İnci Şiirleri
İnci şiirleri sayfamızda ünlü ve amatör şairler tarafından yazılmış en güzel inci şiirlerini kısa olarak bulabilirsiniz. Ayrıca daha önce yazılan inci sözleri konusuna da bakabilirsiniz.
Bu sayfada
- Ağlattı beni şiiri
- Adı papatya şiiri
- İnci tanem
- İnci Tanesi
- İnci Gibisin Aşkım
- İnci sözler
- İnci İle Muşmula
- İnci Arıyorum Saklı Bahçede
- Kayıp İnci
- İnci Taneleri
- Sabret İnci Tanem
- Adına aşk dediler şiiri
- Affetmez seni şiiri
- Ahu gözlerin kaldı şiiri
- Ah şu şiirler şiiri
- Şair soruyor sevdiğine şiiri
- İncinir şiiri
- Farzet ki şiiri
Ağlattı beni şiiri
Mutlulukla dolmuştu, küçük odamız,
Kendimize kalmadı, şimdi faydamız,
Hani tarih yazmıştı, büyük sevdamız,
Bir kısa güne döndü, ağlattı beni…
Keyifle başlamıştık, her yanımız şen,
Kuşlarımız olmuştu, zevkle ötüşen,
Bulutlarda birikip, yağmurla düşen,
Bir damla suya döndü, ağlattı beni…
Yüreklerimiz vardı, aşkla kavrulan,
Sarayda yaşıyorduk, gökte kurulan,
Rüzgarların önünde, çölde savrulan,
Bir tane kuma döndü, ağlattı beni…
Tebessümle andığım, günlerim oldu,
Gün oldu gözlerime, yaşlar da doldu,
Dayanmadı hasrete, bunaldı soldu,
Bir sarı güle döndü, ağlattı beni…
Osman İnci
—-
Adı papatya şiiri
Onu dertli görünce, ben de solardım,
Gözleri nemli olsa, sessiz ağlardım,
Rahat uyusun diye, nöbet tutardım,
Kardeşim vardı benim, adı papatya…
Saatlerce yolunu, bekler dururdum,
Bir parça tebessümü, onda bulurdum,
Her şeyimi paylaşır, mutlu olurdum,
Sırdaşım vardı benim, adı papatya…
Onun dostluğu bana, verseydi çile,
Usanmak kelimesi, yasak bu dile,
Uğrunda koşardım, mezara bile,
Bir dostum vardı benim, adı papatya…
Onun gibisi yoktu, küçük dünyamda,
Görmek isterdim onu, her an karşımda,
Keşke olsaydı şimdi, burada yanımda,
Sevdiğim vardı benim, adı papatya…
Osman İnci
İnci tanem
Boynum bükük kalıyor,
Seninle yazışamayınca,
Özlemim alıp başını gidiyor,
Dur durak demeden,
Sonu olmayan yolculuklara.
Gözlerim,
Işıklar saçıyor etrafa,
Beynim, yüreğim, bedenim,
Senin sevginle dolu dolu.
İşte az sonra….
Güneş,
Geceyle beni baş başa bırakarak,
Dağın ardına saklanacak.
Daha kaç kez…
Güneşin batışını seyredeceğim,
Yapayalnız…
Daha kaç gecemi geçireceğim,
Sensiz…
Özlemin beni hep ağlatıyor,
İçimi yakıyor,
Sevgimi ise çoğaltıyor.
Bu nasıl bir duygudur ki!
Hem ağlatıp hem coşturan.
Sevgili inci tanem.
Hatice Bediroğlu
İnci Tanesi
Her kalemi elime alışımda
Seni düşündüm!
Seni yazdım, çizdim
Sendin hayallerimi süsleyen
İnci tanesi
Sendin kalbime esen rüzgar
Sendin beni yağmurlarda sırılsıklam ıslatan
Sendin karanlık gecelerimi
Ay ışığıyla aydınlatan
Sendin!
Soner Keskin
İnci Gibisin Aşkım
Dünyanın batısı ile doğusu arasında
Tek köprüsün,
Denizlerin içinde incisin aşkım.
Gönlümüz seninle kaplı,
Seninle kim başa çıkabilir ki bizden başka.
Etle tırnak gibi
İç içe
İnci çok değerlidir
İncide gözü olan çoktur
Düşmanının çok olması şaşırtmıyor bizi,
Nazarın ondandır,
Yüreğimizi serdik üzerine,
Anadolu bize meydandır
Önder Karaçay
İnci sözler
Çok insanlar gördüm
Hamurunda çamur yok
Çok hamurlar gördüm
Hamur çamurda yok
Çok insanlar gördüm
Yuvası yok
Çok yuvalar gördüm
İçinde insan yok
Çok insanlar gördüm
Yalanı yok
Çok yalansızlar gördüm
Yalanı yalan ustasında yok
Çok insanlar gördüm
Kötü yolu yok
Çok yolcular gördüm
Yolu kötü yolluda yok
Çok insanlar gördüm
Vicdanı vicdanlıda yok
Çok vicdanlılar gördüm
Vicdanı kara vicdanlıda yok
Çok insanlar gördüm
Şeytanlığı yok
Çok şeytansızlar gördüm
Şeytanlığı şeytanda yok
Çok insanlar gördüm
İçi melekte yok
Çok içler gördüm
İçte melek yok
Çok insanlar gördüm
Acı sözü yok
Çok sözler gördüm
Söz acı sözde yok
Çok insanlar gördüm
Başı akıllıda yok
Çok başlar gördüm
Baş akılsızda yok
Çok insanlar gördüm
Kötü niyeti yok
Çok niyetler gördüm
Kötü niyette yok
Çok insanlar gördüm
Parası yok
Çok paralılar gördüm
Parasızda yok
Çok insanlar gördüm
Yılan dili yok
Çok diller gördüm
Dil yılanda yok
Çok insanlar gördüm
Kem gözü yok
Çok gözler gördüm
Kem gözlüde yok
Sedat hünkar
Sedat Hünker
İnci İle Muşmula
Çocuklar gibi her gün elindeki inciyi
Birilerine verip muşmula almaktasın,
Böylece hazineni birer birer tüketip,
Her şeyini soydurup çırçıplak kalmaktasın!
Kazım Karagöz
İnci Arıyorum Saklı Bahçede
İnip deniz derinine balık gördüm midye buldum
girsem kurtların inine paralanıp ne olurdum
gelen geçen her gezgine kâbe yollarını sordum
Dimyata giderken yine evdeki bulgurdan oldum
bir korkuluk bulamadım korunaksız bağlar başım
çıkıp göğün mavisine yıldıza arkadaş oldum
fanimiydim öncesinde fanimiydim bir ruhmuydum
eğer ben bir gül idiysem neden böyle çabuk soldum
çıktım yola yalın yapak Bağdadın yolunda buldum
ne bir çorbaya naneyim ne de bir öksüze aşım
inci aramaya çıktım bir engel çıktı karşıma
altın gümüş ısmarladım sahtesi geldi çarşıma
eş aradım dost aradım felek su kattı aşıma
biçmek için bir top kumaş düremedim arşınıma
ipek olmak istesem de ben bir kaya ben bir taşım
olsam cevahir taşı da yüzük olsam parmağına
girsem masalın içine bir yol çıksam kaf dağına
bir büyüyüp olgunlaşsam dönsem çocukluk çağına
deniz olsam Yunus olsam takılsam yarin ağına
İnci Mercan satarım ben yar yüzüğünde tek taşım
Yüksel Nimet Apel
Kayıp İnci
Sis çanlarına vuruyor sağır tepeler:
kayıp inci yer değiştirir yosunun altında-
Geç kalmış hasat telaşında yağmurun:
sesim olgun başak; yankılanıyor soluğunda-
Ah bu ıssız ellerim
her yolculukta yeniden büyürler.
Ülken dökülünce içime
baştan sona döner serüvenim.
Ağzımda kayıp inci,
sağır tepelerden düşüyor kelimelerim.
İnci Taneleri
Umutlarım inci taneleri
Hayat ipliğine dizildi gün,gün
Tespih ettim düşürmedim,
Ne elimden,ne dilimden.
Bir fırtına esti,
Güya niyeti kurtarmak,
Bir el tuttu tespihim den,
Hışımla çekti elimden.
