Sevda şiirleri
En güzel sevda şiirleri kısa sayfamızda, amatör ve ünlü şairlerden bu konu ile ilgili şiirleri okuyacaksınız.
Bu sayfada
- Esmer Güzeli Yârim
- Aşk
- Beyaz Sevda
- Lavinia
- Usanç
- Sevincin Yarısı
- Seni Seviyorum
- Şimdi Gel
- Sana Dönersem
- Sabah Akşam Okunması İçin
- Seni Tanıyamıyorum Artık
- Seni Hep Sevdim
- Gözlerin Kal Diyor
- Büyük Sevdalar
- Boyutsuz Sevda Bu
- Dünyalar Kadar
- Adını Koyamadığım Sevdam
- Seni Sevmek
- Sen Aslında Çok Eski Bir Şeye Aşıksın
- Karasevda
- Sevgilim
- Ya Canım Ellerini Tutmak İsterse
- Gizli Sevda
Esmer Güzeli Yârim
Bu meltemli geceler,
Su sesi, ay ışığı,
Uzayan türküleri
Cırcır böceklerinin,
Bu cümbüş, bu muhabbet
Bu tatlı uykusuzluk,
Hep senin şerefine,
Esmer güzeli yârim.
Aşk
Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamda yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.
Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.
İlhan Berk
Beyaz Sevda
Sen mapusta solan gülsün her yanın duvar
Sen ağlama kan olur bana o yaşlar
Sen hayatın küskünüsün acının suskunu
Sen yaylada bir baharsın, tarlada rüzgar
İçimde sana dair bembeyaz bir sevda var
Sen Toros’ta yağan karsın tarlada rüzgar
Sakın esme toz olur kapanır yollar
Sen eylemin yangınısın hayatın çılgını
Tenimde sana dair ürpertiler var
Sen Munzur’da akan çaysın yaylada bahar
Sen gülünce gül açar yine dağlar
Sen sevincin dudağısın sevdanın sapağı
Sazımda sana dair esintiler var.
Yusuf Hayaloğlu
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsan ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyelim
İncinirsin
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme, Lavinia
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia
Usanç
Usandım,
Yeşermesi umutsuz bahçeyi
Beklemekten…
Usandım,
Tarla kuşunun sesinden…
Usandım,
Bu yürekten, kendimden…
Usandım,
Durup durup seni özlemekten.
Fethi Giray
Sevincin Yarısı
Kuşlar yağmur yağdırır da
Yağmur güneşe vururdu ya
Ben sana gelirdim
Sevincin yarısı ağzımda
Zambağa birikir sabahlar
Ovalar atlara binerdi
Kulesine koşuşunca deniz
Cebimde geceden yıldızlar
Arılarla ballarla kanımda
Yüreğim avuç olurdu da
Sonra çeşme de olurdu ya
Mutsuz dönüşler ayında
Ben sana gelirdim.
Seni Seviyorum
Bir yudum insan? Göz bebeklerimde
Hep böyle güzel bak ne olur?
Hep böyle içten… Hep böyle sevgiyle.
Ruhuma göz kırpmayı unutursan
Bir yerlerde
Saklan nereye olursa bana gözükme
Yaz yağmurlarından korunacak
Sırça saraylarım olmasın… İstemiyorum
Islanmalıyım… İliklerime kadar
Ve sen su damlayan saçlarıma bakıp
Sadece gülümse.
Belime sarıl ve yürü
Götür götürebildiğin yere
Şimdi Gel
Sevdayı buldum sende,
Sende buldum senden geçtim.
Terk ettim sanma sakın;
Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan özgür sesinde.
Şimdi gel durdurma beni
Çünkü sevda bir nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir
Şimdi gel dondurma beni.
Sana Dönersem
Bir gün sana dönersem
Ölümüm o zaman olsun
Güvendiğim o gözler:katilim
Sarıldığım o beden:şahidim olsun
Bir gün acımadan dönersem sana
Sevgim kefenim olsun
Seni seven yüreğim azrailim
Sana akan gözyaşım yıkanma suyum olsun
Affederde bakarsa gözlerim sana
Mezarımın taşları gözlerimle oyulsun
Canım derse dilim
Boğazıma sarılan ilmeğim olsun
Bir gün sana dönersem
Yolumun sonu kara toprak olsun
Sana kavuşamadan asi bedenim
Toprağa karışıp yağmur olsun…
Sabah Akşam Okunması İçin
Sevdiğim
Söylüyor
Bensiz olamayacağını
Bu yüzden
Kendime dikkat ediyorum
Yolda yürürken önüme bakıyorum
Ve korkuyorum her yağmur damlasından
Sanki beni ezecekmiş gibi.
