Havalı şiirler

En güzel havalı şiirler sayfamızda amatör ve ünlü şairlerden bu konu ile ilgili şiirleri bulabilirsiniz.

Havalı

Başı biraz aşağıya indir de,
Başı yüce dağlar utanmasınlar.
Yaktığın ateşi çabuk söndür de,
Görenler “bir yangın var” sanmasınlar.

Bırak ufak dağlar yerinde kalsın,
Kin, nefret yerini sevgiler alsın.
Mutlu anlar, günler bizimle olsun,
Anılar özlemle hep yanmasınlar.

Bana bir iyilik eyleyiver de,
Ettiğin hatayı anlayıver de;
Günahı, sevabı oylayıver de,
Sevgiler riyaya inanmasınlar.

Yetmez mi yaptığın, bırak inadı?
Gönlüm sıcağında alsın muradı.
Kalpteki can dostun Nazım’dır adı,
Deyiver, umutlar hep sönmesinler.

Havalı güzel

Eşi bulunmaz mı sandın kendini
Hep yüksekte uçma dene engini
Sen bulmuşsun işte kendi dengini
Alçak gönüllü ol! Havalı güzel.

Sevgi gönüldedir bedende değil
Beden güzelliği geçer kalıcı değil
Fazla mağrurlanma birazcık eğil
Mağrurluk yakışmıyor havalı güzel.

Yaş ilerliyor bak kırk sonrada elli
Kendini beğenmişsin halinden belli
Gülistan biter, yollar olur dikenli
Ruhuna güzellik kat havalı güzel.

Kendini çok fazla beğenme sakın!
Hayat geçip gidiyor şöyle bir bakın
Saçlar ağarıyor ölüm çok yakın
Kalbini sevgiye aç havalı güzel.

İlgili Makaleler

Havalı kadın

Kulağına altın küpe takarsın
Saçlarını sağa sola sallarsın
Güneş gözlükleri takıp bakarsın
İşine gelmezse hava basarsın

Gerdanına gümüş takı takarsın
Kot pantolona kemeri sıkarsın
Adımları sağlamda atarsın
İnsanın ömrüne ömür katarsın

Modaya da uygun çanta takarsın
Keyfin iyi olursa laf atarsın
Aynada güzelliğine bakarsın
Haydaroğlu’na fiyaka satarsın

Gönlün istemezse uzak kaçarsın
Sen istersen gülücükler atarsın
Sinirlenirsen dağıtıp saçarsın
Havalı kadın çok, blöfte yaparsın

Havalı sancım

Şu yediğim kuru ekmek
Düğümlenirken boğazımda
Gülme
Namerde muhtaç ettim diye
Gülüşün yarısı boşa gider..
Peşin sıra süründür amma
Vurma beni!
Ucuz bir şairim
Kurşunun boşa gider.

Sevmeyip dudak büksen
Kaldırıp yere vursan
Garibin biriyim
Gücünün yarısı boşa gider..
Sevinme!
Sevdanla eridim diye
Acı patlıcanı kırağı çalmaz
Sevincin boşa gider..

Gönlümü, sevdamı çalsan da
Ruhumu bedenimden ayırsan da
Kalemimi alamazsın
Gayretin boşa gider..

Bu kadar havalı
Bu kadar umursuz olma
Sevdamla boğarım hırsını kibrini
Zalimliğin boşa gider

Havada adam havalı adam

Mobilyalar alınmış
Ben hiç görmedim
Fikrim de sorulmadı
Krediler envayi çeşit
Kartlar ful dolu
İşin enteresan yanı
Ailemin ufak ihtiyaçlarını
Aldım diye eleştirilirim
Anladım ki
Ayakları yere basmayanın
Ömrü havada geçiyor

Perdesiz camlarım var
Kişinin ilgi alanı değil
Fırınım kırık
O da önemsiz
Evim dopdolu mobilya
Olsun hiç fark etmez
İki bilgisayara üçüncü masa geldi
Ve de asıl sürpriz
Biri eve, biri de hediye
İki takım mobilya siparişi
Güle güle ödenecek mecburen
Anladım ki
Ayakları yere basmayanın
Ömrü havada geçiyor

Geç vakit eve dönmeler
Gecenin ikisinde yatmalar
Ha, ben mi ne yapıyorum
Benim sınavım var
İşe gidiyorum, kursa gidiyorum
Yemek, bulaşık, alışverişten
Arta kalan zamanda
Sınava hazırlanıyorum
Yardım mı, paylaşmak mı?
O yoğun, o yorgun
O önemli kararların adamı
Benimki basit işler
Basit…kabul ediyorum

En basit ifadeyle
Aile bütçesi nedir
Aile yaşantısı nedir
Hoca böyle yaparsa ya cemaat?
Bunları bilmeyen ruhumdan ırak
Anladım ki
20’sinde ayakları yere basmayanın
ömrü havada geçiyor

Havalı kız

Yeter artık, git yerinde rahat dur.
Kır o dizlerini, evinde otur.
Örgü ör, iş işle, çeyiz hazırla,
Hayırlı bir yuva için hayal kur.

Boşa kurma, gerçekleşmez o düşün.
Hayat hep böyle gider mi, bir düşün.
Önüne gelen erkeğe bakarsın,
Söyle, sen de hiç kalmadı mı küşüm?..

11 Kasım 2009 – B.Evler/İst.

O kalkmış burnun gösteriyor Kaf’ı…
Tam bu halinle yapıyorsun gafı…
Ya kinli ya kem gözlere düşersen,
Bil ki; ettiklerinin olmaz affı…

21 Nisan 2010 – B.Evler İst.

Peşinden koşan azalırsa her gün,
Silkinir, kendine gelirsin bir gün…
Bakarsın, eski itibarın gitmiş,
Anlarsın o vakit, “hayatın sürgün…”

Ne oldu, göklere mi erdi başın?
Say bakalım, kaçlara geldi yaşın?
Saçların mı dökülüyor, bit mi var?
Yoksa uyuz mu oldun? İyi kaşın…

Bir gün geçer zamanın, iner havan.
Artık kurulmaz olur, sözde yuvan…
Yok eski güzellik, yaşta gidiyor,
Şimdi sorarım sana “hani davan?”

Baharın, yazın bir gün döner kışa.
Kimse tamah etmez, gözdeki yaşa…
Ya ot, ya it gelir çalar kapını,
Başın eğer gidersin, paşa paşa…

Nazlim

Universiteit Gent üniversitesinden 2003 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Okuyucuların dikkatini çekecek haberleri 2004 yılından beri Nazlim.NET sitesinde yazmaktayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir