Sevda şiirleri

En güzel sevda şiirleri kısa sayfamızda, amatör ve ünlü şairlerden bu konu ile ilgili şiirleri okuyacaksınız.

Esmer Güzeli Yârim

Bu meltemli geceler,
Su sesi, ay ışığı,
Uzayan türküleri
Cırcır böceklerinin,
Bu cümbüş, bu muhabbet
Bu tatlı uykusuzluk,
Hep senin şerefine,
Esmer güzeli yârim.

Cahit Sıtkı Tarancı

Aşk

Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamda yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.
Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.

İlhan Berk

Beyaz Sevda

Sen mapusta solan gülsün her yanın duvar
Sen ağlama kan olur bana o yaşlar
Sen hayatın küskünüsün acının suskunu
Sen yaylada bir baharsın, tarlada rüzgar
İçimde sana dair bembeyaz bir sevda var
Sen Toros’ta yağan karsın tarlada rüzgar
Sakın esme toz olur kapanır yollar
Sen eylemin yangınısın hayatın çılgını
Tenimde sana dair ürpertiler var
Sen Munzur’da akan çaysın yaylada bahar
Sen gülünce gül açar yine dağlar
Sen sevincin dudağısın sevdanın sapağı
Sazımda sana dair esintiler var.

Yusuf Hayaloğlu

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsan ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyelim
İncinirsin

Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme, Lavinia
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia

Özdemir Asaf

Usanç

Usandım,
Yeşermesi umutsuz bahçeyi
Beklemekten…
Usandım,
Tarla kuşunun sesinden…
Usandım,
Bu yürekten, kendimden…
Usandım,
Durup durup seni özlemekten.

Fethi Giray

Sevincin Yarısı

Kuşlar yağmur yağdırır da
Yağmur güneşe vururdu ya
Ben sana gelirdim

Sevincin yarısı ağzımda
Zambağa birikir sabahlar
Ovalar atlara binerdi

Kulesine koşuşunca deniz
Cebimde geceden yıldızlar
Arılarla ballarla kanımda

Yüreğim avuç olurdu da
Sonra çeşme de olurdu ya
Mutsuz dönüşler ayında

Ben sana gelirdim.

Melih Cevdet Anday

Seni Seviyorum

Bir yudum insan? Göz bebeklerimde
Hep böyle güzel bak ne olur?
Hep böyle içten… Hep böyle sevgiyle.
Ruhuma göz kırpmayı unutursan
Bir yerlerde
Saklan nereye olursa bana gözükme
Yaz yağmurlarından korunacak
Sırça saraylarım olmasın… İstemiyorum
Islanmalıyım… İliklerime kadar
Ve sen su damlayan saçlarıma bakıp
Sadece gülümse.
Belime sarıl ve yürü
Götür götürebildiğin yere

Şimdi Gel

Sevdayı buldum sende,
Sende buldum senden geçtim.
Terk ettim sanma sakın;
Yeni bir hızla bilendim,
Çağıldayan özgür sesinde.
Şimdi gel durdurma beni
Çünkü sevda bir nehirdir,
Akar insan bütünlüğüne.
Türlü kollar alarak
Katar onları benliğine.
Yürekten yüreklere yönelir
Şimdi gel dondurma beni.

Metin Altıok

Sana Dönersem

Bir gün sana dönersem
Ölümüm o zaman olsun
Güvendiğim o gözler:katilim
Sarıldığım o beden:şahidim olsun
Bir gün acımadan dönersem sana
Sevgim kefenim olsun
Seni seven yüreğim azrailim
Sana akan gözyaşım yıkanma suyum olsun
Affederde bakarsa gözlerim sana
Mezarımın taşları gözlerimle oyulsun
Canım derse dilim
Boğazıma sarılan ilmeğim olsun
Bir gün sana dönersem
Yolumun sonu kara toprak olsun
Sana kavuşamadan asi bedenim
Toprağa karışıp yağmur olsun…

Sabah Akşam Okunması İçin

Sevdiğim
Söylüyor
Bensiz olamayacağını

Bu yüzden
Kendime dikkat ediyorum
Yolda yürürken önüme bakıyorum
Ve korkuyorum her yağmur damlasından
Sanki beni ezecekmiş gibi.

Bertolt Brecht

Seni Tanıyamıyorum Artık

Seni tanıyamıyorum artık
O, eski sevgili, o eski can
Sen… sen o değilsin…
Bana sevgi susan, bensiz olmayan
O, sevgili sen, sen değilsin.