Vermemek için asılınca ben,
Koptu hayat ipliği,
Dökülüp inci-nenler,
Toprağa gömüldüler.
Servet Suner
Sabret İnci Tanem
Gelip geçer bu belirsiz günler elbet bir gün
Düştüğümü sıkıntılar,
Çektiğimiz ızdıraplar kimi zaman
Biliyorum ömrümüzün en tuhaf zaman dilimindeyiz belki!
Yarından korkar olduk
Her an kötü birşey gelecek diye çekiniyoruz herşeyden
Benim güzel günleri görüyorum gönül gözümde
O beraber geçecek günleri
O en tatlı yıllarımız beraber
O her zorluğa karşı koyacağımız anlar
İnanıyorum sevgimize, güvenimize
Sensiz hayat yok artık benim için
Sen nerede isen ben oradayım bundan sonra…
Sevdiceğim sabret gelecek güzel günlerin hatırına nolursun
Benide kendinide üzme sebepsiz yere
Her anımızın keyfini çıkar, hisset mutluluğu tüm varlığınla
Duyguların karşı koyamıyorsa akıt gözyaşlarını rahatla
Bedenin bensiz bir hayatı düşünemiyorsa dayan zorluklara
Aşkının gözü kör ise bekle eşim olmak için
Biz harika bir çiftiz
Herşeyimizle mükemmeliz
Sevdamızla ölümsüzüz şimdiden….
(Neslim’e)
Ozan Rari
Adına aşk dediler şiiri
Gözgöze geldi ruhlar, ortak yönü buldular,
Kanı coştu insanın, destan yazdı duygular,
Geceler gündüz oldu, kaçtı bütün uykular,
Melekler destur verdi, adına aşk dediler…
Hiç anlamı kalmadı, ne yazın ne de güzün,
Durup dururken yürek, üstünde kaldı közün,
Özlemek keyif verdi, beklemek biraz hüzün,
Gözlerden yaşlar aktı, adına aşk dediler…
Izdırap oldu yıllar, görmedi bir gün rahat,
Sabrı taştı zamanla, dağları deldi Ferhat,
Şirin orda da yoktu, gençliği gitti heyhat,
Gönül hasretle öldü, adına aşk dediler…
Varlık içinde kalpler, hep yokluğu yaşadı,
Sitem kusup duygular, eşyasını topladı,
Zincir vurdu gönlüne, gözlerini kapadı,
Mezarında ot bitti, adına aşk dediler…
Osman İnci
—-
Affetmez seni şiiri
Zorla gelip girdin, sakin dünyama,
Yüreğimi gömdün, hasret ve gama,
Belki ben sözümde, affettim ama,
Kırdığın bu gönlüm, affetmez seni…
Şimdi geçer günler, kederle yasla,
Çürüdü benliğim, gözyaşı pasla,
Açtığın yaralar, kapanmaz asla,
Boş kalan bu elim, affetmez seni…
Dost olmuş gözlerim, özlemler ile,
Bana senden kalan, yokluk ve çile,
Ölüp de dünyadan, göçersem bile,
Gezdiğin bu yollar, affetmez seni…
Hüzün verir sana, çalan ezgiler,
Dışta sözler yakar, içte sezgiler,
Yüzünde yer alır, derin çizgiler,
Baktığın aynalar, affetmez seni…
Osman İnci
—-
Ahu gözlerin kaldı şiiri
Yaşam sensiz asla, devam etmeyecekti,
Bu gönül yokluğunda, hiç gülmeyecekti,
Bir gün ayrılan da, geriye dönmeyecekti,
Senden geriye şimdi, ahu gözlerin kaldı…
Sevdalara düşmek, çok basitmiş sandım,
Gönlümü bir verdim ki, uğrunda yandım,
Söylenen yalanlara ben, nasılda inandım,
Senden geriye şimdi, ahu gözlerin kaldı…
En güzel günler, yalnız sende sanırdım,
Güvenilir dost diye, bir tek seni tanırdım,
En bilinmez anıları, hep sana anlatırdım,
Senden geriye şimdi, ahu gözlerin kaldı…
Sabır ile katlandım, belki düzelirsin diye,
Muhtaçtın her zaman, bir küçük sevgiye,
En nankörü senmişsin, iftiraymış kediye,
Senden geriye şimdi, ahu gözlerin kaldı…
Osman İnci
—-
Ah şu şiirler şiiri
Göz nurudur, nakıştır heceleri,
Hatıra doludur, tüm kelimeleri,
Zamanı da durdurur, bu dizeleri,
Şu şiirler yokmu, ah şu şiirler…
Kimi satırına, kahkahayla gülerim,
Kimi satırında, geçmişimi özlerim,
Kimi satırlarda da, dolar gözlerim,
Şu şiirler yokmu, ah şu şiirler…
Yazdığım için, kendime de kızarım,
Kağıt ve kalemlere, savaş açarım,
Dayanamayıp oturur, yine yazarım,
Şu şiirler yokmu, ah şu şiirler…
Hasret olur, sevileni özletir,
Öfke olur, isyanları dinletir,
Mesaj olur, sevgiliye seslenir,
Şu şiirler yokmu, ah şu şiirler…
Osman İnci
—-
Şair soruyor sevdiğine şiiri
“Ben seni sevdim mi? Sevdim kime ne?
