Güneş Şiirleri
Bu sayfada
- Güneş ve Ay Şiiri
- Ben Güneşim Şiiri
- Güneş Olup Doğansın Şiiri
- Güneş Şiiri
- Nazım Hikmet Güneş Şiiri
- Hislerimle Batan Güneş
- Güneş İle İlgili Şiir
- Güneş Doğmasın Şiiri
- Hoş Geldin Güneş Şiiri
- Artık Güneş Doğmasın Şiiri
- Ah Bir Güneş Olsaydım Şiiri
- Güneş ve Deniz Şiiri
- Güneş Batarken Şiiri
- Batmıyor ki Güneş Şiiri
- Cahit Sıtkı Tarancı Güneşe Ait Çocuk Şiiri
En güzel güneş şiirleri kısa sayfamızda, amatör ve ünlü şairlerden güneş ile ilgili şiirler yazılmıştır. İşte konusu güneş olan şiirler:
Güneş ve Ay Şiiri
Hiç bulutla güneş savaşır mı?
Güneş parlar, güneş yakar
Bulutsa dokunsan ağlar
Hiç Güneşle Ay savaşır mı?
Ay doğar, güneş kaçar
Onların yalnızlığına
Yer gök ağlar
Gülçin Aksekili
Ben Güneşim Şiiri
Güneş yakmayacak ben istemezsem
Ben istemezsem şafak sökmeyecek
Sen şafaksın ben güneş
Yakacaksa güneş yakacak
Bulutlar örtse de solgun yüzümü
Rüzgar götürünce bulutları
Şafak sökmeye yüz tutunca karşıki tepeden
Ben güneşim yakacaksa güneş yakacak
Şafak sökerken karşıki tepeden
Ben doğacağım sevgilerimle
Isınacak sevgiye susamış kalpler
Ben güneşim yakacaksa güneş yakacak
Güneş Olup Doğansın Şiiri
Kararan afakımız aydınlandı seninle
Beklenen umudumuz güneş olup doğansın
Sönerken ocağımız alev aldı seninle
Dünyaya gururumuz güneş olup doğansın
Bakışları derindir gözü alır gök gözlü
Cihana o örnektir öz konuşur tok sözlü
İçinde yarasıdır bilinir yürek közlü
Zafere adımımız güneş olup doğansın
Bazen asker bazen ser milletin hizmetinde
İstiklal yolu mahşer cennetin gölgesinde
Türk’e ata bir önder sözlerin hecesinde
Demir bir yumruğumuz güneş olup doğansın
Çanakkale geçilmez yazıldı sayfalara
Ya İstiklal ya ölüm kazındı alınlara
Kanlı sırtta aslanlar yayıldı mayınlara
Alnımıza akımız güneş olup doğansın
Samsun’dan çıkıp gelen süzülen bir ışıksın
Yaşandıkça o günler yaramızda sızısın
Damsız tüten ocakların çok beklenen yazısın
Düşmana ihtarımız güneş olup doğansın
Güneş Şiiri
Güneşin batması gibidir bir insanı sevmek
Sevgiliniz ise batmasını hiç istemediğiniz bir güneş
Güneşin kızıllığıdır insana haz veren
Güneş bir aşık, güneş bir eş…
Bir sevgilinin gözlerini yansıtır güneş, batarken…
Ve ancak o an bakarsınız doyasıya
Güneş batar, siz güneşe doyamazken..
Hayatınız kararır, lanet okursunuz doğaya
Bir daha doğacağını düşünemezsiniz o an
Tüyleriniz ürperir gecenin karanlığında
Sessizlik haykırır dört duvardan…
Sessizliğin çığlığını hissedersiniz yüreğinizde…
Ta ki güneş, ışıklarını yüzünüze tekrar vurana kadar….
Kaan Kızıldemir
Nazım Hikmet Güneş Şiiri
Bu bir türkü, toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü, alev bir saç örgüsü!
Kıvranıyor;
Kanlı; kızıl bir meşale gibi yanıyor esmer alınlarında
Bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
Ben de sardım o örgüyü,
Ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü!
Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
Altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik!
Sıçradık, şimşekli rüzgâra bindik.
Kayalardan,
Kayalarla kopan kartallar, çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor, şaha kalkan atlarını!
Akın var,
Güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Düşmesin bizimle yola:
Evinde ağlayanların
Göz yaşlarını
Boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte:
Şu güneşten düşen ateşte
Milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini;
Şu güneşten düşen ateşe fırlat;
Yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var
Güneşe akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
Toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neşemiz sıcak!
Kan kadar sıcak,
Delikanlıların rüyalarında yanan o an kadar sıcak!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
Ölülerimizin başlarına basarak
Yükseliyoruz
Güneşe doğru!
Ölenler dövüşerek öldüler;
Güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!
Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
Kalın tuğla bacalar
Kıvranarak
Ötüyor!
Haykırdı en önde giden,
Emreden!
Bu ses!
Bu sesin kuvveti,
Bu kuvvet
Yaralı aç kurtların gözlerine perde vuran,
Onları oldukları yerde durduran kuvvet!
Emret ki ölelim
Emret!
Güneşi içiyoruz sesinde!
Coşuyoruz,
Coşuyor!
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
Mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!
Akın var
Güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
Güneşin zaptı yakın!
Toprak bakır
Gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!
Nâzım Hikmet RAN
Hislerimle Batan Güneş
Henüz daha sabah iken
Hislerimle batan güneş
Kollarımdan yâri çeken
Hislerimle batan güneş
Rüyaları bölüşlerin
Sabah cama gelişlerin
Nerde sıcak gülüşlerin
Hislerimle batan güneş
Umutlar, dökülen yaprak
Hasret sana deniz, toprak
Ufuklardan göz kırparak
Hislerimle batan güneş
Dört mevsimin hoş, anlamlı
Cenk eylersin bazen kanlı
Kalbim yağmurlu, dumanlı
Hislerimle batan güneş
Kulaklarda matem marşı
Yalvarışım buldu arşı
Bedduam hep sana karşı
Hislerimle batan güneş
Mahmut’ um, gecenin dengi
Sanki kalp de kanlı süngü
Gitmeden grubun rengi
Hislerimle batan güneş.
Güneş İle İlgili Şiir
Hiç tükenmez dostum garibin ahı
Boynumda bir vebal sevda günahı
Doğar dedim durdum cuma sabahı
Bak bu güneş bu gün yine doğmadı
Sevdalar buz tutmuş gönüller ayaz
Her yer kar altında dört taraf beyaz
Yağmurlu bir bahar yağmurlu bir yaz
Bak bu güneş bu gün yine doğmadı
Şu gönlüm sevdaya doydu doyacak
Bu karanlık beni bir gün boğacak
Gel sabret dediler bu kez doğacak
Bak bu güneş bu gün yine doğmadı
Ne dostluklar kalmış ne de yaranlık
Aşk denen duygular zaten bir anlık
Sevdasız geçen gün bana karanlık
Bak bu güneş bu gün yine doğmadı
Her tarafı sarmış kara bulutlar
Bir başka bahara kaldı umutlar
Remzi der ki sakin yine ufuklar
Bak bu güneş bu gün yine doğmadı
28 – 9 – 2008
Remzi Timar
Güneş Doğmasın Şiiri
Gizemi olmuştun gecelerimin
Rüyalarımdaydı mahzun gözlerin
Tükenen umutlarımın hayaliydin
Geceme güneş doğmasın diledim
Güneşi sürgün ettim gökyüzünden
Korktum hayallerimi silmesinden
Mahrum edecekti mahzun gözlerinden
Rüyalarıma güneş doğmasın diledim
Gecelerin siyahında sana âşıktım
Çünkü seni gecelerimde bulmuştum
Doğan güneşte kaybolmuştum
Geceme güneş doğmasın diledim
Hayallerimin üstüne güneş doğacaktı
Senli rüyalarımdan uyandıracaktı
Sensiz gündüzlerimi aydınlatacaktı
Sensiz günüme güneş doğmasın diledim
Doğan güneşle biterdi rüyalarım
Gündüzlerde başlardı hasretliğim
Kaybolan hayalini arardı gözlerim
Hayalime güneş doğmasın diledim
Hayalde olsan sen gecelerimdeydin
Aslında rüyalarımda değil gerçeğimdeydin
Sevgine yorgun düşmüş yüreğimdeydin
Yorgun yüreğime güneş doğsun diledim
Dinçer Demirel
Hoş Geldin Güneş Şiiri
Bulutlar kalmadı senle aramda
Yılgın dünlerime hoş geldin güneş
Acılarım dindi artık yaramda
Solgun günlerime hoş geldin güneş
Alıştı bedenim kara borana
Selamın söyledim seni sorana
Kul köle bu gönül canda durana
Dargın günlerime hoş geldin güneş
Sevgin hep yaşıyor yorgun yürekte
Bir atımlık can var kırgın yürekte
Bilmem can yaşar mı dargın yürekte
Yorgun günlerime hoş geldin güneş
Endişem bulutlar gelir mi diye
Ellerim belimde kalır mı diye
Sensizlik ölümüm olur mu diye
Yangın günlerime hoş geldin güneş
Her akşam gönlümde atar durursun
Sevmem akşamları batar durursun
Coşari’yi derde katar durursun
Vurgun günlerime hoş geldin güneş
08.03.2008/Samsun
İbrahim Coşar
Artık Güneş Doğmasın Şiiri
Meğer tükenmek varmış ömür denilen yolda
Ne fark eder isterse artık güneş doğmasın
Dertli bülbül ötmezmiş gülsüz dikensiz dalda
Ne fark eder isterse artık güneş doğmasın
Sanki arzuladığım mor sümbüllü bağlarmış
Şu gözlerim beyhude boz bulanık çağlarmış
Hâlbuki sevda çeken yüreğinden ağlarmış
Ne fark eder isterse artık güneş doğmasın
Mutluyum diyordum hep gam benliğim sardıkça
Oysa hep umutlandım yar kalbimi kırdıkça
Ben aştıkça çoğalan bunca engel durdukça
Ne fark eder isterse artık güneş doğmasın
Sandım ki biçeceğim nasılsa ektiğimi
Hiçe saydım sevdaya boynumu büktüğümü
Ne yazık ki sevdiğim görmedi çektiğimi
Ne fark eder isterse artık güneş doğmasın
Semahı ne bekledim sele karşı durarak
Durdurmaya yeltendim tayfuna gem vurarak
Artık menzile vardım ona buna sorarak
Ne fark eder isterse artık güneş doğmasın
Ah Bir Güneş Olsaydım Şiiri
Ah bir güneş olsaydım
Tüm sıcaklığımı verirdim sana,
Eritirdim saçlarındaki karları
Gençlik hep senin olacaktı anlasana.
Ah bir güneş olsaydım
Kuruturdum göz yaşlarını,
Gülmek senin için olacaktı
Ne olur bir kez gülsene.
Ah bir güneş olsaydım
Geceleri de doğardım senin için,
Aydınlıklar hep senin olacaktı
Yanı başındayım beni görsene.
Ah bir güneş olsaydım
Sana verecektim tüm ışıklarımı,
Gözlerin olacaktı ışıl ışıl
Saçlarınsa sarı mı sarı…
Aşkının beni yakan ateşi
Yetseydi güneş olmam için,
Senin ateşinle seni ısıtırdım
Ah bir güneş olsaydım.
Ah bir güneş olsaydım
Ben bu güneş gibi duramazdım yerimde
Dertleşmeğe giderdim yıldızlara.
Bu güneşin bir amacı yok
Benim amacım sen olurdun
Ve etrafında senin
Garip garip dolanır dururdum.
Ah bir güneş olsaydım
Şimdi canlı için hayat kaynağı olan güneş
O zaman senin uğruna feda edecekti her şeyi
Ölü soğukluğu ortasında.
Bak korkma güneş filan değilim
Ne olur bir an olsun bana aç kollarını
Seni sevmekten başka elimden ne gelir?
Ne de bir farkım var âşıklar arasında.
Alper Kürük
Güneş ve Deniz Şiiri
Kimse sormaz denize
Suyu nasıl ısınır
Had bilmeyen dalgalar
Suya nasıl dağılır
Kışın erir suda kar
Uçan martı da donar
Suyu alır bir efkar
Güneş ki kalbe konar
Ara ara bulutlar
Araları açsa da
Mevsimler ve umutlar
Yağmurları saçsa da
Su aşıktır güneşe
Işık ışık yayılır
Sımsıcaktır pür neşe
Okyanusa dağılır
Selma Çanakçıoğlu
Güneş Batarken Şiiri
Gözlerim ufukta kaybolur gider,
Beni hüzün basar güneş batarken.
Ateşsiz alevler yanar özümde,
Gönlüm aşka susar güneş batarken.
İnişlere dökülürken yokuşlar,
Derinleşir, yorgunlaşır bakışlar,
Gece kuşlarının cümbüşü başlar,
Bülbül, sesi keser güneş batarken.
Çiçekli fistanı yârdan hediye,
Gelmiş giysin karaları ne diye?
Gece süslerimi perdeler diye,
Dağlar surat asar güneş batarken.
Sır kalır bu güzelliğin çözümü,
Anlatmaya yetiremem sözümü,
Yakomazlar kamaştırır gözümü,
Doğar bir şaheser güneş batarken.
Geçerken ömrümün kışı, baharı,
Güzellikler kaldı hayatın kârı.
Gözümde nemlenen hatıraları.
Kurusun, güne ser, güneş batarken.
Güneş arkasında yıldızlar sürür,
Saçar dört bir yana semayı bürür,
Yamaçlar salınır, düzlüğe yürür,
Meltem sevda eser güneş batarken.
Ataroğlu’m sevdalıyım, yanarım,
Senden büyük ne ateşler tanırım,
Böyle düşünürken kaygılanırım,
Belki güneş küser güneş batarken.
Mehmet Atar
Batmıyor ki Güneş Şiiri
Uzaktan kızıl bir noktadır güneş
Bir dağdan yükselecek yine
Eşit doğuyor yasaktadır güneş
Karanlık şafağa çıkacak yine.
Dünya döner, güneş batmaz
Batsa insanlık onu işitmez
Planet biraz yuvarlanır iş bitmez
Sadece bir yana kayar güneş.
Güneş, başka gezegen besler
İnsan duymaz, geliyor sesler
Batırmak için onu, çoktur hevesler
Dünya döner batmıyor güneş.
Batmak nedir su, ya toprağa
Her cimri silah çeker ortağa
Güneş lazımdır doğacak bu bağa
Ateşlidir yakıcı yanar güneş.
Kamil At, ben girdim güneşe
Farklı anlatır inanma kalleşe
Bildiğimi verdim insana dost eşe
Dünyayı bir gün yakacak güneş.
Cahit Sıtkı Tarancı Güneşe Ait Çocuk Şiiri
Güneşin arkasında görünen çocuk,
Eliyle güneşi gösterir durur.
Camlar arkasında düşünen çocuk,
Hırsından camlara yumruk savurur.
Camlar arkasında bekleyen çocuk,
Üç mevsim güneşin seyrine dalar;
Ve kışın güneşi özleyen çocuk,
Diliyle buğulu camları yalar.
Güneşe kavuşabilmek için çocuk,
Gündüzün boş yere çırpınır durur.
Nihayet, nihayet geceleyin çocuk,
Koynunda güneşle beraber uyur.
Sevgili Polis Amca” diye başlar,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Döktürür onurla gözünden yaşlar
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Canlı yayınlarda soru sormuyor,
Terör oyunlarında alet olmuyor,
Kimlerin sinesi gurur dolmuyor,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
“Dua ediyorum” sizleri diyor,
Sevgisini duayla yüceltiyor,
Bizlere neler, neler öğretiyor,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Vız gelir roketçi, keskin nişancı,
Döşesinler her yere patlayıcı,
Devletin, milletin O’na inancı,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Kaldırımlar söküp, taşlar atmıyor,
Sokaklarda Molotof patlatmıyor,
Doğruya, gerçeğe yalan katmıyor,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Olana, bitene uzak kalmamış,
Huzuru, güveni güzel kavramış,
Tarihe geçecek örnek davranış,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Küçücük çocuğun minnet borcumu?
Vatan sevgisinin bir sonucumu?
Nakavt etti Akademik hücumu,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Her cümle, her satır tekrar okunur,
Her tekrar okuyuş farklı dokunur.
Yediden, yetmişe milli bir şuur,
Polis Amcasına çocuk mektubu.
Isınırken sizler kar alevinde,
Üşürüz bizler sıcak evinde
Başarılar diliyor görevinde
Polis Amcasına çocuk mektubu.
ORHAN AFACAN
İzmir-26.1.2016
iyi güzel isteğime ulaştım……..
çok güzel ödevime işe yaradı
çokkk güzel………
Kaç eşin boynu bükük,annenin bağrı yanık
Kaç evde huzur yok,kapı,pencere kapanık.
Kaç masum suçsuz yere yıllardan beri sanık
Vicdanını dinlede gerçeği söyle Tanık.
Duvarlar defter olup tahliye hesaplanır
Her sanıye bağrıma hancer gibi saplanır.
Bütün ümitlerimiz ifadende toplanır
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.
Ölümü getirmıyor dualarla,dilekler.
Yalana mağlup oldu bükülmeyen bilekler
Eşim,dostum beni kötü biri bileçekler
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.
Her gecen gün toplumdan bir parca kopuyorum
Neden suç işlemedim diye kahroluyorum.
Biran benim yerime kendini koy-diyorum
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.
Orhan Afacan