüzümü saçlarımı okşuyorum.

Kadıköy’den herhangi bir deniz
Tenha bir tramvay Şişli’den
Samatya’dan belki Sultanahmet’ten
İncir ağaçları anımsıyorum.

Göğsüme bir İstanbul çiziyorum
Başparmağımla, kelebek biçiminde
Biraz umutsuzum, biraz yorgun işte
En çok gözlerimi seviyorum.

1959

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

2. Koşu

Tutsaklığım dar sokaklarında büyürken
Sevmek niye, yetmeden öncelere?
Seni düşünmek bir yağmur ansızın
Akşamüstleri yorgun caddelere.

İçimde yeniden bir umut
Yeniden bir kahır sevgilere
Söylenmemiş şiirler dudaklarımdan
Savruluyor susuk gecelere.

Üstelik hep mutlu olmak gülünç
Sığmak güç evlere kahvelere
Ellerinden bir tutsam, biliyorum
Koşum ötelere ötelere.

1960

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

3. Bu Aşk Burada Biter

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner
Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir

Yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler
Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı
Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

1965

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

4. Bir Kadını Beklemek

Bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerek
Bir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşunda
Bir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek

Aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığın
Bir akşamı geçecek

Belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamın
belki de
Bir kadını geçecek

Bir kadını bekliyorum
Eteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek.

Ataol Behramoğlu

5. Aşk

Hayatın hızıyla yaşadık o aşkı
Her şey bir anda başladı
Yaşandı
Ve bitti…
Yan yana gidip de bir süre
Ayrı yönlerde uzaklaşan
İki tren gibi

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

6. Şiir Üstüne Bazı Düşünceler

Şiir organik bir şey olmalıdır
Kendi yaşamımızdan fışkırmalıdır

Gömleğim, sevdiğim kız, yaşadığım şehir
Sımsıcak, şiirlerime girmelidir

Doğasını anlatmalısın ülkenin, bütün kuşlarını, ağaçlarını, göğünü, balıklarını
Bir bir bütün çiçeklerin, rüzgârların, ırmakların adlarını

Küçük şeylerden, küçük ayrıntılardan oluşmalıdır şiir
Böylece, yaşanılan şeylerin gerçek tarihi olacaktır şiir

Bir duruş, bir ses, bir yürüyüş
Canlılığı, güncel ve tarihselliğiyle bir gülüş

Şiire girecektir. Her şey, yapay ve kurgusal olmayan
Gerçek bir insan yüzü, gerçek bir doğa, gerçek bir toplum yansımalıdır anlattıklarından

1975

Ataol Behramoğlu

7. Göre

Gözlerimiz birbirine göre
Ellerimiz, dudaklarımız
Ve aşk bize göredir

Gece tam aşka göre
Rüzgar geceye göre
Ve yağmur rüzgara göredir

Öpüşmelerimiz yağmura göre
Odamız öpüşlerimize göre
Ve dünya odamıza göredir

Ve biz dünyaya göreyiz.

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

8. Yeni Aşka Gazel

Uçurumlardan geçerek gelirim sana
Delice, uçarak gelirim sana

Unutup kederle biteni nice kez
Merak merak gelirim sana

İçim şarkılarla dolup taşarken
Dilim dolaşarak gelirim sana

Aklım bir pazar yerinden karışık
Gönlüm tepetaklak gelirim sana

Yeniden öğrenmek için her şeyi
Bildiklerimi unutarak gelirim sana

Dünyaya henüz gelenden farksız
Çığlık çığlık, çırılçıplak gelirim sana

Kopar diye beni köklerimden yine
Uçur diye ey aşk, gelirim sana

2002

Ataol Behramoğlu

9. Eylül Sabahının Serinliğini

Eylül sabahının serinliğini,
Yaprakların serinliğini
Ciğerlerime dolduruyorum.

Sessizlik ve serinlik
Birleşiyor
Yıkanmış güvercinler
Ve çok uzakta bir tren sesi.

Her zaman yeniden başlamak duygusu
Doğuyor içimde
Her uyanışımda.