Tuttum ta içime oturttum seni
Aldım okşadım saçlarını öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
…
Ben seni sevdim mi? Sevdim öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, ya sen beni?
(Ümit Yaşar Oğuzcan)
Almak istediği yanıt ne kadar belli değil mi? Sadece bir kelime… Mutluluk ve mutsuzluk, sevinç ve acı buna bağlı…
“Bir kuş uçar yüreğime
Sevdalardan apansız
Kanadında gözlerinin ılıklığı olsun
Ve yüreğinde, yüreğinin sesi.
(Ümit Yaşar Oğuzcan)
—-
İncinir şiiri
Gönlüm bir güzeli çok sevdi diye
Bülbüller incinir, güller incinir;
Sevda ateşinde ahh dedim diye
Güzeller incinir, diller incinir…
Ömrümü yitirdim gurbet ellerde
Haberin beklerim esen yellerde
Susmadı turnalar aşkım dillerde
Gör kullar incinir, pullar incinir…
Karasevdadır bu yandım kavruldum
Çile diyarına çoktan savruldum
Acı çeke çeke düşüp kıvrıldım
Bak yollar incinir, yıllar incinir…
Hızır İrfan ÖNDER
—-
İşte özlem ve hasret kokan dizeler…
Her şairin dilinden, ayrı güzellikte akmış. Sevgiliye hasret kalmak, onu özlemek aşkın yakıcı yüzü…
Hüznün ta kendisi… Çeken bilir ayrılığın hasretini diyelim ve yine şiirlerimize geçelim:
“Unutamadığım
Açardın yalnızlığımda
Mavi ve yeşil
Açardın
Tavşan kanı, kınalı-berrak
Yenerdim acıları, kahpelikleri…
İçmek,
Gözlerinde içmek ay ışığını.
Varmak,
Gözlerinde varmak can tılsımına
Gözlerin hani?
(Ahmet Arif)
—-
Ya bitmiş bir aşkın yıllar sonra anımsanması. İnsanı aynı günlere, aynı güzelliklere geri götürmez mi?
İşte bakın:
Farzet ki şiiri
“Farz et ki, geri gelmiş o gamsız devir
Delicesine sevdiğin, senin olmuş
Bir bahar sabahı sahilde seninledir
Yanan alnını alnına dayamışsın
O incecik elleri ellerindedir
…
Farz et ki, buldun kış içinde baharı
Rüzgâr yine ılık ılık esmektedir
Aynı şehirde, aynı deniz kenarı
Köpükler, dalgalar ve sonsuz mavilik
Tekrar yaşıyorsun hatıraları
…
Farz et ki, doğup büyüdüğün yerdesin
Caddeler aşina insanlar tanıdık
Aksi kulağında sevdiğin sesin
O dudakların tadı dudaklarında
Velhasıl yine o eski günlerdesin
Farz etme yeter yaşadığın bugündür
Ne sevdiğin yanında ne o yerdesin
Çekil garip odana ışığı söndür
Söyle: ‘Nerdesin, ey sevgili nerdesin?’
Söyle, o türkü senin eski türkündür.”
(Ümit Yaşar Oğuzcan)