Bertolt Brecht
Seni Tanıyamıyorum Artık
Seni tanıyamıyorum artık
O, eski sevgili, o eski can
Sen… sen o değilsin…
Bana sevgi susan, bensiz olmayan
O, sevgili sen, sen değilsin.
Seni tanıyamıyorum artık
Bir çiçekle yetinen, mutlu olmasını bilen
Gözlerime dolu dolu bakıp
Duygularını anlatan, nar tanem, bir tanem
O, sevgili sen, sen değilsin
Ne oldu sana bilemiyorum…
Bir fırtına mı, yoksa kasırga mı savurdu
Seni benden, beni senden ayırdı
Bu ayrılık niye, kinden mi, nefret mi?
Yoksa, öylesine çok sevmenin,
Sırılsıklam aşık olmanın bedelimi…
Bütün suçum seni sevmek, sevmek mi?
Seni tanıyamıyorum artık
O, sevgili sen, sen değilsin
Ben bir anda silinecek sevgili miydim?
Hep seninle birlikte düşünür,
Seninle birlikte ağlardık
Ne oldu sana bilemiyorum
O sevdiğim kişi sen misin?
Yoksa bir başkası mı?
Ne olur dön artık benliğe
Seni bulmak
Seni yine öylesine sevmek
Ve yine sevmektir düşlerim
Seni yine tanıyabilmek ve
Yaşayabilmek
En büyük tutkum.
Seni Hep Sevdim
Seni hep sevdim
Yaz kendini anlatırken yaprak yaprak
Günler ne çabuk akıp geçti sevgilim
Yüzyıllar geçti sanki aradan
Yollar yollar boyunca yan yana
Hangi yokuşu çıktıysam seninle
Kuşlar uçuştular saçlarından
Seni hep sevdim,silinmez izi
Sevimli şaşkınlıklarımın o yazdan
Kır kahveleri kuş sürüleri sonra
Konuşmadan oturduğumuz masa iskemle
Demli çay,demli çayın buğusu
O yaz daha mutluydu seninle
Sesin mavimiydi ya kalbinin sesi
Bir saat gibi işlerken kendiliğinden
Yine buluştu gözlerimiz sevgiler üreten
O yaz seni çok sevdiğimi
Öğrendim bir akarsuyun sessizliğinden
Bulutlardan bulutlar çıkardım o yaz
Çiçekler suladım her gün batımı
Çocuklarla konuştum hüznü unutturan
Yalansız hilesiz sevdim seni
Çiçekler çocuklar ezgiler içinde
Ahmed Ada
Gözlerin Kal Diyor
Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git
Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git
Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git
Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git
Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudakların git
Ahmet Selçuk İlkan
Büyük Sevdalar
Son zamanların
En büyük sevdalarını,
Yaşıyorum ben.
Sokaklara indim
Kapı kapı dolaştım
Acıların sevdaların
Girmediği ev aradım
Bulamadım.
Kendimi Dağlara vurdum
Ferhat’ı gördüm.
Koştum çöllere
Dolaşırken Mecnundan
Keremi sordum..
Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben.
Ay’a yıldızlara gittim
Şirin’i, Aslı’yı, Leyla’yı sordum
Kor Ateşler içinde
Yanan yürekleri
Güneşte gördüm..
Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..
En çok bahar kokulu
Kadınları sevdim.
Buğulu gözlü kadınları
Bir başka sevdim..
Beni yakan her güzeli
Aslı, Şirin, Leyla sandım.
Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..
Ozanlara, şairlere
Eli kalem tutan kimi.
Gördüysem..
Acının ilacını sordum.
Ateş yağmurundan
Kavrulmuş gözlerinde
Kendi yansımamı gördüm..
Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..
Dağa, taşa, karıncaya
Yaşayan her varlığa
Aşık oldum.
Çılgınlar gibi sevdim
Büyük aşklar, ihanetler yaşadım.
Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..
Boyutsuz Sevda Bu
Boyutsuz bir sevda bu
Zamanı yok
Mekanı yok
Sonu ne olur diye
Hesabı yok
Boyutsuz bir sevda bu
Korkusu yok
Türküsü yok
Sen sever misin diye
Sorgusu yok
Boyutsuz bir sevda bu
Zinciri yok
Silahı yok
Böyle olmalı diye
Kitabı yok
Dilek Özdemir
Dünyalar Kadar
Sevmedin hiç beni, belki sevemedin
Aşk sana yenildi ben aşkına yenildim
Her şeyi bırakıp gelmeyi kaç kez denedim
Döndüm her defasında yolun başından ama,
Izdırabı çok büyük sensizliğimin.
Oysa ne ümitlerle sevmiştim seni
Dünyada hiç kimseyi ve hiçbir şeyi senin kadar
Sevmedim, sevemedim ne yazık ki,
Kanlı yaş ile doldurdu, kör eyledi sevdan
Gülmeyi unutmuş yorgun gözlerimi.
Sevmedin hiç beni, belki de sevemedin,
Oysa ben seni:
Dünyada açan yapraklar kadar,
Toprağa düşen yağmur damlaları kadar,
Bin bir renkte açan çiçekler kadar,
Bir bebeğin anne sütü kadar,
Bir çocuğun saflığı kadar,
Bir duanın kabulü kadar,
Bir günahın tövbesi kadar,
Yaratanın kullarını sevdiği kadar,
Çölde su kadar,
Karda ateş kadar,
Suçsuzluğun ispatlanması kadar,
Ölümden döndüren ilk nefes kadar,
En büyük sancıdan kurtulmak kadar,
Anamdan babamdan daha çok,
Eşimden dostumdan daha çok,
Bedenimden daha çok,
Hayatımdan daha çok,
Uğruna ölebilecek kadar,
Yokluğunda ağlayacak kadar,
Varlığında doyamayacak kadar,
Kavuşunca her şeyi unutacak kadar,
Sensiz yaşayamayacak kadar,
Ve senden asla vazgeçemeyecek kadar
Çok sevdim, sadece seni sevdim yar.
Sen?
Razıyım sev beni en kötü arkadaşını sevdiğin kadar,
Ama yeter ki sev yar,
Sevginden zerresi bile bana
Dünyalar kadar
Adını Koyamadığım Sevdam
Seviyorum seni senden habersiz
Hayalimde tutuyorum ellerini
Hayalimde geliyorum göz göze
Hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum
Ve o gün gelecek biliyorum
Hep uzaktan seyrediyorum seni
En çokta gözlerini
Her yere bakıp da
Beni göremeyen gözlerini…
Oysa sevgimi anlatmak isterdim sana
Ne kadar büyük olduğunu
Ne kadar özel olduğunu
Hani havayı içine çekersin
Nefes alırsın yaşamak için
Hani kana kana içersin ya suyu
İşte öyle bir şey…
Yaşamak vardı seninle bu hayatı
Aynı duyguları hissetmek vardı
Akşamdan kalma sohbetleri uzatıp
Sabahlamak vardı günlerce
Ama yoksun ki…
Bekleyeceğim seni
Ömrüm yettiği kadar
Son nefesimi verene kadar
Hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim
Elbet bir gün geleceksin
Adını koyamadığım sevdam…
Seni Sevmek
Seni sevmek;
Acıya inat
Hayata gülümseyebilmektir.
Seni sevmek;
Gözyaşında bile
Baharın soluklandığı gülüşünü hissedebilmektir.
Seni sevmek;
Karanlığa inat
Gözlerinde aydınlığı görebilmektir.
Seni sevmek;
Rüzgara inat
Gül kokulu nefesini içine çekebilmektir.
Seni sevmek;
Soğuğa inat
Her yağmur damlasını
Sen diye Seyredebilmektir.
Seni sevmek;
Sensizliğe inat
Bir ömür seni bekleyebilmektir.
Seni sevmek;
Ölüme inat
Güneşli sabahlarda
Mutlulukları gözlerinde yakalayabilmektir.