Seni tanıyamıyorum artık
Bir çiçekle yetinen, mutlu olmasını bilen
Gözlerime dolu dolu bakıp
Duygularını anlatan, nar tanem, bir tanem
O, sevgili sen, sen değilsin

Ne oldu sana bilemiyorum…
Bir fırtına mı, yoksa kasırga mı savurdu
Seni benden, beni senden ayırdı
Bu ayrılık niye, kinden mi, nefret mi?

Yoksa, öylesine çok sevmenin,
Sırılsıklam aşık olmanın bedelimi…
Bütün suçum seni sevmek, sevmek mi?
Seni tanıyamıyorum artık
O, sevgili sen, sen değilsin

Ben bir anda silinecek sevgili miydim?
Hep seninle birlikte düşünür,
Seninle birlikte ağlardık
Ne oldu sana bilemiyorum
O sevdiğim kişi sen misin?
Yoksa bir başkası mı?
Ne olur dön artık benliğe
Seni bulmak
Seni yine öylesine sevmek
Ve yine sevmektir düşlerim
Seni yine tanıyabilmek ve
Yaşayabilmek
En büyük tutkum.

Seni Hep Sevdim

Seni hep sevdim
Yaz kendini anlatırken yaprak yaprak
Günler ne çabuk akıp geçti sevgilim
Yüzyıllar geçti sanki aradan
Yollar yollar boyunca yan yana
Hangi yokuşu çıktıysam seninle
Kuşlar uçuştular saçlarından

Seni hep sevdim,silinmez izi
Sevimli şaşkınlıklarımın o yazdan

Kır kahveleri kuş sürüleri sonra
Konuşmadan oturduğumuz masa iskemle
Demli çay,demli çayın buğusu
O yaz daha mutluydu seninle

Sesin mavimiydi ya kalbinin sesi
Bir saat gibi işlerken kendiliğinden
Yine buluştu gözlerimiz sevgiler üreten
O yaz seni çok sevdiğimi
Öğrendim bir akarsuyun sessizliğinden

Bulutlardan bulutlar çıkardım o yaz
Çiçekler suladım her gün batımı
Çocuklarla konuştum hüznü unutturan
Yalansız hilesiz sevdim seni
Çiçekler çocuklar ezgiler içinde

Ahmed Ada

Gözlerin Kal Diyor

Buna nasıl ayrılık bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git

Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kim bilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git

Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git

Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudakların git

Ahmet Selçuk İlkan

Büyük Sevdalar

Son zamanların
En büyük sevdalarını,
Yaşıyorum ben.

Sokaklara indim
Kapı kapı dolaştım
Acıların sevdaların
Girmediği ev aradım
Bulamadım.
Kendimi Dağlara vurdum
Ferhat’ı gördüm.
Koştum çöllere
Dolaşırken Mecnundan
Keremi sordum..

Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben.

Ay’a yıldızlara gittim
Şirin’i, Aslı’yı, Leyla’yı sordum
Kor Ateşler içinde
Yanan yürekleri
Güneşte gördüm..

Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..

En çok bahar kokulu
Kadınları sevdim.
Buğulu gözlü kadınları
Bir başka sevdim..
Beni yakan her güzeli
Aslı, Şirin, Leyla sandım.

Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..

Ozanlara, şairlere
Eli kalem tutan kimi.
Gördüysem..
Acının ilacını sordum.
Ateş yağmurundan
Kavrulmuş gözlerinde
Kendi yansımamı gördüm..

Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..

Dağa, taşa, karıncaya
Yaşayan her varlığa
Aşık oldum.
Çılgınlar gibi sevdim
Büyük aşklar, ihanetler yaşadım.

Son zamanların
En büyük sevdalarını
Yaşıyorum ben..

Boyutsuz Sevda Bu

Boyutsuz bir sevda bu
Zamanı yok
Mekanı yok
Sonu ne olur diye
Hesabı yok

Boyutsuz bir sevda bu
Korkusu yok
Türküsü yok
Sen sever misin diye
Sorgusu yok

Boyutsuz bir sevda bu
Zinciri yok
Silahı yok
Böyle olmalı diye
Kitabı yok

Dilek Özdemir

Dünyalar Kadar

Sevmedin hiç beni, belki sevemedin
Aşk sana yenildi ben aşkına yenildim
Her şeyi bırakıp gelmeyi kaç kez denedim
Döndüm her defasında yolun başından ama,
Izdırabı çok büyük sensizliğimin.