Düşmanlarımı bağışlıyorum,
Daha çok seviyorum dostlarımı
Her uyanışımda.

Eylül sabahının serinliğini,
Yaprakların serinliğini
Yüreğime dolduruyorum.

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

10. İnsanlar

İnsanlar da ülkelere benziyor
Sınırları var, yüzölçümleri
Yasaları var
Bayrakları, ilkeleri
Kimi dağlık bir arazidir.
Kimi kıraç
Kimi bereketli
Kimi dardır
Kimi engin göz alabildiğince
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri
Sonuçta ne küçümse insanları kızım
Ne de önemse gereğinden çok
Ama anlamaya çalış
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri

Ataol Behramoğlu

11. Unuttum Nasıldı Annemin Yüzü

Unuttum, nasıldı annemin yüzü
Unuttum, sesi nasıldı annemin.
Gece bir örtü olsun anılardan
Kara yüreğime örtüneyim

Unuttum, nasıldı annemin gülüşü
Unuttum nasıldı ağlarken annem.
Yaşam sallasın kollarında beni
Küçücük oğluyum onun ben.

Unuttum, elleri nasıldı annemin
Unuttum gözleri nasıldı bakarken.
Kuru ot kokusu getirsin rüzgar
Yağmur usulcacık yağarken.

Ataol Behramoğlu

12. Suçlusunuz

Suçlusunuz umudun cellatları
Katilleri iyiliğin, merhametin
Ellerinizde çocuk kanı
Ruhunuzda küf, nefret, irin

Suçlusunuz savaş dostu, silah sevici,
Tedirgin olan yaşamak sözcüğünden
Acımasızsınız ölüm gibi
Karanlıksınız en karanlık geceden

İblissiniz, şeytan, Azrail, deccal
Ocak söndüren, kan emici, günahkâr, gaddar
Fıtratınızda düşmanlık, kin
Mayanızda lanet var

Cehennem daha az ürkütücüdür
Saraylarınızın heyulasından
Din tüccarları, anahtarını zindanlarının
Cennetin anahtarı diye pazarlayan

Suçlusunuz, ölüm kapıyı çaldığında
Mirasınız çürümüşlük olacak
Dünyayı kefen gibi örten bir gökyüzü
Bereketini yitirmiş bir toprak

Sonra hiç yokmuş gibi unutulup
Silineceksiniz dünyanın belleğinden
Bir korku ve ibret öyküsü kalacak
Gelecek kuşaklara sizden

2020

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

13. Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Şehre simsiyah bir kar yağar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarımın arasından
Gecenin geldiğini görürüm

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçeğe gömüp
Ağlamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Alıp başımı gitmek isterim
Bir akşam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
Gidip denize bakarım
Bir tiyatro seyrederim

Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Uzaktan bir bulut geçer
Karanlık bir çocukluk bulutu
Gerçeküstücü bir ressam
Dünyayı değiştirmeye başlar
Kuş sesleri, haykırışlar
Denizin ve kırların
Rengi birbirine karışır

Sana bir şiir getiririm
Sözler rüyamdan fışkırır
Dünya bölümlere ayrılır
Birinde bir pazar sabahı
Birinde bir gökyüzü
Birinde sararmış yapraklar
Birinde bir adam
Her şeye yeniden başlar

1972

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

14. Bu Dert Beni Adam Eder

Gece gündüz dolaşırım tenhalarda menhalarda
Benim annem güzel annem beni koy ver
Sağ yanımda bir sızı var, sol yanımda yandım aman altıpatlar
Bu dert beni verem eder

Eğri büğrü bakar oldum boyunbağı takar oldum şaşkın oldum sakar oldum
İkide bir yüreğimi dağa taşa diker oldum
Şunca yıl karanlıkta göz kırpmaktan bıkar oldum
Benim annem şeker annem gençlik elden gitti gider

Dama çıktım damdan düştüm kılıç kestim esrar içtim
Şahin oldum keloğlanın külahını kaptım kaçtım
Yâre ağlar güler uçtum yarı yolda yorgun düştüm
Benim annem kadın annem bu nasıl iş bana deyver

Gece gündüz düşünürüm tenhalarda menhalarda
Aman annem güzel annem beni koy ver
Sağ yanımda bir sızı var, sol yanımda dağlar duman altıpatlar
Bu dert beni adam eder.

1963

Ataol Behramoğlu

15. Bir Mavi Çiçek

Önce top mermileriyle dövüldü alan
Tarandı sonra mitralyözlerle
Sonra boğaz boğaza dövüşüldü
Ve sonra usulca indi gece

Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse

Sabaha karşı dindi iniltiler
Yan yana, üst üste yığılı ölüler
Ağaçlar devrilmiş, kavrulmuş çimenler
Boğulmuş yaşayan ne varsa bu yerde

Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse

O sabah yine maviydi gökyüzü
Başladı az sonra kuşların türküsü
Sabah rüzgârı ne bilsin ölümü
Esti durdu kırlarda keyfince

Bir mavi çiçek kalmıştı sadece
Ama yoktu koklayacak kimse

1988

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

16. Her Şey Şiirdir

Her şey şiirdir, uğultusu rüzgarın
Bir ırmağa usulcacık yağan kar
Her gece okunan bir dua çocuklukta
Gökyüzünde bölük bölük turnalar

Her şey şiirdir, sevinç ve kader
Dünyada olmak duygusu…
Kıyıda, ıssız kayalarda
Kendi başına ışıldayan su

Her şey şiirdir, şimdi, şu anda
Ak kağıt üstünde dolanan elim
Karşıki avluda salınan söğüt
Yandaki odada uyuyan bebeğim

Her şey şiirdir, çağrısı aşkın
Bahar toprağından yükselen tütsü
Umut ve acı, başlayan ve biten,
Yağmurun ve akıp giden hayatın türküsü

Her şey şiirdir ve bir gün belki
İlk aşkım, ilk göz ağrım şiir
Koynunda ona yazdığım mektuplar
Bir yerlerden çıkıp gelecektir.

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

17. On Ayrılık

IV

Başka biri olacaksın istemesen de
Tenine başka bir ten dokunduğunda
Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
Başka bir nefesle karıştığında nefesin

Başka biri olacaksın istemesen de
Gece uykunda ya da gün ortasında
İrkileceksin apansız bir duyguyla
Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi

Başka biri olacaksın istemesen de
Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
Tüketecek ömürlerini birer birer
Değişecek yeri bir dolabın, pencerede bir çiçeğin

Başka biri olacaksın istemesen de
Dudaklarında benden sonraki bir çizgi
Tanımadığım bir ton gülüşünde
Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin

Sonra, sonra artık başka birisin

VII

Dilimin altında özlem var
Ve karışık bir dua
Boğulmuş anılar
Seni getiremez bana

Şiirler bana seni getiremez
Ne de bir yazdan kalan kırıntılar
Bir taş olabilseydim
Uyku ya da rüzgâr

İlkbahar yine gelecek
Belki yine mutlu olurum
Bir dilsizin şarkısına benzeyecek
Senden sonra mutluluğum

Kasım 1994-Aralık 1998

Ataol Behramoğlu

18. Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

Ataol Behramoğlu

Ataol Behramoğlu şiirleri

Kaynaklar

  • Behramoğlu, Ataol (1991a). Bir Gün Mutlaka-Toplu Şiirler I. İstanbul: Adam Yayınları.
  • Behramoğlu, Ataol (1999). Aşk İki Kişiliktir. İstanbul: Adam Yayınları.
  • Behramoğlu, Ataol (2007b). İki Ağıt. İstanbul: Evrensel Basım Yayın.
  • Behramoğlu, Ataol (2017). Ne Çok Hain. İstanbul: Tekin Yayınları.

Nazlim

Universiteit Gent üniversitesinden 2003 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Okuyucuların dikkatini çekecek haberleri 2004 yılından beri Nazlim.NET sitesinde yazmaktayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir