Duygusal Şiirler
Bu sayfada
- İntizar Şiiri
- Yağmur Şiiri
- Gözlerin Kal Diyor Şiiri
- Duygusal Aşk Şiiri
- Vazgeçtim Şiiri
- Islak Gül Şiiri
- Böyle Bir Sevmek Şiiri
- Bir Masa Şiiri
- İçinden Doğru Sevdim Seni
- Buluşmak Üzere Şiiri
- Ölümsüz Aşkım Olur musun? Şiiri
- En Güzel Rüya Sensin Şiiri
- Gizli Sevda Şiiri
- Uyku Gibi Gözlerimde Tütenimsin Sevdiğimsin Şiiri
- Affet Beni Yüreğim Şiiri
- Seni Düşünüyorum Şiiri
Duygusal şiirler uzun sayfamızda, amatör ve ünlü şairlerden bu konu ile ilgili şiirleri okuyabilirsiniz.
İntizar Şiiri
Ağaçlar yapraklara soyundu
Topraklar yağmurlara doydu
Sen gideli nice yıllar oldu
Beni kahretmeye yeminin mi var?
Bahçemde büyüdü diktiğin gülüm
Korkmam gelse de bir gün ölüm
Sensiz, kalmadı ne bugün ne dünüm
Gittiğin yerden dönmemeye yeminin mi var?
Hani, hep sevecektik ölene kadar
Yolunda oldum hem heder hem derbeder
İçime dert oldu, yokluğun acı ve keder
Beni yok etmeye yeminin mi var?
Şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz
Nabzın benim bileklerimde vurmakta
Artık bütün kaygıların ötesindeyiz
Benimle en güzelsin aynalardan uzakta
Yağmur Şiiri
Bir deli rüzgar esiyor
Çisil çisil yağıyor yağmur
Toprak, kucaklıyor sahipsiz damlaları
Çekiyor bağrına, içine sindirircesine
Bir sızı var iliklerime işleyen
Bıçak yarası gibi, derin ve acılı
Sensizliği hatırlatıyor rüzgarın boğuk sesi
Yağmur değil,
Damla damla kan akıyor yüreğimden
Asena Korkmaz
Gözlerin Kal Diyor Şiiri
Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar, gözlerin kilit
Ellerin aç diyor, dudakların git.
Ayrılık; dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık, yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir
Göz yaşın kal diyor, dudakların git.
Gidersem, bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam, kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor, dudakların git.
Duvardan insin mi resimlerimiz,
Yabancı olsun mu isimlerimiz?
Ya o, deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor, dudakların git.
Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan, nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor, dudaklar git..
Duygusal Aşk Şiiri
Aşk başlamaԁan güzel,
Kalplerԁe heуecan
Bakışlarԁa korku olԁuğu zaman güzel…
Birbirimize sezԁirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin ԁiуe çabalaуış,
Gözlerim gözlerinin mavisine ԁeğԁiği zaman…
Aşk başlamaԁan güzel.
Vazgeçtim Şiiri
Vazgeçtim, seni senden dilenmekten,
Birde kendimden vazgeçebilsem,
Belki de, sonunda bıkıp seni unutacağım,
Ve, o gün,
Seninle birlikte bende yok olacağım.
Islak Gül Şiiri
Seninle paylaşmak uykularda en büyük günahları
Seninle uyanmak nice çılgın gecelerden sonra
Alır götürür beni kokun uzaklara en uzaklara
Ağzın dudaklarımda ıslak bir güldür sabahları
Tenin çekiyor beni tenin tutmuş saçlarımdan
Afrikalı kölenim senin, esirinim, mecburunum
Gözlerin değmese gözlerime kahrolurum
Olurum çekersen ellerini avuçlarımdan
Donsun başım tutuşsun damarlarımda kanım
Gel otur yanı başıma erişilmez kadınım
Yum iri gözlerini, devir kirpiklerini
Ser önüme bir hazine gibi güzelliklerini
Sana en muhtaç olduğum su anda gel
Yasamak olsan da gel, olum olsan da gel.