Oysa ne ümitlerle sevmiştim seni
Dünyada hiç kimseyi ve hiçbir şeyi senin kadar
Sevmedim, sevemedim ne yazık ki,
Kanlı yaş ile doldurdu, kör eyledi sevdan
Gülmeyi unutmuş yorgun gözlerimi.

Sevmedin hiç beni, belki de sevemedin,
Oysa ben seni:
Dünyada açan yapraklar kadar,
Toprağa düşen yağmur damlaları kadar,
Bin bir renkte açan çiçekler kadar,
Bir bebeğin anne sütü kadar,
Bir çocuğun saflığı kadar,
Bir duanın kabulü kadar,
Bir günahın tövbesi kadar,
Yaratanın kullarını sevdiği kadar,
Çölde su kadar,
Karda ateş kadar,
Suçsuzluğun ispatlanması kadar,
Ölümden döndüren ilk nefes kadar,
En büyük sancıdan kurtulmak kadar,
Anamdan babamdan daha çok,
Eşimden dostumdan daha çok,
Bedenimden daha çok,
Hayatımdan daha çok,
Uğruna ölebilecek kadar,
Yokluğunda ağlayacak kadar,
Varlığında doyamayacak kadar,
Kavuşunca her şeyi unutacak kadar,
Sensiz yaşayamayacak kadar,
Ve senden asla vazgeçemeyecek kadar
Çok sevdim, sadece seni sevdim yar.

Sen?
Razıyım sev beni en kötü arkadaşını sevdiğin kadar,
Ama yeter ki sev yar,
Sevginden zerresi bile bana
Dünyalar kadar

Adını Koyamadığım Sevdam

Seviyorum seni senden habersiz
Hayalimde tutuyorum ellerini
Hayalimde geliyorum göz göze
Hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum
Ve o gün gelecek biliyorum
Hep uzaktan seyrediyorum seni
En çokta gözlerini
Her yere bakıp da
Beni göremeyen gözlerini…
Oysa sevgimi anlatmak isterdim sana
Ne kadar büyük olduğunu
Ne kadar özel olduğunu
Hani havayı içine çekersin
Nefes alırsın yaşamak için
Hani kana kana içersin ya suyu
İşte öyle bir şey…
Yaşamak vardı seninle bu hayatı
Aynı duyguları hissetmek vardı
Akşamdan kalma sohbetleri uzatıp
Sabahlamak vardı günlerce
Ama yoksun ki…
Bekleyeceğim seni
Ömrüm yettiği kadar
Son nefesimi verene kadar
Hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim
Elbet bir gün geleceksin
Adını koyamadığım sevdam…

Seni Sevmek

Seni sevmek;
Acıya inat
Hayata gülümseyebilmektir.

Seni sevmek;
Gözyaşında bile
Baharın soluklandığı gülüşünü hissedebilmektir.

Seni sevmek;
Karanlığa inat
Gözlerinde aydınlığı görebilmektir.

Seni sevmek;
Rüzgara inat
Gül kokulu nefesini içine çekebilmektir.

Seni sevmek;
Soğuğa inat
Her yağmur damlasını
Sen diye Seyredebilmektir.

Seni sevmek;
Sensizliğe inat
Bir ömür seni bekleyebilmektir.

Seni sevmek;
Ölüme inat
Güneşli sabahlarda
Mutlulukları gözlerinde yakalayabilmektir.

Sen Aslında Çok Eski Bir Şeye Aşıksın

Künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerimi
Ölürsem beni seninle ararlar şimdi

Bak, incelirken zehirleniyorsun yavaş yavaş
Beni yanaşma ruhum boğuyor geceleri

Ölürsem beni seninle ararlar şimdi

Yüreğim paslı bir sarnıç
Gözyaşlarının demi hala avuçlarımda

Sesleniyorsun sevdaların kilitlendiği manastırlardan
Yaşamak güçlü olmak değildir her zaman

Künyeme kazıdım ölü doğmuş sevinçlerini
Ölürsem beni seninle ararlar şimdi.

Cezmi Ersöz

Karasevda

Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?

Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir

Cahit Sıtkı Tarancı

Sevgilim

Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni

Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
Ve göremesinler seni bir daha

Nazım Hikmet Ran

Ya Canım Ellerini Tutmak İsterse

Kirli camlardan az çok gökyüzünü görüyorum
Özlediğim bahar kokuları geliyor burnuma
Karanlık odamın gölgeli duvarları sessiz
Kirli sakallarımdan görünmeyen yüzüm var aynalarda

Can Yücel’i okuyorum sabah akşam
‘ya canım ellerini tutmak isterse’ diyorum
Kendi kendime
Dağılmış tesbih gibi oldu içimdeki duygular
Bir serseri kurşuna döndü yüreğim
Sana dair hiç bir şey kalmadı
Hafızamdaki nemli gözlerinden başka
İçimdeki denizler kurudu ardından
Sana benzeyen gökyüzüm çöktü
Ucuz kavgalara tutuştu yüreğim
Senden sonra eskisi gibi olamadım
Mavi sabahları karşılayamadım tepelerde
Ya ellerini özledim
Ya da kutup sıcaklığında olan gözlerinin ışığını
Pembe yağmurlarım yağmadı ardından
Oturduğum banklarda unuttum yalnızlığımı
Nereden bilecektim senden sonra ellerini arayacağımı
Ya da yalnız kalacağımı
Hıçkırıklara boğulan gözlerim senden kaldı
Sessiz çığlıklar yarattı kalemimle ellerim
Yüreğimin ırmaklarından içtim özlem sularını
Derme çatma, yıkık barakalarda sakladım aşkını
Ilık rüzgârlar üşüttü şiirlerimi
Yalnız bulutlar anladı şair halimi
‘ya canım ellerini tutmak isterse’ demiyorum bak
İstiyorum ellerinin o masmavi sıcaklığını
Ve biliyordum senden sonra seni arayacağımı

Nasıl gittin soğuk savaş meydanlarına
Nasıl kandın yalanlarına meleklerin

Biliyorum
İçindeki dağılmış duygular artık toplayacak
Senden başka özlemlerim kim olacak söylesene
Ben artık tek bir şeyi düşünüyorum

‘ya canım ellerini tutmak isterse’…

Arif Şahin

Gizli Sevda

Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.

Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan,
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız, bir oğlan.

Seni sordu
Hiç değişmedi, dedim,
Bildiğin gibi…
Anlıyordu.

Mesutmuş, kocasını seviyormuş,
Kendilerininmiş evleri..
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selam söyledi.

Behçet Necatigil

Nazlim

Universiteit Gent üniversitesinden 2003 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Okuyucuların dikkatini çekecek haberleri 2004 yılından beri Nazlim.NET sitesinde yazmaktayım.

15 Yorum

  1. Öyle bir sarıldın ki bana içim gitti
    Kalp atışını tam göğüs kafesimde hissettim
    Korkmuştun belki çok hızlı koşmuştun
    Olabildiğince kaçıyordum ama kurtuluşu yok gibi baktın
    Belliki bırakmıycaktın
    Kulağıma fısıldadın
    Seni istiyorum özledim
    Şaşırdım ve bişi demeden geri çekildim biraz uzaklaştım sonra dayanamadım ve bağırdım bende seni özledim…

  2. Ne umutlarım söndü gece olunca
    Şimdi sen varsın gece gözlü
    Gökyüzüne seni çizdiğimde
    Yıldızları düşüren gülüşün
    Uzakları yakın manzara eden yüreğin
    Gecemi kovan güneşin.
    İyileştiren merhamettin.

    Öyle hayran kaldım ki sana
    Hayranlık orta yerde
    böyle başlar ve gider
    Hayranlığın başı nerede
    Sonu neye varır bilinmez
    Hani bilinsede
    o heryerde söylenmez
    Daha nelerine hayranım

    Uzanan eli havada bırakmayan
    Takdirde cömert, sıcacıklığına
    Karşındakini harika motive eden içtenliğine
    İçimde sevinç çığlıkları var
    Seni hiç göremesemde, duymasamda
    Kelimelerinle yakınsın bana
    Var olduğunu hissettiriyorsun
    Sana hayranım ben….

  3. Birbirine benzese de
    Yel başkadır, rüzgar başka
    Hoş Gül başkadır, çiçek başka.
    Ağaçtaki Kuş başkadır, böcek başka.
    Denizdeki Gemi başkadır, vapur başka.
    Hakkın yolu öz yoldur
    Eğilmeyen kullar başka
    Hayırla şer başka
    Şeytan başka, melek başka.
    Kah kazandım, kah talandım.
    Ömrüm boyu haçalandım
    Akıl başka, yürek başka.
    Yetmedi sabrım, inadım
    Amel başka, dilek başka.