Sen Aslında Çok Eski Bir Şeye Aşıksın
Künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerimi
Ölürsem beni seninle ararlar şimdi
Bak, incelirken zehirleniyorsun yavaş yavaş
Beni yanaşma ruhum boğuyor geceleri
Ölürsem beni seninle ararlar şimdi
Yüreğim paslı bir sarnıç
Gözyaşlarının demi hala avuçlarımda
Sesleniyorsun sevdaların kilitlendiği manastırlardan
Yaşamak güçlü olmak değildir her zaman
Künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerini
Ölürsem beni seninle ararlar şimdi.
Cezmi Ersöz
Karasevda
Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir
Sevgilim
Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından
Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni
Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir daha
Ya Canım Ellerini Tutmak İsterse
Kirli camlardan az çok gökyüzünü görüyorum
Özlediğim bahar kokuları geliyor burnuma
Karanlık odamın gölgeli duvarları sessiz
Kirli sakallarımdan görünmeyen yüzüm var aynalarda
Can Yücel’i okuyorum sabah akşam
‘ya canım ellerini tutmak isterse’ diyorum
Kendi kendime
Dağılmış tesbih gibi oldu içimdeki duygular
Bir serseri kurşuna döndü yüreğim
Sana dair hiç bir şey kalmadı
Hafızamdaki nemli gözlerinden başka
İçimdeki denizler kurudu ardından
Sana benzeyen gökyüzüm çöktü
Ucuz kavgalara tutuştu yüreğim
Senden sonra eskisi gibi olamadım
Mavi sabahları karşılayamadım tepelerde
Ya ellerini özledim
Ya da kutup sıcaklığında olan gözlerinin ışığını
Pembe yağmurlarım yağmadı ardından
Oturduğum banklarda unuttum yalnızlığımı
Nereden bilecektim senden sonra ellerini arayacağımı
Ya da yalnız kalacağımı
Hıçkırıklara boğulan gözlerim senden kaldı
Sessiz çığlıklar yarattı kalemimle ellerim
Yüreğimin ırmaklarından içtim özlem sularını
Derme çatma, yıkık barakalarda sakladım aşkını
Ilık rüzgârlar üşüttü şiirlerimi
Yalnız bulutlar anladı şair halimi
‘ya canım ellerini tutmak isterse’ demiyorum bak
İstiyorum ellerinin o masmavi sıcaklığını
Ve biliyordum senden sonra seni arayacağımı
Nasıl gittin soğuk savaş meydanlarına
Nasıl kandın yalanlarına meleklerin
Biliyorum
İçindeki dağılmış duygular artık toplayacak
Senden başka özlemlerim kim olacak söylesene
Ben artık tek bir şeyi düşünüyorum
‘ya canım ellerini tutmak isterse’…
Arif Şahin
Gizli Sevda
Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.
Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.
Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Bildiğin gibi…
Anlıyordu.
Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selam söyledi.
Öyle bir sarıldın ki bana içim gitti
Kalp atışını tam göğüs kafesimde hissettim
Korkmuştun belki çok hızlı koşmuştun
Olabildiğince kaçıyordum ama kurtuluşu yok gibi baktın
Belliki bırakmıycaktın
Kulağıma fısıldadın
Seni istiyorum özledim
Şaşırdım ve bişi demeden geri çekildim biraz uzaklaştım sonra dayanamadım ve bağırdım bende seni özledim…
Ne umutlarım söndü gece olunca
Şimdi sen varsın gece gözlü
Gökyüzüne seni çizdiğimde
Yıldızları düşüren gülüşün
Uzakları yakın manzara eden yüreğin
Gecemi kovan güneşin.
İyileştiren merhamettin.
Öyle hayran kaldım ki sana
Hayranlık orta yerde
böyle başlar ve gider
Hayranlığın başı nerede
Sonu neye varır bilinmez
Hani bilinsede
o heryerde söylenmez
Daha nelerine hayranım
Uzanan eli havada bırakmayan
Takdirde cömert, sıcacıklığına
Karşındakini harika motive eden içtenliğine
İçimde sevinç çığlıkları var
Seni hiç göremesemde, duymasamda
Kelimelerinle yakınsın bana
Var olduğunu hissettiriyorsun
Sana hayranım ben….
Birbirine benzese de
Yel başkadır, rüzgar başka
Hoş Gül başkadır, çiçek başka.
Ağaçtaki Kuş başkadır, böcek başka.
Denizdeki Gemi başkadır, vapur başka.
Hakkın yolu öz yoldur
Eğilmeyen kullar başka
Hayırla şer başka
Şeytan başka, melek başka.
Kah kazandım, kah talandım.
Ömrüm boyu haçalandım
Akıl başka, yürek başka.
Yetmedi sabrım, inadım
Amel başka, dilek başka.
Odam karanlık,yüreğimse hissiz
Hava soğuk,üşür içim.
Turunu bitirir ay ve güneş
Sen bana git dediğin an.
Anlayamam en büyük suç,
Düşüncemde sen,dilim suskun
Senden vazgeçtiğim an.
Telefon elimde öylesine bekleyiş,
Karanlıklar gitmez artık gelsede titreyiş.
Sesin, huzurun ve sen
Hayel kırıklığından çıkıp gel sende etkisiz.
Üzüntü hüzün yüzüme çarpan ben sana kırıldığım an.
Gün gelir, doğmaz bir asırlık güneş,
Söner gecenin ayı,
Ve gün gelir,
Yıkıp geçersin içimdeki dünyayı,
Bir solgun yaprak olur,
Rüzgar rüzgar seni dökerim.
Gün gelir ardında bırakırsın
hiç bırakmak istemediğin şeyleri
işte şuramda diyemezsin.
En sevdiklerini yitirirsin…
Bir gün,
Kıymetini bilemediklerine
” keşke ” dersin…
Düşüncelerin ve keşkelerin peşinden bir gün,
Bir gün, daha gelir
Kimse bilmez…
“belki” Sende bilmezsin…!
Ne adın kalır, nede arkandan yas tutanın.
Seninle tanıştığım da çok küçük bir kız çocuğumuşum,
Saf,
Duygusal,
Samimi,
Gösterişsiz,
Candan,
Şefkatli,
Heyecanlı,
Özlemli,
Gerçek,
Umutlu,
Masum,
Yalanlara inanan,
Ve sen inandırdın beni en büyük kan kaybım.
Adına inandım,
Beni seveceğine ,
Uzaktan uzaktan özleyeceğine,
Seninle düşlerimi sulamak istedim
Bütün kötülüklere inat gülümsemek
Hazineler dolusu bir servet değil gizlice en çok seni istedim
Ama sen ne istedin
Masumiyetimi katletmek,
Korkularımla beni yüzleştirmek,
Bilirsin en çok karanlıktan nefret ederim
Şimde en büyük karanlığımda sensin .
Beni denemek istedin farklı hesapların kirli yüzünden,
Kendimden bir çok kez özür diledim
canın sağolsun yeter dedi
Değmezdin
Çünkü sarhoştun,
Aldatandın,
azarlayandın,
Yalancıydın,
Yapmam dediğin ne varsa yapandın
Oynadın,
Ama ben oyunu bozdum
Düşündüm beni kaybetmeye meyilli bir insanı varlığımla rasız etmemeliydim
Bende gittim.
Ömrüme ömrünü ada huzurun olayım
Mühürlen yüreğime seninle kalayım
Ezelden ebedi ömrüne yoldaş olayım
Rehin mahkum misali sevdanda kalayım
İsmin zikir olsun dilimde mahşere kadar
Mabedim ahirim diye yazayım şiirlerime
Sözler harfler kelimeler seninle anlam kılsın
Ezgilerime nağme nağme dökeyim seni
Nazlı yarim deyip bağrıma basayım seni
İpe çekme seninle dolan dünyamı
Semaya açıp elimi duam edeyim seni
Efkarım sana olan hasretli saniyelerim olsun
Vuslata kadar Bırak seveyim seni
İncitme seven yüreğimi yaşayım seni bir ömür
Yorma kalbimi Yanımda bulayım seni
Onca kırgın dünyama huzur diye bulayım seni
Rüyalarım gülüşlerin olsun
Uzaktan uzağa içten içe seveyim seni
Melek gibi olup DUALARIMla koruyayım seni
güzel :)
bravo duygulandırdınız
şair olmak bir aşktan kopan kıvılcımın ezgilerinde süzülürken ahenge kapılmak gibidir
Kızgındım karşılıksız aşkıma
Kızgındım çok anlaşilmamişligima
Kırgındım seni üzen herkese
Sessizdim beni ise üzenlere
Aklim sendeydi anlamadim oysa benim sevdam benlikten çıkmış sen olmuş
Miş’li cümlelerimin tek sahibi,
Nefretli çığlıklarımın sebebi,
Kimsesizliğimin tanrıçası olu verdin..
Elimdeki en güzel güldün.
Dikenin mi zehirliydi?
Seni koparmamın cezası mıydı?
SEVDAM SENSİN
Her gün yollarını gözlüyorum ama gelmedin
Her göz yaşımda senin ismin geçiyor
Seni hiç kimseye vermedim de vermemde
Her şeyi yaparken seni düşünüyorum
Sen gönlümde açan bir gülümsün
Yazımda kışımda senin leyim
Senin aşkına her şeyi feda ederim
Sen gelmedin dünyam karardı
Senin için dağlara çıktım
Evim damım mağralar ormanlar oldu
Aşkımızı dağlara taşlara kazıdım
Ben seni bekledim sen gelmedin
Senin için sazımı elime aldım
Dere tepe dağ taş dolaştım
Ne nehirler gördüm geçirdim hepsinde seni gördüm
Kuşların cıvıltıları senin ismini söylüyor
BAYRAM ORUÇ
yanlı<lığın ayak sesleri kapımda yine…
yattığım yerden sessi< fakat emin adımlarla yürüdüğünü hissediyorum.
Birazdan kapımı çalacak biliyorum…
Her defasında buluyor beni bazen kalabalıkların arasında bazense içime umut doldurduğum an da bile buluyor beni…
İyi de oluyor hani…
Her gelişinde bir yalana daha aldanmaktan kurtulduğumu hissediyorum…
Birazdan kapımı çalacak…
Nasıl yapmalı ve nasıl uzaklaştırmalı o nu kapımdan…
Hiç ses çıkarmasam ne kadar çalsa da kapımı açmasam,
Ve uyduğumu sansa gitse gelmese bir kaç gün daha…
Ve onu özlesem.
Y A Ğ M U R…
Yine çisil çisil yağmur yağıyor…
Sen yağıyorsun.
Düşlerim yağıyor o ipek saçlarına, savrula savrula..
Okyanus mavisi gözlerin yağıyor gözlerime bu akşam, deli deli…
Anılarım düşüyor bir bir, sen kokan şu toprağa .
Yere düşen her damla,
Kalbim gibi parçalanıyor!..
Yine çisil çisil yağmur yağıyor…
Ceylan karası kaşların yağıyor yüreğime bu akşam, süzüle süzüle…
Ilık ılık sen düşüyorsun bu gece yanaklarımdan aşağı.
Bir, sen yağarsın usul usul…
Bir, ben ağlarım sessiz sessiz…
Ay ışığı gözlerinin gölgesi düşer aklıma.
Seni düşünürken kahrolurum!..
Hiçbir bulut ağlamadı yere,
Sana ağladığım kadar.
Yanmadı hiçbir ateş,
Sana yandığım kadar.
Anmadı hiç kimse inan
Adını andığım kadar..
Yine hüzün,
Yine dert,
Yine yağmur yağıyor!
İplik iplik olmuş gökyüzünde bulutlar.
Çile yağıyor!
Gözlerin yağıyor gözlerime yine damla damla..
İnce ince sen düşüyorsun yanaklarıma gökyüzünden aşağı.
Sanki sen kokuyor şimdi bütün yeryüzü.
Şimşek gibi çakıyorsun aklıma.
Aklım, sende kalıyor…
Üşüyorum!.
Ben hiç üşür müydüm yağan yağmurda?
Elimi bırakmasan!
Ben hiç ağlar mıydım yağmurlu akşamlarda?
Sen yanımda olsaydın.
Hiç korkar mıydım karanlıktan?
Sensiz sensiz kalmasam.
Ben hiç ıslanır mıydım?
Sensizliğin yağmurları olmasa…
Yine çisil çisil yağmur yağıyor…
Şeref YÜCEL
Gel sevgili gel artık….
Yuregimdeki kulu askının Ateşi’ne dondur yeniden!
Gel ki bahar acsın yüzümde..yitirdiğim umutlarım can bulsun…
Offf sevdam offf…
aldığım her nefes ölümün habercisi sen yokken,bütün günler gece,bütün beyazlar kara….
Sen varsan can bedende,sen varsan rengarenk hersey….
Soyleye bildigim tek duam…
Gel artık gel
SEVGİLİM…..
Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından
Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni
Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir daha