Ümit Yasar OĞUZCAN
Böyle Bir Sevmek Şiiri
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
Azıcık okşasam sanki çocuktular
Bir akşam korkudan gözleri sislenir
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Hayır sanmayın ki beni unuttular
Hala ara sıra mektupları gelir
Gerçek değildiler birer umuttular
Eski bir şarkı belki bir şiir
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Yalnızlıklarımda elimden tuttular
Uzak fısıltıları içimi ürpertir
Sanki gökyüzünde bir buluttular
Nereye kayboldular şimdi kim bilir
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir.
Attila Ilhan
Bir Masa Şiiri
Bize bir masa ayır yanakimu
Aleksandramla benim için
Bir masa
Üstü çiçeksiz
Örtüsü gazeteden
Şarabı aşktan
Hem hülyadan
Aleksandram mızıka çalsın
Siyaha çalan parmaklarıyla
Güftesi bayağı şarkılar
Adi havalar
Meyhane acı zeytinyağı koksun
Sen hoşnut ol Yanakimu.
Sait Faik ABASIYANIK
İçinden Doğru Sevdim Seni
İçinden doğru sevdim seni
Bakışlarından doğru sevdim de
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
Beni sevdiğin gibi sevdim seni
Kar bırakılmış karanlığından.
Edip Cansever
Buluşmak Üzere Şiiri
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Can Yücel
Ölümsüz Aşkım Olur musun? Şiiri
Gözlerin gözlerimin önünde perde oldu
Nereye baksam seni görüyorum
Dilimde senin adını sayıklıyorum
Sonsuz aşkım sen olur musun?
Böyle delicesine sevmişken
Hayallerimde seni süslerken
Gözlerin gözlerimi görmüşken
Ölümsüz aşkım sen olur musun?
Elini tutup,gözlerine baktığım
Seni seviyorum diye haykırdığım
Son Aşkım sen olur musun?
Son nefesimde sen derken
Yanımda olur musun?
Yazdığım en güzel aşk şiirinin kahramanı
CANIM sen olur musun?
En Güzel Rüya Sensin Şiiri
Rüyalar seni özleminle dolup taşıyorsa
Dudaklarım ılık bir tadı özlüyorsa
Mor geceleri uykusuz yutkunuyorsam
Bil ki en güzel rüya sensin sevgilim.
Yalan söylemiyorum artık kendime
Gecesiz aşk olmadığını öğrendim
Şairler haykırır istedikleri gibi
Şiirler avutur beni sen yoksun diye.
Bu gece aklımdan yine sen gelip düştün
Oysa sen hep uzak kimbilir kiminleydin
Sen hep diyarlarındın aslında büsbütün
Bir an aklına gelip beni hiç düşündün mü?
Seyrederim gece yarılarına kadar yıldızları
Kim için hazırlanıp donanmış gökyüzü yine
Yine sensiz mi geçecek bu bahar ayları?
Hep böyle sensiz mi uğurlayacağım yılları?
Gizli Sevda Şiiri
Seni o kadar sevdim ki
Hayal bile edemesin
Sana aşkımı söyleyemedim
Sevgin kalbimde kala kaldı
Kalbimi hep dağladı
Beni yedi bitirdi
Evlendiğini duydum
Kara sevdam delendi
Ben bitim tükendim
Neden sana aşkımı söyleyemedim
Şu an belki benimdin
Ben sana aşkımı söyleyemedim
Bedenim yakında kara toprak olacak
Kara sevdanı
Kalbim sonsuza dek taşıyacak.
Uyku Gibi Gözlerimde Tütenimsin Sevdiğimsin Şiiri
Yağmur sonrası bir buğunun
Nazlı bir gelin edasında
Topraktan yükselişi gibisin
Gece yarısı bir o yana
Bir bu yana dönüşlerimin
Kesintisiz nöbetlerinde
Buram buram
Uyku gibi gözlerimde tütenimsin
Bekleyişimsin
Özlediğimsin
Usulcacık sokulup da
Soluksuz kalırcasına
Derin derin içime çekerek kokunu
Hasret yangınlarından çıkıp
Öptüğümsün
Başımı göğsüne yasladığım
Zamanın ötesinden
Zamansızlıklara meydan okuyarak
Benimsin deyip
Duvarları yıkarak gelen
Sevdiğimsin
Affet Beni Yüreğim Şiiri
Açtırdım kapılarını seni sevmeyene,
Derinlerdeki güzellikleri görmeyene…
Sevgisizliklerine hapsettim seni…
Affet beni gözlerim…
Sana bakmayan gözlerin esiri etti.
Gülerken saçtığın ışığını zindana çevirdim…
Affet beni dizlerim…
Gelmez yarin yolunda beklettim.
Ayakta durmaya dermansız ettim.
Affet beni sözlerim…
Her acı sözü yutup; hep tatlı sözler söylettim.
Zehir sözlere sevgi sözlerimi ziyan ettim…
Affet beni kollarım…
Seni sarmayan kollara her daim açık beklettim.
Gelmeyince zalim yar sevdalara seni açmamaya yeminler ettim…
Affet beni gülüşlerim…
Yalancı gülmelere kanıp gönülden gülmelerimle karşılık verdirdim.
Yüreğimi ağlattılar sen yine de gülmeye devam ettin…
Affet beni ellerim…
Uzanmaz elleri tutmanı, hiç bırakmamanı senden bekledim.
Bomboş kalınca üşüdün soğukluğun yüreğime işlettin…
Affet beni Yarabbim…
Verdiğin bu canın hakkını veremedim…
Yüreğimi bir kulun yaralamasına, gözlerimi ağlatmasına, kollarımı bağlatmasına izin verdim…
Affet beni yarabbim O’nu çok sevdim….
Doğru zamanlarda yanlış insanlara, yanlış zamanlarda doğru insanlara mahkum oldu bu yürek…
Belki doğruyu görmeye yetmedi gözlerim.
Belki de yanlışı silmeye yüreğim…
Seni Düşünüyorum Şiiri
Gecenin bu saatin de bile seni düşünüyorum
Dışarısı zifir karanlık ve karanlığın soğuk sesi
Kulaklarımda çınlıyor…
Bütün gün sesinin kulaklarımda çınlaması yetmiyormuş gibi
Yıldızlarla birlikte koyu karanlığın ortasında
O masum o sevimli yüzün her saniye her dakika
Karşımda…
Seni hala çözemedim biliyor musun
Bir an canımı bile verecek kadar çok seviyorum
Gerçekten eğer canımı istesen tereddüt bile etmeden
Veririm
Ama an geliyor ki senden tam anlamıyla.
Kısa Kısa Duygusal Aşk şiirleri
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
senin etinden, tırnağından ayrı,
senin kokundan uzak.
Şu anda hiç bir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzak
ve her şeyden mahrumum ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın,
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak
Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan
İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.
Zannetme ki her şey bitti sevdiğim;
Bir gün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada;
Seni ve beni hatırlayacaklar
İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi
Paramparça, kırık dökük aşkımız
Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
Büyük aşkımız
Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkansızlığın
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin…
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü
İşte ellerimde al, diyebilseydim
Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi
Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Şarkısız ve sensiz kaldığım nice akşamlar
Gözlerin geçer aklımdan özlemler içinde
Gözlerin bir çigan müziği güzelliğinde
Kirpiklerinde keman, bebeklerinde gitar…
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Seni görmediğim günler
Karanlıktayım, katran gecelerdeyim
Cehennem misali bir yerdeyim
Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse
İşte öyleyim…
Gözleri namuslu namuslu parlar insanların
Gökyüzü inadına mavi
Yaşamak inadına güzel
Bu şehirde sen varsan.
Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum
Hep senin için bu bir bir boşalan şişeler
Umutsuzluğum, sarhoşluğum senin eserin
Senin yüzünden bu delicesine içmeler
Dayanmak zor yalnızlığına akşamların
Unutmak mümkün değil seni bir şarkı gibi
Ağır ağır ilerleyen bu zaman içinde
Her an bir sarhoşluktur sensizliğin verdiği
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Lanet edersin yaşadığına…
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın..
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan
özlenen sen, özleyen sen, özleten sen
Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı
Bugünden güzel değil bulacağın yarında
Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında
Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı
Bir yerlere varmadan, nasıl böyle
Hiç durmadan akıp gidiyor günler
Yaşam diye verdiğin bu mu söyle
O mu sırtıma sapladığın hançer
Sevdimse; verdiğin yürekle sevdim
Sen açtın bu ufku karşımda sonsuz
Yürüdüm bir yolun sonuna geldim
Yıkık, üzgün ve paramparça onsuz
Zamanlar kalleş şimdi, her şey artık bir oyun
Manzaralar hüzünlü insanlar ağlamaklı
Bir akşam getir bana, gizlice ve en saklı
Saatleri birer birer dudaklarında sun
Duymak nedir bilir misin?
Duymak, ama anlatamamak
Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
‘Seviyorum’ diyememek
Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin?
Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi
Akıtır taşa, toprağa kanımı
Dünya seninle aydınlık ve güzeldi
Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı
Yeter.. Gel artık yeter..
Karanfiller açtı gel
Kış bahçesinde , güller
Beyaz güller açtı gel
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Kucağımda bir yığın
Meyvesi ayrılığın,
Ben yine geleceğim
Benim küçük meleğim.
Bırakma beni sevdiğim
Gidişine dayanamam
Hasret gözyaşlarımla
Kendimi avutamam
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Ne güzel ellerin var incecik
Ne güzel saçların var sapsarı
Anlasana o yalansız gözleri
Düşündükçe baştan başa özlem kesiliyorum
Bu engeller bana göre değil oysa
Ben bu dağları aşarım
Geçerim bu denizleri, korkma
İşte düştüm yollara
Dur, bekle beni, geliyorum
Bütün sevgililer, dostlar gitti
Bir sen kaldın kadınım beni terk etmeyen
Batan gemilerin kaptanları gibi
Denizlerin ortasında ölümü bekleyen.
özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim, kap karayım bugün gel
Gök mavisinden, deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz…
O ikiz kardeşi ölümün.
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.
Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda…
Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni
İstesem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa.
Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Çirkin olan,fena olan ne varsa unut
Gözlerimin söylediği şarkıyı dinle
Ellerimizde sevgi içimizde umut
Bütün iyilikleri paylaşalım seninle
Varlığın dudaklarımda bir bal tadı
Yokluğun en korkuncu ölümlerin
Senden başka dindiren olmadı
Acısını içimde kanayan yerin
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Yıldızların en parlak olduğu zamansın
Denizlerim senin kıyılarında sakin
Bırak ellerini avuçlarımda kalsın
Aşkın büyülü sesini duyuyor musun
Şimdi onun gülleri açan güz bahçelerinde
Gitme ki günlerimiz gecelerimiz olsun
Çoban kulübelerinde balıkçı kahvelerinde
Benimle kal zaman bitinceye kadar
Benim ol yüzyıllar ve çağlar boyunca
Bir ömürdür seninle geçen dakikalar
ölümden güçlüyüm sen yanımda olunca
Şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz
Nabzın benim bileklerimde vurmakta
Artık bütün kaygıların ötesindeyiz
Benimle en güzelsin aynalardan uzakta
Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen
Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çıkabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Duymak büyülü sıcaklığını beyaz ellerin
Her geçen dakika var olduğunu anlamak için
Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla
Unutmak ne varsa kötülükten yana
İnmek sevilen gözlerin derinliğine
öyle mutlu, öyle sarhoş, alabildiğine
Bin yıl içmek o sulardan kana kana
Her gün ona koşmak dağlardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatlı hayal, en büyük gerçek
Anlarsın taşan o, günlerden gecelerden
Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
Neydi çekip kendine, beni bağlayan
Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
Elleri ta içimde o dev miydi
Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?
Bir aşk çizgisi var her şeyden öte
O çizgiden başka bütün çizgiler
Aşkı tüketmede
Her düşünce aşka teğet geçiyor
Tanığı çizgiler var olduğumuzun
Bir aşk çizgisi var her şeyden önce
Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?
Yitirdim umut kırıntılarımı
Sevgimi, neşemi, bütün varımı
Çaresiz bir yokluğun içindeyim
Gömdüm içime yıkıntılarımı
Arıyor bir yarım öbür yarımı
Evet sıra sizde: Sizde buradakilerden farklı ve yeni Duygusal şiirinizi yazmak için aşağıdaki yorum bölümünü kullanabilirsiniz. Nazlim.Net
Yorum yok
Ben bildim bileli seni
Hep sevdin bendeki seni
Unutma gercek olan şu ki
İkimiz de sevdik birbirimizi
Yaptıgın onca inatlar
Sayılamayacak kadar hatalar
Bizim evdeki bardaklar
Sonu çok saçma hadé noktalar…
Poyraz kurt
anladım ki, sözlerin gibi sevginde yalanmış be sevgili sende herkesleştin artık ben seni her gün her gün sevmeye çalışırken sen sen beni kendinden soğuttun şimdi git istediğin yere ama unutma sevgili bende senden gidersem geri dönüş ASLA olmayacak evet belki çok yeni olabiliriz ama ben seni diğerlerinden hep farklı sevdim farklı bildim özeldin benim için
sen benim canım olmuştun
sen çok farklıydın
neden böyle yapıyorsun?
ben seni her gün bir önceki günden daha çok özledikçe
sen neden benden kaçıyorsun
yoksa beni sevmiyor musun?
EVET sen beni hiç bir zaman sevmedin
seviyorum diyordun ama YALAN
hiç bir zaman yanımda olmadın
ben senin yanında olmak istedikçe
sen beni yanında istemedin
madem hayatında biri istemiyordun
madem sevmiyecektin
neden aldın beni hayatına ?
neden, neden, neden?
Mesele senin beni unutmuş olman değildi sen sende beni unuttun oysa ben izin vermedim veremedim bende ki kadının içimde ara sıra bazen gündüz bazen gece lafladığım aşkın beni unutmasına müsade etmedim çünkü sen sende sensin bendeki sen sadece bana ait gün olur gözlerindeki kısıklığa bakarım gün gelir dudaklarındaki kıvrımlara sen senden beni atabildin ama ben bendeki seni atmak istemedim bile benim aşkımda arkadaşımda içimde yaşattığım senden başkası değil evlensen haberim dahi olmaz belki ama ben mutluyum içimdeki senle arada bi gülümsetiyorum arada bi omzuma düşürüyorum başını haberin bile olmadan. Şiir değildir birine yazılmış yıllar önce yollanmış mesajdır .
Arkadaş hepsi ayrı ayrı öyle hepsini bir alma. Hepsi birbirinden bağımsız.
BU SİZİN KISA KISA ŞİİRİNİZ Mİ?
Öyle birşey ki aşk yaşanmadan anlatılmaz,hissedilmez,anlaşılmaz..
Ebeleyeceğim
Yine beni buldu hayat şuan ebeleyeceğim ama yapamıyorum işte olmuyor böyle olmuyor
yenilen hep ben kazanan hep hayat oluyor .
Aslında hayat değildi anlatmak istediğim o hayatı bozan hayat düşmanlarıydı.
Bir elmayı gdo ‘ lu yapan da insanlar; birarayı da oynatan da yine insanlardı.
Yılma diyorum kendi kendime
Çünkü bu hayat bir kere yaşatır
Ölümüne yaşanır…
*Gamzeli*
Çok güzel özelikle sensizlik