  4. Odam karanlık,yüreğimse hissiz
    Hava soğuk,üşür içim.
    Turunu bitirir ay ve güneş
    Sen bana git dediğin an.
    Anlayamam en büyük suç,
    Düşüncemde sen,dilim suskun
    Senden vazgeçtiğim an.
    Telefon elimde öylesine bekleyiş,
    Karanlıklar gitmez artık gelsede titreyiş.
    Sesin, huzurun ve sen
    Hayel kırıklığından çıkıp gel sende etkisiz.
    Üzüntü hüzün yüzüme çarpan ben sana kırıldığım an.

  5. Gün gelir, doğmaz bir asırlık güneş,
    Söner gecenin ayı,
    Ve gün gelir,
    Yıkıp geçersin içimdeki dünyayı,
    Bir solgun yaprak olur,
    Rüzgar rüzgar seni dökerim.
    Gün gelir ardında bırakırsın
    hiç bırakmak istemediğin şeyleri
    işte şuramda diyemezsin.
    En sevdiklerini yitirirsin…
    Bir gün,
    Kıymetini bilemediklerine
    ” keşke ” dersin…
    Düşüncelerin ve keşkelerin peşinden bir gün,
    Bir gün, daha gelir
    Kimse bilmez…
    “belki” Sende bilmezsin…!
    Ne adın kalır, nede arkandan yas tutanın.

  6. Seninle tanıştığım da çok küçük bir kız çocuğumuşum,
    Saf,
    Duygusal,
    Samimi,
    Gösterişsiz,
    Candan,
    Şefkatli,
    Heyecanlı,
    Özlemli,
    Gerçek,
    Umutlu,
    Masum,
    Yalanlara inanan,
    Ve sen inandırdın beni en büyük kan kaybım.
    Adına inandım,
    Beni seveceğine ,
    Uzaktan uzaktan özleyeceğine,
    Seninle düşlerimi sulamak istedim
    Bütün kötülüklere inat gülümsemek
    Hazineler dolusu bir servet değil gizlice en çok seni istedim
    Ama sen ne istedin
    Masumiyetimi katletmek,
    Korkularımla beni yüzleştirmek,
    Bilirsin en çok karanlıktan nefret ederim
    Şimde en büyük karanlığımda sensin .
    Beni denemek istedin farklı hesapların kirli yüzünden,
    Kendimden bir çok kez özür diledim
    canın sağolsun yeter dedi
    Değmezdin
    Çünkü sarhoştun,
    Aldatandın,
    azarlayandın,
    Yalancıydın,
    Yapmam dediğin ne varsa yapandın
    Oynadın,
    Ama ben oyunu bozdum
    Düşündüm beni kaybetmeye meyilli bir insanı varlığımla rasız etmemeliydim
    Bende gittim.

  7. Ömrüme ömrünü ada huzurun olayım
    Mühürlen yüreğime seninle kalayım
    Ezelden ebedi ömrüne yoldaş olayım
    Rehin mahkum misali sevdanda kalayım
    İsmin zikir olsun dilimde mahşere kadar
    Mabedim ahirim diye yazayım şiirlerime

    Sözler harfler kelimeler seninle anlam kılsın
    Ezgilerime nağme nağme dökeyim seni
    Nazlı yarim deyip bağrıma basayım seni
    İpe çekme seninle dolan dünyamı

    Semaya açıp elimi duam edeyim seni
    Efkarım sana olan hasretli saniyelerim olsun
    Vuslata kadar Bırak seveyim seni
    İncitme seven yüreğimi yaşayım seni bir ömür
    Yorma kalbimi Yanımda bulayım seni
    Onca kırgın dünyama huzur diye bulayım seni
    Rüyalarım gülüşlerin olsun
    Uzaktan uzağa içten içe seveyim seni
    Melek gibi olup DUALARIMla koruyayım seni

  8. güzel :)
    bravo duygulandırdınız
    şair olmak bir aşktan kopan kıvılcımın ezgilerinde süzülürken ahenge kapılmak gibidir

  9. Kızgındım karşılıksız aşkıma
    Kızgındım çok anlaşilmamişligima
    Kırgındım seni üzen herkese
    Sessizdim beni ise üzenlere

    Aklim sendeydi anlamadim oysa benim sevdam benlikten çıkmış sen olmuş

  10. Miş’li cümlelerimin tek sahibi,
    Nefretli çığlıklarımın sebebi,
    Kimsesizliğimin tanrıçası olu verdin..
    Elimdeki en güzel güldün.
    Dikenin mi zehirliydi?
    Seni koparmamın cezası mıydı?

  11. SEVDAM SENSİN
    Her gün yollarını gözlüyorum ama gelmedin
    Her göz yaşımda senin ismin geçiyor
    Seni hiç kimseye vermedim de vermemde
    Her şeyi yaparken seni düşünüyorum

    Sen gönlümde açan bir gülümsün
    Yazımda kışımda senin leyim
    Senin aşkına her şeyi feda ederim
    Sen gelmedin dünyam karardı

    Senin için dağlara çıktım
    Evim damım mağralar ormanlar oldu
    Aşkımızı dağlara taşlara kazıdım
    Ben seni bekledim sen gelmedin

    Senin için sazımı elime aldım
    Dere tepe dağ taş dolaştım
    Ne nehirler gördüm geçirdim hepsinde seni gördüm
    Kuşların cıvıltıları senin ismini söylüyor
    BAYRAM ORUÇ

  12. yanlı<lığın ayak sesleri kapımda yine…
    yattığım yerden sessi< fakat emin adımlarla yürüdüğünü hissediyorum.
    Birazdan kapımı çalacak biliyorum…
    Her defasında buluyor beni bazen kalabalıkların arasında bazense içime umut doldurduğum an da bile buluyor beni…
    İyi de oluyor hani…
    Her gelişinde bir yalana daha aldanmaktan kurtulduğumu hissediyorum…
    Birazdan kapımı çalacak…
    Nasıl yapmalı ve nasıl uzaklaştırmalı o nu kapımdan…
    Hiç ses çıkarmasam ne kadar çalsa da kapımı açmasam,
    Ve uyduğumu sansa gitse gelmese bir kaç gün daha…
    Ve onu özlesem.

  13. Y A Ğ M U R…

    Yine çisil çisil yağmur yağıyor…
    Sen yağıyorsun.
    Düşlerim yağıyor o ipek saçlarına, savrula savrula..
    Okyanus mavisi gözlerin yağıyor gözlerime bu akşam, deli deli…
    Anılarım düşüyor bir bir, sen kokan şu toprağa .
    Yere düşen her damla,
    Kalbim gibi parçalanıyor!..

    Yine çisil çisil yağmur yağıyor…
    Ceylan karası kaşların yağıyor yüreğime bu akşam, süzüle süzüle…
    Ilık ılık sen düşüyorsun bu gece yanaklarımdan aşağı.
    Bir, sen yağarsın usul usul…
    Bir, ben ağlarım sessiz sessiz…
    Ay ışığı gözlerinin gölgesi düşer aklıma.
    Seni düşünürken kahrolurum!..

    Hiçbir bulut ağlamadı yere,
    Sana ağladığım kadar.
    Yanmadı hiçbir ateş,
    Sana yandığım kadar.
    Anmadı hiç kimse inan
    Adını andığım kadar..

    Yine hüzün,
    Yine dert,
    Yine yağmur yağıyor!
    İplik iplik olmuş gökyüzünde bulutlar.
    Çile yağıyor!
    Gözlerin yağıyor gözlerime yine damla damla..
    İnce ince sen düşüyorsun yanaklarıma gökyüzünden aşağı.
    Sanki sen kokuyor şimdi bütün yeryüzü.
    Şimşek gibi çakıyorsun aklıma.
    Aklım, sende kalıyor…

    Üşüyorum!.

    Ben hiç üşür müydüm yağan yağmurda?
    Elimi bırakmasan!
    Ben hiç ağlar mıydım yağmurlu akşamlarda?
    Sen yanımda olsaydın.
    Hiç korkar mıydım karanlıktan?
    Sensiz sensiz kalmasam.
    Ben hiç ıslanır mıydım?
    Sensizliğin yağmurları olmasa…

    Yine çisil çisil yağmur yağıyor…

    Şeref YÜCEL

  14. Gel sevgili gel artık….
    Yuregimdeki kulu askının Ateşi’ne dondur yeniden!
    Gel ki bahar acsın yüzümde..yitirdiğim umutlarım can bulsun…
    Offf sevdam offf…
    aldığım her nefes ölümün habercisi sen yokken,bütün günler gece,bütün beyazlar kara….
    Sen varsan can bedende,sen varsan rengarenk hersey….
    Soyleye bildigim tek duam…
    Gel artık gel
    SEVGİLİM…..

  15. Sevgilim yalan söylersem sana
    Kopsun ve mahrum kalsın dilim
    Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

    Sevgilim yalan yazarsam sana
    Kurusun ve mahrum kalsın elim
    Okşayabilmek saadetinden seni

    Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
    İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
    Ve göremesinler seni bir daha

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir